- Kategori
- Müzik
İçinde “Lanet” geçen Şarkılar

Her çeşit müziği dinlerim.
Çocukluk yıllarımda, radyodan türküleri, şarkıları öğrendim.
Türk Hafif Müziğinin en popüler şarkılarını hep radyodan dinledim.
“Dilek Kutusu” adlı bir program da, klasik müziği tanıdım.
Diğer ülkelerden yayın yapan radyolardan da ”arabesk” diye isimlendirilen şarkıları dinledim.
Kısacası ben bir müzik oburuyum.
Arabesk müziği, “yoz müzik” diye kötüleyip, kendimi “entelektüel” göstermeye ihtiyacım yok.
“Entel dantel” gibi ucuz söylemlerle de kimsenin dinlediğini yargılamam.
*
Derviş Ali’nin;
“Gönül gel seninle muhabbet edelim
Araya kimseyi alma sevdiğim
Ya benim kimim var kime yalvarayım
Kaldır kalbindeki karayı gönül” sözleriyle, Torosların tepesinde Halk Müziğinin içine girdim.
İnsan hayatının her evresini anlatan türküler.
Bize ders veren, düşündüren türküler…
*
Birçok şarkıda, sevdanın kuş tüyü hafifliğini ve nezaketini öğrendim. Bir Selahattin Pınar şarkısındaki;
“Bir bahar akşamı rastladım size
Sevinçli bir telaş içindeydiniz
Derinden bakınca gözlerinize
Neden başınızı öne eğdiniz” sözlerindeki nezakete hayran kaldım.
Şarkılar deryasında, yüzmesini bilmeden yüzmenin güzelliğini öğrendim.
*
Ben Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur gibi sanatçılara hayranlık duyarım.
Söz yazan beste yapan yorumlayan… Onlar bu ülkenin gerçekleri. “Damar” derler onların şarkılarına.
Sözleri kuvvetli, müziği zengin her şarkıyı zevkle dinlerim.
*
Son dönemlerde televizyonlarda bazı şarkılar dolanıyor.
Şarkıları sözlerine bakıyorum.
“Lanet olsun” diye bir cümle dillerde.
Niye, kime lanet olsun?
İnsan sevdiğine lanet okur mu?
“Lanet olsun” cümleciğinin yerine o kadar çok cümle konulur ki…
Türkçe gibi zengin bir dilin içinde, daha güzel kelimeler bulamadınız mı?
Şarkı sözü yazarları, bu kadar söz fakiri insanlar olabilir mi?
Hayret!
İki örnek vereyim.
İbrahim Erkal’ın, “Nasıl Sevmiştim” şarkısı
“Ben dostluk deryasında
Çok sevdim çok sevildim
Bir mutluluk rüyasında
Sana çok kötü yenildim
Lanet olsun gücüm yetmiyor
lanet olsun sözüm geçmiyor
Nasıl sevmiştim seni”
Ben düzelteyim sözleri;
Ah ne çare gücüm yetmiyor
Ah neyleyim sözüm geçmiyor
Benim gibi birisi bile bu sözleri böylesine söyleyebiliyorsa, bu işi sanatçı geçinenler niye doğru yapmazlar. Niye “lanet” okurlar.
Bir insan ayrıldığı sevgilisine bile lanet okumamalı.
Birde Elazığlı Gariban Ahmet’in kızı“Ceylan” isimli şarkıcının okuduğu şarkıya bakalım.
“Lanet olsun, lanet olsun seni böyle sevdiğime
Lanet olsun, lanet olsun seni gördüğüm o güne
Lanet olsun, lanet olsun seni böyle sevdiğime
Lanet olsun, lanet olsun böyle aşka sevgiye”
Olacak şey değil.
Lanet olmasın güzelim.
İnsan yılanı sevse, lanet okumaz.
*
Bu iki şarkı çok çalınınca ilgimi çekti. Araştırdım. Lanet okuyan daha birçok şarkı şarkıcı var.
Şaşırdım vallahi.
*
Dizi filmlerde, kovboy filmlerinde, bol miktarda “Lanet Olsun” diye bağırıyor kötü adamlar.
İyi adamlar, “lanet” okumuyorlar.
Lanetlenecek birçok şey vardır bu hayatta.
Hep birlikte lanetlenir.
Şarkılarda, türkülerde lanet kullanılırsa, toplum “lanet” kelimesini bal şeker gibi görmeye başlar.
Sonra herkes birbirine;
“Lanet olsun, seni seviyorum hayatım!” demeye başlar.
“lanet olsun! Bu kadar güzel yemek mi pişirilir”
Olmaz böyle bir şey!
*
Engerek yılanını, birbirlerine atan kovboylardan birisi, yılan tarafından sokulunca, elini ısırığın üstüne bastırıp, yılana şöyle söyleniyor.
“Lanet olsun! Bu pis hayvan beni soktu.”
Burada suç kimde?
“Lanet olsun!” sözü yerine güzel bir söz mü arıyorsunuz?
Söyleyeyim.
“Helâl olsun”
“Aşk olsun”
Bu kısa hayatımızda, hiçbir şeye “Lanet olmasın.”