- Kategori
- Güncel
İki farklı dönemin kadınları:Elif Şafak-Adalet Ağaoğlu

“Siyah Süt”ü okuduktan sonra blog sayfamda sizlerle paylaşmıştım. (http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=85964 )Kitap çıkalı bir yılı aşkın bir süre olduktan sonra birileri, kitapta sözü edilen Ağaoğlu’nun evinde Şafak’ın ağırlanma sahnesini gündeme getirdi.
Adalet Ağaoğlu 70 ve 80 li yılların popüler ve sayıları çok olmayan kadın yazarlarındandır. İtiraf etmeliyim ki Ağaoğlu’nun bir kitabını aldım ama asla bitiremedim. Sıkıcı ve hayattan çok kopuk, içeriksiz,aşırı ağdalı bulmuşumdur yazım tarzını. Pınar Kür, Nazlı Eray vs, diğer kadın yazarları da çok başarılı bulmadığımı söylemeliyim.
Geçmişteki kadın yazarların bu kopukluğunu ve uzaklığını aşarak kadınlığın hallerini ve ince bakış açısını yazılarına yansıtan genç bir yazar çıkageldi edebiyat dünyasına ve geniş okur kitlelerince hem yazım, hem de kendini ifade ediş tarzıyla kabul gördü. Kuşkusuz Elif Şafak sadece kadınlık hallerine değil, pek çok kültürlerarası çatışma ve soruna , global yaşam tarzına da değinir kitaplarında...Kendi göçebe hayatını, modern dünya insanının dertlerini anlatır, konu edinir. Kadın Çalışmaları bölümünde master yaptığını ve tez çalışmasının Mesnevi'de kadın kavramı üzerine olduğunu biliyoruz. Öteden beri tasavvuf kavramıyla ilgilenmekte olması nedeniyle, yeni çıkan kitabının da Mesnevi'de Aşk, ya da İslami aşkla ilgili olması çok fazla sürpriz sayılmamalı.
Adalet Ağaoğlu’nu son zamanlarda birkaç TV programında izledim, kendisinin yaşlılık belirtileri içinde olduğunu, ancak yaşının durumuna göre tezat oluşturan sinirli bir ruh haline de sahip olduğunu gözlemledim.
Siyah Süt’de Elif Şafak, 4 sayfalık bir bölümde Ağaoğlu’nun evine konuk oluşundan söz ediyor; onun evini tasvir ediyor önce ve aralarında geçen diyalogları aktarıyor.
“ çay alırsınız değil mi? “diye soruyor ev sahibi Ağaoğlu.
Bu soruyu belki de kendi değil, yardımcısı yöneltmiş olabilir diye düşünüyorum,Şafak bunu böyle yazmak istememiş olabilir.Gelen çayın yanında ikram edilen kurabiyelerin simetrik dizilişinden söz ediyor. Aynı mantıkla bunları da yardımcısı dizmiş olabilir.
Şöyle devam ediyor Şafak:
“Bu ziyaretten uzun süre benimle kalacak tatlar ve detaylar var. Raflardaki zarif cisimler, dışarıdan belli belirsiz sızan şehrin gölgeleri, bir de aramızda mekik dokuyan kelimeler…Yazdığımız kitaplar kadar, belki de henüz yazamadığımız hikayelerden ödünç alınmış ifadeler…Sevdiğim ve saygı duyduğum yazarın yanında ben, yarı iğreti yarı havai ilişmişim koltuğun kenarına.Yanlış bir şey söylerim de uçuverir Adalet Hanım diye çekinerek tane tane konuşuyorum.Adalet Hanım ise yaslanmış arkasına; yaslanmış yılların tecrübesine,emeğine,disiplinine, öylesine dingin ve bütünlüklü...Ara sıra kaşlarını kaldırarak merakla süzüyor beni.”(s.46,Siyah Süt, Elif Şafak)
Anne olma duygusunun yaratığı çelişkili ve karmaşık ruh hallerini anlatırken, Adalet Ağaoğlu’nun şu cümleleriyle devam ediyor Elif Şafak:
“ben zor bir tercih yaptım bundan uzun zaman önce, biliyor musun? Çocuk sahibi olmamayı seçtim, yazarlığım için.Öyle gerekti, öyle gelişti”
“yazabilmek için, bir kadın yazar olabilmek için, seçtiğim yolda bir başıma, kadın başıma ilerleyebilmek için, bu toplumda var olabilmek için…Bazı şeylere sahip olmak için bazı şeylere sahip olmamayı idrak ve kabul etmek…(s,47)
Adalet Ağaoğlu bir dönemin kadın modelini temsil ediyor ve medyada yaratılan bu polemik keşke “söyledi, söylemedi” şeklinde değil de, gerçekten kadının toplumda değişen konumu olarak ele alınabilseydi. Bu ülkede bir dönem ünlü sanatçılar, şarkıcılar, film yıldızları çocuk sahibi olmaz, olmaya çekinirlerdi. Sanki annelik rolü kadının iş yapma rolüyle çelişkili olarak algılanırdı.
Geçtiğimiz 20 yılda bu konuda çok şey değişti. Dünya starlarının öncülük ettiği bu değişim sonucu hem iş, hem aile ve çocuk sahibi olmanın mümkün olabileceği, böyle bir hayat tarzının çok da uzak olmadığı anlaşıldı.
Bizde, Nil Karaibrahimgil “kariyer de yaparım çocuk da” sloganıyla bu kuşağın yeni temsilcilerinden olarak ortaya çıktı. Artık sahne sanatçıları, Angelina Jolie’nin sahip olduğu pozitif imaja bakıp , 2-3 çocuk yapmayı bile göze alıyorlar.
İkinci çocuğunu da yapan ve mutlu bir evliliği olan Şafak’ın Ağaoğlu ile yaratılan yapay polemiği, keşke yazar rolüne sahip iki kuşaktan kadının toplumsal rollerinin nasıl değiştiğiyle gündeme getirilseydi, kadın dünyası için çok daha anlamlı ve yararlı olurdu.