- Kategori
- Aile
Hoşgeldin bebek, yaşama sırası sende...

İki arkadaş...Alicem ile babası...
Çok heyecanlıyız, bir çocuğumuz olacak,
Dayanamadık cinsiyetine baktırdık;
Erkek olacakmış.
Olsun…
Hiç ayırım yapmadık ki, cinsiyeti ne olursa olsun çok seveceğiz.
***
Ama derinlerde bastırılmış feodal Cüneyt, bana fark ettirmemeye çalışarak daha çok seviniyor.
Fark ediyorum ve utanıyorum;
-''Sus diyorum ayıp, yakışıyor mu sana hiç? ''
Utanıyor ve susuyor ( ama için, için gülüyor ) …
***
Harika bir şey yahu, bir erkek arkadaşım olacak.
Birlikte büyüyeceğiz, öğreneceğiz.
Ben yaşadıklarımı anlatacağım,
-''Bak böyle yap veya yapma!'' edası ile değil;
-''Ben bunları yaşadım, sonuçları böyle oldu. Sen de kendi serüvenini yaşayacaksın, seçimler sana ait.'' kıvamında.
***
Belki aşklarını da anlatırsın, istersen sana bazı taktikler (!) de verebilirim.
Gerçi zamanla anlayacaksın; bu işlerin öyle taktikle falan da olamayacağını…
***
Pişerken belki acılar da çekeceksin ama annen ile birlikte sana hep destek olmaya çalışacağız.
***
İyice delikanlı olunca, ortaya mangalı koyacağız ve karşılıklı kadeh tokuşturacağız.
Sana nasıl içileceğini öğreteceğim;
Ara sıra, kararında, muhabbetiyle, karıştırmadan ve de aşırıya kaçmadan…
***
- ''N’ olacak bu memleketin hali? ’’ diyeceğiz…
Dedenin sohbetlerinden biliyorum, eminim çok şey değişmemiş olacak,
Sadece yöneticiler değişmiş olur belki…
***
Öööf, nasıl geçecek bu birkaç ay? Daha doğumuna çok var…
***
Yok, yok dayanamayacağım, doğumunda ben de orada olmalıyım.
Selamlamalıyım seni ilk çığlığında…
Hep yanında olmaya çalışacağımızın ilk işaretini,
Annenle birlikte ben de verebilmeliyim…
***
Annenin doğumunu yaptıracak Dr.Bülent’ e,
Ameliyathaneye girip, giremeyeceğimi soruyoruz,
Karşı çıkıyor,
- ''Olur mu öyle şey'' diyor. Hijyen vs. bir sürü şey…
Selda’ yı devreye sokuyoruz, (o zamanlar aynı hastahanede).
-''Dayanamaz, bayılır bir de onun ile uğraşırız'' diyor Dr. Bülent ama bakıyor ki çok kararlıyım,
-''Tamam diyor?'' ameliyathane kurallarına uymak koşuluyla…
***
Çok seviniyorum.
Bu anı belgelemek de gerek ama...
Kameram yok o zamanlar.
Neyse, onu da hallediyorum.
Artık herşey tamam…
***
Sabah kalkıyorum (kalkamıyorum),
Midem bulanıyor,
Başım da berbat.
Ayakta duramıyorum.
Ellerimi de kaldıramıyorum, parmaklarımı bile oynatacak halim yok.
Müthiş bir halsizlik…
***
Gene aynı hastahaneye gidiyoruz.
Selda koşup geliyor sağ olsun,
Tetkikler vs. derken sonuç;
Hepatit A…
***
Ama…
Ama oğlumun doğumu?...
…
***
Merak edilecek bir şey yokmuş,
Birkaç ay içinde geçermiş, bol bol dinlenmeliymişim!
***
Ne de çabuk geçti zaman,
Daha hastahaneden çıkamadan
Doğum vakti geldi çattı...
***
Az önce annen geldi yanıma;
Dr. Bülent vakit tamam demiş, yarın annen de hastahaneye yatacakmış.
Ben üst katta, o doğum servisinde…
Boğazıma bir şey düğümleniyor ama belli etmemeye çalışıyorum,
Onu tatile yollar gibi uğurluyorum…
***
Ameliyathane önünde bekleme odasındayız.
Yanımda deden ve teyzen Serpil,
Üzerimde pijamam...
***
Müthiş telaş ve endişe içindeyim,
Hiçbir şey yapamıyorum.
Heyecanımı bastırmaya çalışıyorum ama nafile,
Serpil anlıyor ve halime kıkırdıyor…
***
Şükürler olsun!
Herşey yolundaymış, doğum iyi geçmiş.
Sen de annen de iyiymişsiniz.
***
Önce cam ardından, yeni doğan bölümünde selamlaşıyoruz.
Hastalığımın bulaşıcı dönemi bitmiş ama,
İnsanlar tedirgin oluyor, haklı olarak…
(Çocuk bölümünde sarı benizli bir adam…)
***
Nihayet, annenin odasında seni ilk kez kucağıma alıyorum.
Daha doğrusu almaya çalışıyorum, o kadar küçüksün ki, bir yerini incitirim diye çok korkuyorum.
Boynunu kokluyorum,
O süt ile çocuk kokusu karışımı harika koku…
Başını elime alıyorum, öyle küçük ki; bir limon kadar.
Korkuyorum, Ayşe teyzene,
-‘’ Çok küçük değil mi? Nasıl büyüyecek?’’ diyorum,
Gülümsüyor,
-‘’ Merak etme büyür, hem de çok büyür. ’’ diyor.
Biraz rahatlıyorum…
***
Annen ile göz göze geliyoruz,
Mutlulukla birbirimize bakıyoruz…
***
Adını daha önce annen ile anlaştığımız gibi Alicem koyacağız.
Ben seçtim bu ismi, özgün olsun istedim.
Ama sonra öğrendim ki;
Hacıbektaş’ da birkaç evin kapısını çalsan, mutlaka bir Alicem çıkarmış karşına.
***
Burada sana zaman zaman yazacağım,
Yaşadıklarımı paylaşmaya çalışacağım,
ama daha önce de söylediğim gibi,
Öğüt vermeden, yaşadıklarımı anlatarak,
-‘’ Ben bunu yaşadım, böyle oldu. ‘’ kıvamında.
Değerlendirmeyi de sana bırakacağım (eğer ister isen, belki de biraz torpil yapar yardım edebilirim (!).)…
***
25.10.1995
Alicem ŞENGÜN
Hoşgeldin bebeğim, umarım sana bu dünya sağlık ve mutluluk verir.
Umarım seni mutlu edebiliriz…