Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Ocak '09

 
Kategori
Alternatif Enerji
 

İHALE İPTALİ SORUNUN ÇÖZÜMÜ MÜ

Sayın okurlar görünür gündemin arkasında son derece önemli olaylar yaşanıyor ülkemizde. Arka planda kalan ama kalmaması gereken bu olaylar aslında görünür gündemi yaşamamızı sağlayan basamaklar.

21 Ocak 2009 tarihli Milliyet Gazetesinde Sn. Metin Münir nükleer santral ihalesi ile ilgili olarak "....fiyat nedeni ile ihalenin kesinlikle iptal edileceğinin....." gözüktüğünü belirtti. Daha sonra başka yorumcu/ilgililerinde aynı görüşe yakın yorumlar yaptığını okudum.

Şimdi sayın okurlar burada çok temel bir sorun var. Nükleer enerji santral ihalesinin iptal edilmesi görüldüğü üzere benim gibi düşünen insanlar açısından bir çözüm değil sorunun başlamasının ötelenmesidir. Sorun Türkiye nükleer enerji santralına sahip olmalımıdır sorunudur? Ondan daha ötesi tüm dünya bu santrallara sahip olmalımıdır ? Ancak biz daha yerel düşünelim bu yazıda ve ülkemiz açısından yaklaşalım. Türkiye gelecek planlamasını yapmışmıdır ? Yani fiziksel ve siyasal olarak boyutlarını değiştiremeyeceğimiz -yani büyüyemeyeceğimiz- bu coğrafyada ve eğer içimizde bir gram tarih, kültür, doğa bilinci varsa da o coğrafyayı içsel olarak da koruyarak ne kadar insanı hangi zaman diliminde yaşatmayı planladık mı? Çünkü teorik olarak insan doğumunun bir sınırı -helede gelişen tıbbi olanakların da katkısı ile- yoktur. Ülkemizde bile insan ömrü uzamıştır diye tahmin ediyorum. Bu sayısal insan yapısının hangi niteliklere sahip olması gerektiği planlanmış mıdır? Bu nitelik ve nicelikteki insan varlığının hangi sektörlerde ve hangi yerlerde ve hangi niteliklerdeki yerleşimlerde yaşaması gerektiği planlanmışmıdır? Eğer bir gelecek öngörünüz yok ise ve/veya gelecek öngörünüz nüfusun nicelik ve nitelik olarak planlanması değil nasıl olsa artıyoruz/artmalıyız mantalitesi ise o zaman nükleer enerji santralı da kuralım, ömrü belli barajları Allianoi üzerine de yapalım.

Anlatabildim mi sayın okurlar derdimi bilemiyorum. Fiziksel olarak büyüyemiyecek bir coğrafyada -ki teorik olarak bu tüm ülkeler için geçerlidir- sürekli büyüyen ve ne yazık ki her zaman için nitelik tartışmasına açık bir toplumda hangi alanda hangi yatırım çözüm olabilir.

Bakın sayın okurlar, nüfusu ve doğal olarak geleceği planlamadan yatırım yapma merakı her alanda hepimizde geçerlidir. Örneğin AKP' si 15000 km duble yol yapacağız dediği zaman CHP' nin tepkisi -sanırım- nerede o kadar para şeklindeydi. Yani onlar da para var ise eğer yapıma itiraz etmiyorlardı. Bu arada bir not eklemeden yapamayacağım. Bir sayın blog yazarının adını, yazısının tarihini açıkça vererek Bolu dağı tüneline övgüler düzmesine karşı yazdığım bir eleştiriden dolayı ayrılık yaşadık. Burada vurgulamak istediğim nokta, iktidar, muhalefet ve biz bu yatırımları istiyoruz. İşte sorun bu. Şunu söyliyemiyoruz. Yapabileceğimiz duble yolun maksimum boyu Edirne-Kars, eni Sinop -Anamur kadar olabilir. Bundan daha ötesi olamaz. Ama doğumun sınırı yoktur. Her metrekareye bir santral, her akarsuyun her bir kilometresine baraj yapabiliriz. Ama onunda bir sınırı vardır, doğumun sınırı yoktur. Hele hele davranış biçimlerinin hiç bir sınırı olamaz. O zaman sadece yaparak neyi çözeceğiz? Hangi santral , hangi baraj, hangi yol, hangi köprü ne zaman neye yetecek? (Bu arada yapım aşamasında yaşanan sorunları konuşmuyorum bile.)

Neden öncelikle daha farklı kaynakların -rüzgar, dalga, güneş vb- yeteceği nicelik ve nitelikte bir toplum hedeflemiyoruz? Neden duble yol olmadan, ormanları keserek yapılan "lunapark gibi ışıl ışıl" beton yığını tüneller olmadan, güzelim Bolu dağı' nın o karlarında araç kullanmayı becerebilecek sürücüler var etmeyi düşünmüyoruz. (Bu arada "lunapark gibi ışıl ışıl tünelde" de araç kullanmayı ne kadar becerebildiğimizde ayrı bir tartışma konusudur.)

Allah aşkına biz ne zaman sadece günü -o bile çok tartışmaya açık ya- kurtarmaya yönelik değil bu inanılmaz güzellikteki coğrafyanın geleceğini kurtarmaya çalışacağız.
 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara