Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

04 Mayıs '10

 
Kategori
Futbol
 

İki sevgilim; Fenerbahçem ve İstanbulum

İki sevgilim; Fenerbahçem ve İstanbulum
 

Bu hafta sonu İstanbul’a gittim. Hem İstanbul’u gezmek hem de Fenerbahçemi izlemeye ölmeden dünya gözüyle görmeye gittim. Hiç mi görmüyorsun? diyebilirsiniz görüyorum ama doymuyorum. Hani güzel bir yemek yersiniz de bittiği halde niye bitti dersiniz ya işte öyle bir şey ben de Fenerbahçemi izlemeye doyamıyorum.

İstanbul’u bu kadar çok sevmemim bir sebebi de memleketim olması olabilir. Bazı zaruri sebeplerden dolayı Ankara’da yaşıyorum ama o sebepler ortadan kalkınca İstanbul’a yerleşeceğim. İstanbul’a girince içimi bir huzur kaplıyor bunu anlatamam ancak yaşamak lazım. Herkes İstanbul’dan şikayet eder ama ben şikayet edecek bir şey bulmuyorum. Dedim ya belki de sevdiğim için söylenen aksaklıkları görmüyorum ya da hoş görüyle bakıyorum.

Gelelim ikinci sevgilime yani Fenerbahçeme o zaten benim için ayrı bir yer tutuyor kalbimde. Stada girince orası ayrı bir yer ayrı bir dünya rakiplerimizin niye kıskandıklarını şimdi daha iyi anlıyorum. Ne yapalım biz buyuz yapacak bir şey yok Aziz Yıldırım’ın dediği doğru Fenerbahçe'nin tek rakibi Fenerbahçe… Taraftarıyla oyuncusuyla teknik direktörü ve yönetimi herkes görevini yaparsa Fenerbahçeye başka rakip olamaz.

Herkes şimdi abarttığımı zannedecek ama maç sabahı Kadıköy’de resmen herkes Fenerbahçeli olarak uyanmıştı. Nereye baksam kime baksam muhakkak üstünde Fenerbahçe forması ve tişörtü sabahtan kendisini maçın havasına sokmuş… Tabi bende bu havaya girdim. Kapıların akşam üstü açılacağını bile bile erken gittim stada maksat oradaki havayı yaşamaktı. Fenerium’dan bir şeyler alayım dedim. Ana baba günü hınca hınç kalabalık yine de girdim. Takımına sahip çıkmak istiyorsan böyle şeylere katlanacaksın ve takımın için elinden geleni yapacaksın.

Karaborsacıya yada taklitçiye yüz vermeyeceksin 3 kuruş pahalı olsun ama takımına gitsin parası ondan sonra iyi oyuncu istemeye yüzün olsun kupa beklemeye hakkın olsun. Kale arkalarının tükendiğini biliyordum ama yine de bir endişem vardı. Stad dolmayacakmış gibi.

Saatler geçtikçe yanıldığımı anladım önce kale arkaları doldu sonra maraton ve fenerium bölümleri en sonda kombineler geldi ve stad full doldu. O zaman 12 numarayla bir kere daha gurur duydum. Helal olsun size dedim. Sonra takım sahaya çıktı o da 12 numaraya yakışır bir futbol oynadı. Staddan ayrılırken herkes halinden memnundu.

Ben ise otele geldiğimde hala o mutluluğun etkisindeydim. Ankara’da olmama rağmen kendi kendime söz verdim bir daha seferki maça da gelecektim ve bu mutluluğu tekrar yaşayacaktım. İşi biraz daha abarttım seneye kombine almayı bile düşündüm. Artık seneye bakacağız. Ama böyle bir mutluluk için değer ne diyeyim Allah herkese kısmet etsin.

Fenerbahçeli olmayanlara üzülüyorum. Niye mi böyle bir mutluluğu yaşayamıyorlar. Onların stadlarını gördükten sonra zaten diyecek bir söz bulamıyorum. Son sözümü söyleyip saygılarımı sunuyorum. FENERBAHÇELİ OLMAK AYRICALIKTIR.

 
Toplam blog
: 110
: 706
Kayıt tarihi
: 27.02.10
 
 

Gülhane Askeri Tıp Akademisinden Bilgisayar Operatörü olarak çalışıp emekli oldum. Evli ve 2 çocu..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara