- Kategori
- Kedi Psikolojisi
İlginç kedi davranışları

Bundan on yıl kadar önceydi. Yaşadığımız yer ormanlık bir alanda yer alan küçük bir site. Lojmanda oturuyoruz ve burası şehre yaklaşık bir saat uzaklıkta. Üçüncü kattaki balkonumdan aşağıdaki kedi popülasyonunu takip ettiğim bir dönemdi. Öyle ki kim kimin yavrusu, hangisi hangisinin dayısı hepsini biliyordum ve arkadaşlar şaşırıyorlardı!
Gri renkli, boncuk gözlü bir kedi vardı içlerinde. Ona Boncuk adını takmıştım. Biraz yabaniydi ve insanlardan ürküyordu. Hiç unutmuyorum, çok fırtınalı bir 31 Ekim günüydü. Algıda seçicilik var ya, kedilerle ilgili tarihler aklımda kalıyor. Nasılsa apartmana sığınmış bu boncuk. Üçüncü kata kadar çıkmış, bizim kapının önünde miyavlıyor. Biraz yiyecek verdim, yemedi. Baktım ki karnı iyice burnunda. Dışarıda ise fırtınadan göz gözü görmüyor.
“Bu doğuracak herhalde” dedim eşime. “Bir kutu bulmamız lazım.” Her dairenin sokak kapısının dışında kendine ait kileri var. Eşim tedbirli davranıp kilere koyduğu kutulardan birisini çıkardı. Kapının önüne koyduk. Boncuk yabani, dokunamıyoruz. Kutunun içine kendiliğinden girdi.
Kısa bir süre sonra da yavrularını doğurmaya başladı. İlk kez bir doğum olayına tanık oldum. Arka arkaya aralıklı olarak dört yavru dünyaya getirdi. Ölecek kadar yorgun görünüyordu. İnsanlar kedilerin veya diğer canlıların bu tür olaylarına tanık olsalar eminim ki bir parça daha merhametli davranırlardı. Koridor soğuktu ve eşimin bütün itirazlarına rağmen kutuyu evin içine, oturma odamıza aldım.
Boncuk tam bir sokak kedisiydi. Kendine gelip nerede olduğunu fark ettiğinde gözleri dehşetle açıldı. Güçlükle kutunun dışına çıktı. Oda kapısını kapatarak yumuşak bir sesle konuştum onunla. İkna oldu, sakinleşti. Yavrularının yanına döndü. Tavuk verdim yiyecek olarak, dokunmadı bile. Fakat kocaman bir kap suyu içip bitirdi.
Bir süre sonra mutlu aileyi kilerimize taşıdık. Çocuklarım yavrulara bayılıyorlardı. Yavrulardan birisi alacalı siyah renkli, çok çirkindi. Biber adını koyduk ona. Biber büyüdü, annesi ve diğer yavrularla birlikte sokağa indiler, orada yaşamaya devam ettiler. Diğer yavrular ayrılıp gittiği halde bu biber annesinden kopamadı bir türlü. Dişi bir kediydi ve anne kuzusu çıkmıştı. Tuhaf bir şekilde tam bir yıl sonra anne ve kız her ikisi de hamileydiler. Önce Boncuk yavruladı. Tabii yine bizim kilerde. Birkaç gün sonra ne görelim biber de kutunun içinde diğer yavrularla beraber annesinin sütünü emiyor. Üstelik de o hamile haliyle. Çok gülmüştük gerçekten. İlginç olan ise Boncuk’un ona hâlâ sabır göstermesiydi. Tam bir hafta sonra Biber iki tane kapkara yavru doğurdu. Onları da diğerleriyle birlikte Boncuk emzirmeye başladı. Biber gençti ve annelikle uzaktan yakından ilgisi yok gibi görünüyordu.
Aradan bir hafta daha geçti ve Boncuk birden ortadan yok oldu. İki gün aradık. Yavrularına çok düşkündü. Anladık ki başına kötü bir şey geldi. Sokak kedisi olduğundan dışarıya çıkıp geri geliyordu. Ya ezilmiş, ya da ormandaki başka bir hayvana yem olmuştu. Altı yavru da henüz çok küçüktü ve acemi annenin ellerine kalmıştı. Şaşırtıcı bir durum daha yaşandı. Yemek vermek için kilerin aralık kapısından içeriye girdiğimde Boncuğun zavallı yavrularını kutunun dışında buldum. Kutuda sadece Biber ve iki siyah yavrusu vardı.
“Hain” dedim. “Annen sana böyle mi yapmıştı?” Bir yandan da bu yavruları nasıl böyle hatasız ve kesin biçimde ayırdığına hayret ettim. Tekrar kutuya koydum yavruları. Bir kez daha dışarıda buldum onları, tekrar koydum. Sonunda Biber kabullendi. Hepsine baktı ve emzirdi çaresiz!
İki yıl boyunca Biber’in bana olan sevgisi devam etti. Sokakta yaşıyordu ama ne zaman arkadaşlarla parkta otursak ve uzaktan beni görse yanıma geliyor, kucağıma çıkıyordu. Hâlâ çok çirkindi ama bana öyle sevgiyle bakıyordu ki, gözüme dünya güzeli görünüyordu. Bir gün okuldan dönerken çöp bidonlarının yanında cesedini gördüm. Başka kediler de vardı beslediğimiz, fakat Biber’in bana olan sevgisi bir başkaydı. Sessizce ölüp gitmişti. Eşimin yardımıyla gömdük onu.
Birkaç gün üzüntümü de, hüznümü de tek başıma, kendi içimde yaşadım. “Biber öldü” desem kim etkilenirdi ki? Sokakta yaşayan sıradan bir kediydi o. Kendi halinde yaşam mücadelesi veren sıradan bir canlı…
Yine aynı dönemlerde Boncuğun neslinden olan ve tıpkı ona benzeyen bir başka kediye tekrar Boncuk adını taktık. Onunla da ilgili çok ilginç bir hikâyem var. Uzun olmasın şimdi, daha sonra da Boncuk 2 nin başından geçenleri anlatayım.