- Kategori
- Deneme
İdeal eş
Eskiden iyi bir gruptuk. Birlikte çok güzel vakit geçirirdik. Hepimiz bir araya geldiğimizde her konudan konuşur, en ufak takılmayacak konulara bile takar, tartışır ve bütün bunlardan gülecek bir sebep yaratırdık kendimize. İyi dostlardık. Ama zaman geçti. Hepimiz kendi hayatımıza kendi hayatta kalma çabalarımıza gömüldük. Çoğumuz evlendi. Kimimiz çok mutlu oldu, bazılarımız ise mutsuz. Ama ne kadar kopmuş olsak da hepimiz bir şekilde iyi günde de kötü günde de bir telefonla da olsa küçük bir mail de olsa desteğimizi esirgemedik birbirimizden.
Uzun zamandır görüşemediğimiz için bu hafta sonu görüşmeye karar verdik. Evlenenler, çocuğu olanlar eşlerini ve çocuklarını alıp geldiler. Tam takım olmalıydık. Fazlamız olsa bile eksiğimiz olmasın diye düşündük. Toplandığımızda bir de baktık ki çok güzel bir aile olmuştuk. Yeni arkadaşlarımız vardı aramızda. Daha önceden kızdığımız belki zaman geldiğinde çekemediğimiz ve arkadaşımızı üzecek diye korktuğumuz arkadaşlar katılmıştı grubumuza.
Hepimiz bir aradayken yine konu her zamanki gibi dönüp dolaştı ve ideal kadın ve ideal erkeğe geldi. Herkes bir başka şekilde kendi fikrini savunuyordu. Arkadaşlarımız eşlerinin yanında her ne kadar ideal eş şu şeklide olmalı diye fikirlerini tam ve net olarak söyleyemeseler bile şöyle olsa daha iyi olurdu şeklinde fikrini söylemeye çalışsalar da mutlaka tam olarak söylemek istediklerini söyleyemedikleri kesindi. En rahat yine biz bekâr birkaç arkadaştık. Bir konuyu istediğimiz gibi tartışabiliyorduk ve diğer arkadaşlarımıza söz hakkı doğmasını sağlıyorduk.
Sonra Tufan arkadaşımız ideal kadınla ilgili dileklerini saymaya başladı. Benim gözümde ideal kadın her şeyden önce sevimli olmalı gülümseyince benim gönlüm ışımalı Gülümsemesinin ışığı gözbebeklerinden taşmalı. Okumalı kendini geliştirmeye açık olmalı, ben konuşmaya çalıştığımda bir şeylerden ufak tefek bilgisi olmalı, bilmese bile öğrenmeye açık olmalı ve beni dinleyebilmeli, dinlediğinde anlayabilmeli. Çok güzel olmasa bile bakımlı olmalı. Aynaya baktığında kendisi hissetmeli kadın olduğunu sonra bana hissettirmeli. Dürüst olmalı. Bana bir şey yaptırmak istediğinde ufak tefek entrikalar yapmak yerine bana istediklerini dürüstçe ve tatlılıkla söyleyip yaptırabilmeli. Kavgacı olmamalı. Ben bilmeliyim ki huzur benim evimdedir. Benim kadınımdır huzur. Ben onu görmek için evime koşa, koşa gelmeliyim. Ona sarıldığımda, onu kokladığımda ben yaşadığımı hissedebilmeli ve tüm iş sorunlarımı unutabilmeliyim. Baskıcı ve kıskanç olmamalı bana. Bilmeliyim ki benim kadınım bana her şekilde güvenir. Ona ihanet etmeyeceğime ve onu mutlu edeceğime dair bana güveni tam olmalı. Gözlerime baktığında bana bu güveni verebilmeli ve benim ona verdiğim vermek istediğim güveni gözbebeklerimden anlayabilmeli. Benim en yakın arkadaşım olabilmeli. Derdimi de paylaşabilmeli sevincimi de, sorunlarımı da ortak bir soruna beraberce çözüm bulabilmeliyiz, benim en büyük desteğim olabilmeli. Sonra istediklerini daha sayacaktı ama biz hepimiz birden yüzüne bir tuhaf bakmış olmalıyız ki. Sustu. Benim istediğim ideal kadın bu şeklide belki vardır, belki yoktur ama ben böyle birini bekliyorum hayatımı adamak için dedi.
Aslında hepimizin vardı bir ideal eş modeli ama çok sevdiğimiz zamanında bu tür konuları kolayca paylaştığımız konuları paylaşmaya çekinmiştik o gün. Çünkü biliyorduk ki artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Çocuk değildik. Köprünün altından çok sular akmış. Hepimizi pişirmişti hayat. Anlatamadık. Tufan’dan başka cesur çıkmadı aramızdan o gün. Bende anlatmak isterdim mesela içimdeki ideal erkek modelini ama bu konuda ama şimdi düşündüğümde tam bir tanım bile bulamadım. Ben sadece güvenmek isterdim. Güvenmek. Anlatamadık.
Belkilerimizi ve keşkelerimizi, tekrar hayallerimizi eskisi paylaşabilmeyi başka bir toplantıya belki de bambaşka bir bahara sakladık.
Belki de başka bir toplantıda aramıza yeni arkadaşlarımızın katılmasını, Tekrar sevebilmeyi ve sevilebilmeyi diledik aşkı bulamayan dostlarımızla.