- Kategori
- Gündelik Yaşam
İlahi Bayati

resim internetten
İki ileri bir geri raks ediyor Bayati.
Anlatıyor, eviriyor, çeviriyor, geveliyor, lafın ucu kaçıyor. Zaten dinleyen yok bunu kendi de biliyor. Arkasına yığmış uşaklarını, kah o öne geçiyor, kah uşaklar saldırıyor.
Karşısında çılgına dönmüş bir topluluk beklemekte. Topluluk uğulduyor, sarsılıyor , bağırışlar yükseliyor.
“Bakın” diyor Bayati, karşısında bekleyen öfkeli kalabalığı göstererek. ” Bakın bakın mağdurum ben. Üstüme geliyorlar, beni sürecekler buralardan. “
Topluluğun arasından bir kişi öne çıkıyor. “Sen, daha geçen gün zehirlemedin mi köpeğimi, can yoldaşımı?”
Diğeri fırlıyor arkasından” Köprüyü haraca bağladın ulan, geliş gidiş para aldın. Kasabanın girişine kulübe koydurdun, gelene geçene çay süt ikram edip. Sonra evlerimize uşaklarını saldın süt parası, çay parası diye kat be kat fazlasını topladın. Vermeyeni dava ettin.
Evet! Diye bağırıyor başka biri. Bir de mahkeme kurmuşsun, kendince. Yargılayıp ceza kesiyorsun. Evimi sattırdın bana. Neymiş” HIRSIIIZ!” Diye bağırmışım. Sen çalmadın mı evimin önünde duran bisikletimi, Ahmet’in hızarını, daha geçen Hasan’ın oğlanın pilli arabası yürütüldü. Kimin evinden çıktı hepsi? İftiraymış sen onu benim külahıma anlat.
Uşaklar geçiyor serserinin önüne “Durun yahu! İftira bunlar, çamur atmayın diyerek hep bir ağızdan, öfkeli topluluğu bastırmaya çalışıyorlar.
“Yeter be! Artık size lokmamızı yedirmeyeceğiz.” Sesinin yettiğince bağırıyor topluluğun en yaşlı üyesi. Siz yaşlılara bile eziyet ettiniz. Bizim bile darımızı, buğdayımızı aldınız elimizden, yalan mı?
Yine Bayati geçiyor uşakların önüne “Bana bakın, terbiyesiz herifler, saygısızlar…………...……..(Noktalı yerler çocukların ve gençlerin zihinsel gelişimine zararlı olabileceği için biplenmiştir) Siz kime karşı geliyorsunuz, kime kafa tutuyorsunuz buraların ağası da benim paşası da. Bizim evimizden çıkmış süprüntüleriniz. Ya! Nereden çıkacaktı? Sizin de, her şeyinizin de sahibi benim. Bana karşı geleni yaşatmazlar. Bu kasaba da benim, pilli oyuncak da benim, bisiklet de, darı da, ambar da, Çekoslavakya da benim Arabistan da, dünya da benim öte dünya da.
Başlıyor Bayati tuhaf bir dansa, bir taraftan da sayıklıyor.” Mahkeme de benim yargıçta, avukat da benim savcı da, Mühendis de benim mimar da, imam da benim hoca da, Zeus’ta benim Oedipus da………
Karşısında toplanmış olan öfkeli kalabalıkta, öfke yerini şaşkınlığa bırakıyor. Ağızları bir karış açık tuhaf dansı seyrediyorlar. “Deli bu ya!” Diyor birileri.” Yoook!” diyor bir başkası “o ne hindir o, anladı yolun sonuna geldiğini deli taklidi yapıyor şimdi de” Deli mi, yoksa numara mı yapıyor karar veremiyorlar.
Bu arada bizim ki döne, oynaya, zıplaya uzaklaşıyor oradan.
Kıssadan hisse: Gördün deli, dön geri.
Bir garip öyküdür bu. Gecenin körü bunalmış bir ülkede, bunalan sıradan bir insanın haleti ruhiyesini anlatmakta muzdarip. Eski dil, yeni dil, özgür dil, tutsak dil diye sayıklarken, aman ağzımı da bozmayayım düşünceleriyle yazılmaya çalışılmış.
Ben ben de değilim artık tatile çıktım. Dönmek niyetim de yok en az on sene.
Kalın sağlıcakla, kalabilirse aklınız başınızda.