Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '18

 
Kategori
İlişkiler
 

Hoşlandığın Bir Kadın Ya da Adam Uğruna Kendi Başını da Yakmaya Değer mi?

Hoşlandığın Bir Kadın Ya da Adam Uğruna Kendi Başını da Yakmaya Değer mi?
 

Erkek milletiyiz. Bazen tek bir bakışa vurulur gider aklımız...


Evet. Sana soruyorum sevgili okurum: Hoşlandığın bir kadın ya da adam uğruna kendi başını da yakmaya değer mi? Ne diyorsun? Hadi! Bekliyorum cevabını. Sen de sırf birinden hoşlandığın için daha önce yakmış mıydın başını? Bile bile ladese giriştin mi hiç kendinle? “ Onunla olmaz paşam!, O şeytan tüylüyle yapamazsın hatun kişi!” dese de aklın… Bile bile o rüyanın peşinde sürüklettin mi kalbini?

 Bu soruyu kendime sorsaydım mesela… Cevabım: “ Tabii ki. Elbette. Neden olmasın? “ dı tereddütsüz… Peki neden mi? Şundan efendim:

Meydan okumaya benim kadar yatkınsanız eğer…

 İçinizdeki çocuğu öldürmeye kıyamıyorsanız bir türlü… Aksine, her geçen gün daha fazla koruyup kollayıp büyütüyorsanız onu…

Aklınız yerine yüreğinizle verdiğiniz kararların neredeyse tümünün bedelini ödediyseniz; göz göre göre…

Duygusal bir keçi gibi davranıp, inadınızın peşine takılır mıydınız körü körüne  benim gibi?

Aklı başında bir insan, hiç de böyle davranmaz oysa. Sırf bir kadından hoşlandı diye kendi başını yakmaz bence. Üstelik, geçmişinde bu tür birkaç problem çözmüşken… Neylersin ki yaradılışımızdan gelir ruhumuz… Bazılarımız kor ateşlerin odunu olur gönüllü… Mantığın “ Olmaz! “ diye azarlayıp dursa da davranışını… Bazen engelleyemezsin kendiliğinden gelişen otomatiğe bağlanmış gidişini…

Bilirsin eşek gibi: Geldiğiniz yer ayrı. Sosyal sütatüler farklı. Ekonomik gerçekler taban tabana zıt. Önünüzdeki sonsuz ve sınırsız mayınlı tarlayı gözünüze gözünüze soksa da hayatın olağan akışı… Duygusala bağlarsınız kendinizi istemeden…

Şeytan dürtüp durur egonuzu:

 “ Yürü oğlum şuna! Ne duruyorsun? Salak! Kızım yürüsene adama! Kaymak gibi oğlan duruyor karşında! Lan gerzek! Daha iyisini mi bulucan bu devirde? Kızııım!.. Biraz daha gevşek davranırsan; başka karılar götürecek herifi!.. Kımıldasana uyuşuk! Yine kaçıracaksın treni! Cirlop gibi yakışıklı, gözünün içine bakıyo gı! İlla boynuna mı atlasın adam? Kucağına oturmasını mı bekliyon kadının?! “

Öte yandan, kendi geçmişimizi şöyle bir gözden geçirelim isterseniz… Ne akıllı erkekler yorup hırpalamıştı sizi… Ne bay karizmalar… Ne janti kasıntılar yakmıştı ruhunuzu…

Bir gülüşüne kapılıp gitmiştiniz o tatlı kadının… Saliselik bir dokunuşu o ablanın… Fikrinizi yerlere çalmıştı kaç kere. Kimi zaman masum bir öpücüğe yaktınız çıranızı, kimi zaman ayıramadığınız dudaklarınız ölüm fermanınız yerine geçmişti. Gel gelelim, ne zaman tutkularınızın, ihtiraslarınızın esiri olsanız… Kör kuyulara atmıştınız, sonsuz uçurumlara yüvarlamıştınız bedeninizi…

O yüzden soruyorum ya işte: Hoşlandığınız bir kadın ya da adam uğruna kendi başınızı da yakmaya değer mi?, diye.

Benim yanıtım: “ Adamına, kadınına göre değişir… “; olsa da… Siz ne düşünüyorsunuz bu hususta? Hep beraber yakalım mı kendimizi adamlarımızla kadınlarımız için? Yoksa kuyumcu terazilerinde mi tartalım sevdiğimizi / sevgilimizi?

Ne bakıp duruyorsun öyle?! Ben hakem değilim ki kardeşim! Kelin ilacı olsa, kendi başına sürer! Ben de aynı dertten muzdaribim. Bu garibde akıl olaydı… Güler geçerdi suale. Neylersin ki, duygusal adam… Kalbine sırtını dönemiyor bir türlü. Akıl “ Yapma! “ dese de… Yüreği söyler son sözünü…

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..