Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

09 Şubat '10

 
Kategori
Kitap
 

HUĞ (Yayında)

HUĞ (Yayında)
 

zaman uzun süredir donar günü sona bitirenler için
buzlanmış geçmiş erirken talihsiz bir kaç anıdır kalan
önce gitme telaşı sarar teslim olmuş ruhları, daha erken
sıralanırlar bir bir, talihsiz kaderin acele yazılan defterinden

bir garip uğultudur kulaklarda çınlayan durunca
avare zamanları boşluk çağırır sorular yanıtlanınca
iz düşümlerini örter; hem var hem yokken nefeslerinde
içini boşaltırken yüce ruh dolar bedenin atıl sessizliğinde.

….

Önceki kitabımda, “Roman nedir?” diyerek girmiştim söze. Sanırım aynını yapacağım: Şiir nedir? diyeceğim bu kez de kendimce.

Kısaca, sonsuzu didikleme, sonsuzla buluşma, sonsuz gibi olma hali diyebilirim. İmbikten süzülüp damla halinde dökülen en “öz”, en yoğun kelimeler birlikteliği şiirin sevdiği. Bazen en dolambaçlı, bazen en kestirme, bazen de dışında, ama çoğu kez sizi merkezine çeken duygu hali. HUĞ adlı kitabımı yazarken işte ben bu hali çok sevdim.

“Ben fikre aitim, ” diyen Soren Kierkegaard,

“İnsan tindir. Ama tin nedir? Tin kendiliktir. Ama kendilik nedir? Kendilik kendi kendisiyle ilgili olan bir ilişkidir veya ilişkinin kendisinin kendisiyle ilgili olan bir ilişkidir veya ilişkinin kendisinin kendisiyle ilgili olduğu bir ilişkinin içindedir; kendilik ilişki değildir ama ilişkinin kendi kendisiyle ilgili olması olgusundan ibarettir. İnsan sonluyla sonsuzun, geçiciyle ezeli ve ebedinin, özgürlükle zorunluluğun bir sentezidir, kısaca bir sentezdir. Bir sentez iki faktör arasında bir ilişkidir. Böyle ele alındığında, bir insan henüz kendilik değildir, ” der.

İnsanın insana veya kendi içine yolculuğundan diplere doğru karşımıza çıkacak felsefe duraklarının anahtarlarına tutturulmuş haritalardan bulacağımız yolu aydınlatır şiir. En uzak ulaşacağımız yerlerde bizi bekleyendir.

Yüzlerce yıl önce Anadolu topraklarında Yunus’a sorulan, “Ağırlığınca buğday mı istersin yoksa bir nefes mi?” sorusunun yanıtında gizlidir şiir. Kırk yılda pişen yanıt çok bilmecelidir: “Bir ben vardır bende, benden içeri. “

Bedene sıkışıp kalmış çaresiz ruhların yolculuğudur şiir. Bir kendine dönüş, aranan şeyin hep bir daha uzakta olduğunun süreğenliğindedir: Sonsuz size çarpar, aşk size çarpar; aşkınlık gelir en cömert vericiliğiyle. O an şaşkınlığınızdan kaçırmazsanız kelimelerin o büyülü dizilimini, hem de çok azı kağıda değer, bahtiyarsınızdır.

Neden bu topraklarda yaşayan insanlar şiiri çok severler? Yanıtı hepimizin içinde saklı; gönüllerimizin yüreklerimize sığmayacak kadar büyük, derin ve sevda yüklü olmasındandır. Çaresizliklerimizi sevmemizdendir. Aşkı bilip aşksızlığımızdandır.

Şiir kitaplarının en güzel ayrıcalığı okunup unutulan yerine, yeniden sayfaları açılan olması. Büyüsü de burada.

HUĞ adlı kitabım yayında.

***

http://www.netkitap.com/kitap-hug-hakan-karaduman-cinius-yayinlari.htm

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberYazdir&ArticleID=982412

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..