- Kategori
- Şiir
Hoşgeldin

Seni kim yolladı bilmiyorum
Melekler mi
yoksa
Arsız Şeytan mı
Bir gece vakti,
Ben gidişlerin yargılarıyla uyuyamazken sen geldin…
Hoşgeldin. Gözyaşlarım hala yastığımın altında saklı
gecenin koynunda korkularım…
Cevabini bulamadığım yüzlerce soru
içtiğim sigaramın dumanında…
İz bırakırken izmaritler
küf kokularıyla yatağımda,
sen evime bahar kokuları getirdin…
Ne vakit eridi metrelerce kar
ne vakit sıyrıldı topraktan papatyalar
ben bir velet haylazlığıyla
baharı görmemezlikten gelirken
sen geldin.
Bahar gibi kokan
bahardan öte
yaşam.
Hoş geldin…
Farklı pencerelerden gökyüzüne bakmak
farklı tenlere dokunarak uyanmak
Yavaş
yavaş
yitirmekmiş meğer
farkında olmadan dünyadaki son meleğini…
Peki...
Neden
Kapatsaydım görmeseydim
Çığlığı keskin.
Tıkasaydım kulaklarımı
nefesi soğuk.
Sarılsam bir ten sıcaklığına
ismi tanıdık
kendi yabancı…
Anlatsaydın dersen
bu kadar anlamını yitirmişken her şey
kelimeler sessiz…
Sen bu sessizlik içersine geldin.
Çat kapı.
Bir bardak şeker isteyen komşu çocuğu gibi
zamansızdı
belki ihtiyaçtandı kapıyı çalışın
ben öfkemi saklarken parmaklarımın sızısında
ve
dargınken
dengeleri yaratana
sen gülümsemenle kapımda belirdin…
…İçtiğin çaydaki şeker yüreğimden
ben kalbine tat katması için verdim..
İyi ki geldin…
Ben artik yatmadan önce ne mırıldandığımı unutsam da
geceleri uyuyorum…
Kimi zaman kâbusta olsa
rüyalar görüyorum…
Yarını merak etmeden yaşamayı öğrendim.
bu yüzden bu günkü telaşım.
Düşünmeden
Düşünenlerden
Düşünüpde yorum yapanlardan uzak
Ben seni sevmeyi engelliyemedim…
Beslersen kapında köpek
alırsan yatağına erkek
kabul edersen
hayatında bir gerçek olarak sevdim…
Korkum yok dile düşmekten,
yarının olmama ihtimalini öğrendim…
Boş sayfalarda bir günlük gibi
kibirle söndürmektense seni
24 saatte bir ömür yaşamayı öğrendim…
TuNç