- Kategori
- Psikoloji
İçimde fırtınalar esiyor

Kendimi o kadar çaresiz ve yalnız hissediyorum ki... Sanki avazım çıktığı kadar bağırıyor, insanlara sesimi duyurmaya çalışıyorum ama hiç kimse beni duymuyor, duysa da anlamıyor. En yakınlarım bile çığlıklarımın içinden anlamlı kelimeleri bulup çıkaramıyor.
Sesimin kısıldığını hissediyorum. Tamamiyle psikolojik bir durum biliyorum ama sanki sesim yitip gitmiş gibi hissediyorum. Sanki birisi beni narkozla uyutup ben farkında dahi olmadan ustalıklı bir cerrahi müdahaleyle ses tellerimi alıvermiş gibi. O yüzden korkuyorum; daha fazla devam edemiyorum çığlık çığlığa yardım isteme eylemime. Sesimi; artık olmadığını düşündüğüm sesimi, içime gömüp haykırışlarımı iç dünyamın derin vadilerine ve uçurumlarına gönderiyorum. Hiç kimsenin duymadığı sesim yankılanıyor, hiç durmamacasına yankılanıyor ve ruhumun duvarlarına çarparak böğrüme bir yumruk gibi iniveriyor. Sarsılıyorum. Sendelemeye başlıyor ve dengemi kaybedeceğim korkusunu duyarak çaresizliğin derin uçurumuna yuvarlanmaya ramak kala son anda toparlıyorum kendimi.
İçimde derin rüzgarlar esiyor. Poyraz, karayel, gün doğusu...Aklınıza ne gelirse püfür püfür esiyor. Hiç bir sığınağın olmadığı ucu bucağı görünmeyen bir ova da kasırgaya yakalanmaktan korkuyorum. Aklımda yıllar önce izlediğim “Twister” filmi ve hortumun içinde yitip giden envai çeşit nesnelerin görüntüsü canlanıyor. Korkuyorum; hortumun içine çekilip bilmediğim yerlere savrulmaktan korkuyorum.
Neden böyle karamsar duyguların içinde savrulduğumu bilmiyorum. Bu konu hakkında düşünmekte istemiyorum. Şu an tek yaptığım hissetiklerimi bir şekilde dışa vurarak rahatlamak. Sesim ve çığlıklarım anlamlı ve herkesin anlayabileceği cümlelere dönüşsün ve beni ordan oraya sürükleyen fırtınalar dinsin istiyorum artık.
Blog Resim: http://www.puzzlehouse.com/twister500clem.htm