Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İçimizdeki çocuk...

İçimizdeki çocuk...
 

Herkesin içinde bir yerlerde masum, saf, temiz, duygusal bir çocuk yaşar.. Ama herkes de içindeki çocuğu keşfedecek ve onu yaşatacak insanı bekler.
Hayatında mucizelere inandın mı hiç? Peki ya tesadüflere? Hiç beklemediğin anda, hayatının belki de en bocalayıcı dönemini yaşarken "sen nerden çıktın?" dediğin bir tesadüf yaşadın mı? İyi mi kötü mü olduğunu anlayamadığın karmakarışık bir halde "seni bırakıp gittiğinde bile sadece arkasından KADER…" dediğin bir tesadüf yasadın mı hiç?

İçindeki çocuk yeniden o pembe hayallerinde can bulmuşken, bir elinde dondurması diğer elinde balonuyla oradan oraya koştururken, aniden birinin elinden dondurmasını attığını ve balonunu patlattığını gördüğünde duyduğu o korkunun, hayal kırıklığının, savunmasızlığının hiçbir şey diyemeden ağlamaya başlamasının ne demek olduğunu büyüdüğünde yeniden yaşadın mı sen?

Peki ya hasta yatağında yatarken, gecenin bir yarısı uyanıp anne ve babanın yanında olmadığını fark ettiğinde ağlamaya başladın mı hiç?

Çocukken kim daha hızlı koşacak oyununda hep birinci olurken, şimdi, bu yaşında da oynamaya kalksan sence ne kadar koşabilirsin? Ya da koşacak gücü bulabilir misin?

Çocukken birileri sana şaka yapıp ayağına çelme takardı, gülerdin, çünkü şakaydı. Peki ya şimdi takılan o çelmelere cevabın ne? Şaka mı gene? O zaman gülüp geçtiğin o çelmeler, peki şimdi niye seni bu kadar üzüp sinirlendiriyor?

Yoksa büyüdün mü artık?

Yoksa büyüdükçe hayat sana bütün gerçekleri gösterdi mi?

Yoksa insanların aslında göründükleri kadar masum olmadıklarını mı öğrendin?

Yoksa küçükken arkadaşlarının elinden aldığı bebeğini ya da o çok sevdiğin oyuncak arabanı artık elinden almaya çalıştıkları hayallerine, kalp kırıklıklarına, ailene değişmeye mi başladın? Ama o zaman küçücük bir oyuncak için yeri göğü ayağa kaldırmaz mıydın? Şimdi niye vazgeçtin?

Yoksa artık hayatta bazen başkalarının hayalleri ve mutlulukları için oyuncak olduğunu mu fark ettin?

Yoksa artık seninde sorumlu olduğun kişiler mi var?

"Hayır" dediğimde "hayırdır" diye diretirken çocukken, peki şimdi ailen benim için "lütfen" dediğinde hiçbir şey diyemeden neden "peki" demeye başladın? Yoksa hayatta seni her şekilde kollayan gücü kaybetmekten korkar mı oldun?

Yoksa büyüdün mü artık?

Evet artık büyüdün… Sahte sevgileri gördün, biraz daha sığındın ailene, gerçek dostlarına…

Artık büyüdün… Çünkü tek başına bir karar vermen gerektiğinde etrafına baktığında seni gözleriyle de olsa onaylayacak insanların her zor anında yanında olamayacaklarını ve tek başına karar vermek durumunda olduğunda sadece duygularınla değil, sorumlu olduğun kişileri de düşünerek mantığınla karar vermen gerektiğini öğrendin! Halbuki küçükken sen değil miydin annene babana "ben olsam ağzını burnunu dağıtmıştım" diyen? Şimdi niye yapamıyorsun peki? Büyüdün de ondan mı?

Evet artık büyüdün…

Sinirine, ani kararlarına, gözyaşlarına, ağzından çıkacaklara hakim olmayı öğrendin…

Büyüdün …

Dünyanın sadece senin etrafında dönmediğini, her istediğinin anında olamayacağını öğrendin…

Büyüdün… Çünkü sana hayatı anlatmaya çalıştıklarında gülüyorken, şimdi sen başladın hayatı anlatmaya…

Zaman geçiyor, her gün takvimden bir gün daha gidiyor, her gün yeni şeyler öğrenmeye devam ediyor, her gün biraz daha büyüyoruz…

Daha çok büyüyeceksin… Yeni şeyler öğreneceksin. Acılarında olacak, anlatamayacağın mutluluklarında…

İzin verme hayallerini yıkmalarına… İzin verme seni senden almalarına…

Hayata ne verdiysen onu bir gün alacaksındır unutma !

Huzurunla , saygınla, sevdiklerinle, başın dimdik yolunda yürümeye devam et sen!!!

Al eline balonunu ve dondurmanı masum çocuk… Alırlarsa alsınlar elinden ne de olsa senin kendinden büyük hayallerin var!!!

 
Toplam blog
: 16
: 1368
Kayıt tarihi
: 19.10.06
 
 

Kendini anlatmaya gelince insan bir an duraksıyor.. Galiba en zoru insanın kendini anlatması:)1982 M..