- Kategori
- Siyaset
İdeal Müslüman siyasetçi

Siyasetçinin yönü
Siyasetin temel amacı; toplumda bulunan insanların din, fikir ve kültür farklılıklarına bakmadan, ortak idealler, projeler ve paydalar etrafında birleştirerek ülkeye ve millete hizmet üretmek, kalkınmasını sağlamak için çalışmak ve bu idealler uğruna halk adına yönetime talip olmaktır. Siyaset, kendi ve çevresinin çıkar grupları için değil Ülkeyi diğerlerine göre daha iyi yöneteceğim iddiası ile yapılmalıdır. Siyaset, belli bir ilke ve değerler üzerine yapılırsa hizmet üretilir, çıkarlar ve menfaatlar üzerine yapılırsa bireylerin çıkarları ülke menfaatlerinin önüne çıkar ki yapılan siyaset çok derin ayrışma ve çatışma doğurur. Bu durum, aynı zamanda, ülkede yaşayan tüm bireylerin geleceğinin çalınması demektir. Bu nedenle siyasetin ahlaki bir amacı olmalı ve uygulamalarında adaleti ön planda tutmalıdır. Tüm bunlar yapacak olan siyasetin temel aktörü olan siyasetçidir. Siyasetçi, ülke ve milletin kalkınması doğrultusunda belli bir hedef ve vizyon (uzak görüşlülük) sahibi olan kişidir ideal anlamda. Müslüman veya hangi dinden olursa olsun, siyasetçi, aynı zamanda çıkarcı olmayan, temel amacı halk adına hizmet eden, çalışkan olan, ahlaklı, oportünist (fırsatçı) yada koltuk sevdalısı olmayan, adalet ve özgürlük yanlısı kişidir.
Siyasetçinin öznesini belirleyen hiç şüphesiz halk olan bizleriz. “Devlet ve halk idaresi olan siyaseti, hizmet erbabında olması için emaneti ehil ellere verilmelidir.” denilir hep.
İdealize edilmiş olan bir siyasetçide olması gerekenleri bir Müslüman siyasetçi üzerine enterne edersek eğer;
1.Müslüman bir siyasetçi, asla yalan söylememeli, Müslüman bir halk topluluğu yalan söyleyen bir siyasetçiyi asla tutmamalı baş tacı etmemeli ve desteklememeli. Çünkü, yalan söylemek bir ahlaksızlık olup, ahlaksızlığı bir siyasetçi yaparsa yalanın yanında suç da işlemiş olur.
2.Müslüman siyasetçi, kişileri ve halkı aldatmamalı.
3.Müslüman siyasetçi, bir konuda bir söz verirse onu, mutlaka yerine getirmeli, yerine getiremezse özrünü beyan etmeli ve helallik dilemeli.
4.Müslüman siyasetçi, siyaset yoluyla zengin olmamalı, bırakın haram kazanç elde etmeyi, helal bile olsa kazanç peşinde koşmamalı. Siyasete, hizmete bir ceketle başlamışsa, yıllar sonra yine bir ceketini yenileyerek sona erdirmeli. Hatta bazen o ceketi de kaybetmiş olmalıdır.
5.Müslüman siyasetçi, adaleti tesis etmeli adaletten yana olmalı, adalet kurumunu “Dostlara, yakınlara, yandaşlara kıyak yapmak, düşmanlarının kafasını kırmak” için kullanmamalı.
6.Müslüman siyasetçi, bütün emanetlerin ehliyet sahibi olanlara verilmesi için çalışmalı. Hatır gönül ile hiç kimseye iş, makam, memurluk, müdürlük, şeflik verdirmemeli.
7.Müslüman siyasetçi, çok ve boş konuşmamalı; az, öz ve bilgece konuşmalı.
8.Müslüman siyasetçi, öyle ahlaklı, faziletli, güvenilir, takdir edilen bir kimse olmalıdır ki, onun bu üstünlüklerini düşmanları, rakipleri, karşıtları da kabul ve teslim etmeli.
9.Müslüman siyasetçi, kendini övmemeli ve övdürmemeli. Bir makam ve mevkiye geçerse yağcıları, yalakaları, kemik yalayıcılarını yanına yaklaştırmamalı. Meddahların suratlarına toprak saçmalı.
10.Müslüman siyasetçi, siyasi hizmeti ateşten bir gömlek olarak görmeli.
11.Müslüman politikacı, kendisine hizmet etmemeli. İslam'a, Kur'ana, Sünnet'e, fıkha, ahlaka; vatana, millete, devlete hizmet etmeli. Müslüman politikacı her hâl ü kârda bozuk düzene, çarpık sisteme asla hizmet etmemeli.
12.Müslüman politikacı, herhangi bir suç işleyen akrabasını, oğullarını, kızlarını, damatlarını, gelinlerini, hısımlarını korumamalı, onlara arka çıkmamalı. Hz. Ömer’e “Oğlun, içki içerken cürmümeşhud (suçüstü) halinde yakalandı.” haberini vermişler. Önce, Şeriatın emri üzerine ona sopa vurun demiş. Sonra “Siz, benim oğlum diye sopaları gereken şekilde vurmayabilirsiniz, bana getiriniz.” demiş. Bizzat kendisi sopa vurmuş ve oğlu ölmüş.
13.Müslüman politikacı, halktan ve ülke gerçeklerinden kopmamalı. Bir ayağı hep halk içinde olmalıdır.
14.Müslüman politikacı, Yaratıcının kendisini kontrol ettiğinin bilincinde olmalı, ona göre konuşmalı, ona göre hareket etmeli.
15.Müslüman politikacı mütevâzı ve kanaatkar yaşamalı; israftan, lüksten, ihtişam ve debdebeden, gurur, kibir ve gösterişten kaçmalı. Onun evini, sofrasını, elbise dolabını, özel otomobilini görenler sadeliğine şaşmalıdır.
16. Emperyalizme karşı durmalı,Ülkesinin bölünmez bütünlüğünü, tam bağımsızlığını savunmalı, sosyal, demokratik, laik hukuk devletini korumalı, insanının özgürlüğünü, laik, demokratik, sosyal, kültürel, ekonomik tüm haklarını ön planda tutmalıdır.
Gerçeği, hurafeden, masaldan, kerametten değil, fen bilim, rasyonel akıldan almalı, bilgiyi kör inançtan da ayırmalı tabii.
Bu niteliklere sahip olan bütün Müslüman siyasetçileri mumla arıyorum, nitelikli olanlarını selamlıyorum.
Sokrates yüzyıllar önce;
“Dünyada bir kimseye bilmediği bir iş yaptırılmak istense o işi yapmamak için o kişi türlü bahaneler uydurur, ancak aklı ersin veya ermesin herkes kendini devlet yönetimine layık görmektedir.” diyor.