Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '10

 
Kategori
Sinema
 

Hurt Locker / Ölüm Kapanı filmi Oscar’ı hak etti mi?

Hurt Locker / Ölüm Kapanı filmi Oscar’ı hak etti mi?
 

HURT LOCKER


Günümüz dünyasının savaşlarını anlatan filmleri izleme konusunda pek istekli olduğum söylenemez. Özellikle barış’ı vurgulayan savaş filmlerine daha çok saygı duyuyorum.

“Günaydın Vietnam / Good Morning Vietnam”, “Coming Home / Eve Dönüş”, “La vita é Bella / Hayat Güzeldir”, “The Pianist / Piyanist” , Sophie’s Choice/ Sophi’nin Seçimi” hepsi de savaşın acımasızlığını ve barış’ın değerini bize anlatan filmlerdi ve verdikleri mesajları unutmak mümkün değil.

“Hurt Locker / Ölüm Kapanı”, Oscar adaylıkları açıklanana kadar farkında olduğum bir film değildi. Zaten .film kendi vatanında bile gişede başarılı olamamıştır.

Barış mesajını veren Avatar’ın 2.5 Milyar Dolarlık gişesinin sadece % 1’ini ( 26 milyon dolar) yaparak “Savaşa devam” mesajı veren Hurt Locker’ı Oscar’a taşıyan sebepleri gerçekten çok merak ettim ve sonunda filmi izleyebildim.

Filmin kısaca konusunu paylaşmak isterim;

Herkesin potansiyel düşman ve her objenin de ölümcül bomba olduğu Irak'ta, elit askerler dünyanın en zor görevlerinden birinde yer alır. Sıcak savaşın ortasında bombaları imha etmekle yükümlüdürler. Takım lideri William James, hem bu yaygın bombalardan hem de psikolojik ve duygusal etkilenmelerle uğraşmaktadır.

James, Irak'ta girişilen sıcak çatışmalar sırasında ekibini tehlikeli bir kedi-fare oyununun içine atar. Kendisinin de diğerlerinden farklı olmadığını göstermek için giriştiği bu kanıtlama yarışında bir süre sonra kontrolünü kaybeder. Ekip hem kendi içlerindeki hem de dışarıdaki kaos ortamını yönetmek zorundadır...

Filmin yarısına geldiğimde halen konunun nasıl şekilleneceğini merak ediyordum. Filmin sonuna doğru yaklaştığımda ise güçlü bir senaryonun olmadığını gördüm.

Bir filmin senaryosu sağlam bir omurga üzerine oturtulmalı ve bu omurgayı destekleyen yan öykülerin giriş ve çıkışları, hikayeyi olumlu yönde etkilemeli ve izleyene sıra dışı bir serüvende olduğunu histtirmelidir.Olayların seyircinin beklentisi dışında gelişmesi, filmleri özel ve sıra dışı yapabilmektedir.

Hurt Locker’da böyle bir öykü yok!

Bir görev timinin faaliyetlerini sanki amatör bir kamera ile çekmişler, haber yayını için gelişi güzel kurgulamışlar ve yayına acele ile yetiştirmişler gibi...

Kathryn Bigelow ‘un filmografisi hakkında Türk seyircisi olarak çok fazla bilgimiz yok. 1988 ve 1996 yıllarında iki ayrı film ile "Saturn Award" ödülü alan bunun dışında TV dizileri çeken ve kendi yağıyla kavrulan bir yönetmen statüsünde.

Bu yılın Oscar adayı filmlerinden “Up in the Air, Aklı Havada” ve “Soysuzlar Çetesi / Inglourious Basterds”: District 9 / Yasak Bölge" filmlerinin bile senaryosu Hurt Locker’dan çok ama çok daha sıra dışıydı.

Hani, “Akıl Oyunları”, “ Çarpışma” , Slumdog Millionaire, ”Silence Of Lambs / Kuzuların Sessizliği” filmlerinde filme ve yönetmene saygı duymuştuk.

Filmin hangi amaçla yapıldığı Yönetmen Kathryn Bigelow ‘un Ödül konuşmasında açığa çıktı.

""Bu ödülü Irak'ta, Afganistan'da ve dünyanın dört bir yanında, hayatını her gün riske atan kadın ve erkek askerlere adıyorum" demişti.

Hemen ardından açıklanan En İyi Film Ödülü'nü bu kez prodüktör olarak almak için sahneye geldiğinde ise şöyle konuştu: "Onlar orada bizim için varlar, bizler de onlar için buradayız." diyerek tercihini savaştan yana karşı kullandığını açıklamıştı.

Filmin en son sahnesinde William James evine dönmüş ve eşine “ hergün Irak’ta onlarca kişi canlı bombalardan ya da tuzak bombalardan dolayı ölüyor ancak bombaları etkisiz hale getirmek için daha çok teknisyene ihtiyaç var” diyor.

Film, kahramanımızın Irak’a görevinin başına geri döndüğünü gösteren sahne ile sona eriyor.

Filimde özellikle önemsizleştirilen bir taraf var, O da “direnişçiler”...

Direnişçiler kim ki ? Terörist mi? En azından ülkeleri işgal edildiği dönemde daha gerçekci bir amaçları vardı.Amerika, ülkelerine girmeseydi direnişçiler tuzak bombalarını halkın arasında patlatır mıydı?

Amerika’nın ortadoğu stratejisi ile ilgili kararını, film ve 5800 üyeye sahip akademi üyeleri Oscar gecesi bir kez daha dünya’ya duyurmuş oluyor.

Direniş sürer ise Amerika Irak’ı terk etmeyecek...

Kim bilir , varlığını sürdürmek adına bombaları birer ikişer halkın arasına koyan da bu stratejinin sahipleri olmasın ?

 
Toplam blog
: 62
: 2308
Kayıt tarihi
: 10.12.09
 
 

Üniversite yıllarında başladığım fotoğraf sanatını iş hayatına atıldığım dönemde geliştirdim. Bir..