İ. Melih Gökçek'in son icraatı..

Akyurt,  

Adese,  

Bim,  

Altın Bilekler,  

Çelikler,  

Makro Market,  

Gimsa,  

Gimpa,  

Baş Gimpa,  

A 101,  

Meşhur Peynirci,  

İrili ufaklı, adını hatırlayamadığım bir sürü süpermarket. 

Bunlar Ankara’da faaliyet gösteren ve alış veriş yapanları servis araçları ile evlerine bırakan süpermarketler. 

Yaklaşık 3000 tane servis aracı var bu süpermarketlerin ve her servis aracında en az bir şoför çalışıyor. Evine ekmek götürüyor. 

Çalışma ama nasıl, asgari ücret ve günde en az on dört saat çalışma. Çıplak maaş dışında hiçbir hakları yok. Asgari gelir indirimi hakları ödenmez, işten çıkarılırlar hiç bir tazminatları ödenmez. Kiminin sigortası var, kiminin yok. 

Ülkemizdeki her türlü geriye gidişe istinaden, AKP’nin getirdiği “İşçi haklarını budayan” yasalara uygun olarak, güvencesiz ve “yarın ne olacağım” endişesi ile köle gibi çalışan bu şoför kardeşlerim “yine de bir işim var” huzuru ile bu sektörden ekmek yemeğe çalışıyor. 

En az 3000 kişi, aileleri ile bakarsanız en az 10000 kişi,  

Ankara’da bir de minübüsçüler var. Ankara’nın hangi hattı olursa olsun bu minübüsçülerin, hiçbir emek harcamadan elde ettikleri büyük bir rant kazanımı da var tabi. Gidin bir minübüs sahibine, sırf hat ve plaka bedeli olarak en az bir milyon lira isteyecektir. Ülkemizdeki AKP çarpık sisteminin beleşten kazanımcıları olan bu minübüs sahiplerinin “şikayetleri” üzerine İ. Melih Gökçek, Süpermarketler de servis uygulamasının kaldırılmasını buyurmuş.  

Yani bir Şubat’tan sonra en az 3000 işsiz daha kazanacak Ankara. “Ya kaldırın ya da her servis için her ay 1000-1500 lira haraç vereceksiniz” buyurmuş hazret. 

3000 kişi sevgili dostlar. Yakınları ile birlikte en az 10000 kişi daha Gökçek’in “Gıda Yardımı” adı altında vereceği kokmuş makarna ve peynire muhtaç olacak bir Şubat’tan sonra. 

Kimisi bu “Gıda yardımlarından” dolayı dua edecek Melih Gökçek’e, kimisi de aynen RTE gibi konuşacak Gökçek hakkında. (RTE’nin nasıl konuştuğunu bir önceki yazımda görmüşsünüzdür.) 

Ey İ. Melih Gökçek. 

Eğer rant peşinde koşan ve zaten ülkemiz standartlarının çok üzerinde bir gelire sahip olan minübüsçüler haklı ise, niye “haraç verirseniz servisleri serbest bırakırım” diyorsun. Yok minübüsçüler haksız ise (Ki bence öyle), niye bu kadar insanın ekmeği ile oynuyorsun. 

Arkasına İşçi hakları düşmanı olan AKP hükümetini alan İ. Melih Gökçek, yarın mesela Ostim’de 30-40 işçi çalıştıran küçük işletmelere de “Yok kardeşim bu kadar işçi çalıştırılmaz. Bizim işsizlere ihtiyacımız var. Herkes çalışırsa biz kime Gıda Yardımı verip sonrada onlardan oy isteyeceğiz.” derse ve bunun içinde gerekli kılıfı uydurursa hiç şaşırmam. 

İ. Melih Gökçek’in çalışanlara düşman bu yüzünü önce o servislerde çalışan şoför kardeşlerimin ve yakınlarının, sonra da Gökçek’ten aldığı “Gıda Yardımları” ile geçinip “Allahına şükredenlerin” görmesi en büyük dileğim. Yarın sıra o yardımları alanlara da gelecek. Bundan eminim. 

İnşallah bu uygulama Yargı’dan döner. 

Bu işsiz adayı şoför kardeşlerime önerim. Birleşmeleri, örgütlenmeleri ve bu haksızlığa baş eğmemeleri olacaktır. Önümüzdeki günlerde Ankara’da bu tür örgütlenme ve direnme faaliyetlerini görebileceğimizi söyleyebilirim. 

Ne hale geldi ülkemiz, güzel Ankara’m kimlerin elinde..  

Yazıklar olsun.. 

Saygılar. 

30.01.2011