- Kategori
- Siyaset
İlhan Selçuk: “Ne Askeri ne de Sivil Vesayet!”

İlhan Selçuk...
Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya, bugünkü yazısını yine İlhan Selçuk’la yaptığı söyleyişe ayırdı.
Anlaşılan o ki, hastanede yapılan “pazar söyleşileri”, bir sonraki gün, Hikmet Çetinkaya’nın köşesinde yer alacak.
İlhan Selçuk, yine ilginç, tartışılacak sözler söylüyor.
*****
İlhan Selçuk, “askeri darbelere ve baskıcı otoriter tek partili rejimler”e nasıl bakıyor?
İşte yanıtı:
“Artık askeri darbeler dönemi kapandı. Ben bunu yazılarımda da belirtmiştim. Türkiye ‘darbe olacak mı, olmayacak mı’ tartışmalarını yapmamalı. O dönem kapandı.
Türkiye’nin demokrasiyi ve özgürlükleri geliştirmesi gerekir. AKP, demokratik açılım dedi ama bugüne değin yaptığı bir şey yok.Önce şu Seçim ve Partiler Yasası değiştirilsin.”
Sözü “basının teksesli hale getirilmek istendiği”ne getiren İlhan Selçuk, Cumhuriyet’in tavrını ortaya koyuyor:
“Biz Cumhuriyet gazetesi olarak ne askeri vesayeti ne de sivil vesayeti sahipleniriz. Askeri vesayeti ortadan kaldıralım derken, bir bakarsınız sivil baskıcı bir rejimin vesayeti altına girmişiz. O zaman ne yapacağız? Biz demokrasiden ve özgürlüklerden yana tarafız. Cumhuriyet Vakfı senedinde her şey yazılı. Cumhuriyet’in anayasası bu. Laik demokratik Cumhuriyet, üniter devlet yaşayacak.”
*****
Bir süredir, Başbakan Tayyip Bey’in tepkiyle karşıladığı “erken seçim” tartışması, gündemde yer bulacağa benziyor. Muhalefetin bu konuyu gündemde tutacağı anlaşılıyor. Dün Mersin’de konuşan Kemla Kılıçdaroğlu ile CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin de, “erken seçim”e hazırlıklı olunması gerektiği konusunda “uyarı” niteliğinde konuştular.
Acaba İlhan Selçuk, bu konuda ne düşünüyor?
Cumhuriyet gazetesi, bir “erken seçim” olursa, nasıl bir politika izleyecek?
İşte, İlhan Selçuk’un yanıtı:
“Biz tüm partilere eşit uzaklıkta duracağız. AKP’li bakanlarla da görüşeceğiz, Başbakan Erdoğan’la da, Cumhurbaşkanı Gül’le de. CHP lideri Baykal’la da ve MHP lideri Bahçeli’yle de.. BDP’lilerle de...
Biz ne bir siyasi partiyiz, ne de demokratik kitle örgütüyüz. Haberde yayın çizgimiz belli. Temel hak ve özgürlükleri savunuyoruz. AKP’ye karşı muhalif çizgimizi koruyacağız. Irk ayrımcılığına karşıyız. Daha demokratik ve daha özgür bir Türkiye’den yanayız.”
*****
İlhan Selçuk, artık unutulan, unutturulmak istenen bir gerçeği, “sorunlara sınıfsal açıdan bakma” gerçeğini dile getiriyor. Ayrıca, bir “tehlike”ye de parmak basıyor:
“Atatürkçülük ve ulusalcılık adı altında şoven milliyetçilik yapılıyor. Bu yanlış; Atatürk’ün milliyetçiliği şovenizm değil, kültür milliyetçiliğidir. Bir de ‘sandıkla gelen sandıkla’ gider. Türkiye’nin geleceği asker-sivil baskıcı rejimlerde değil, demokrasidedir. Bugün yaşadığımız sorunlara sınıfsal temelde bakmak zorundayız.”
*****
İlhan Selçuk, demokratikleşme konusunda görüşleri ise şöyle:
“Ben Türkiye’nin zaman yitirmeden demokratikleşmesini istiyorum. Demokrasi ve özgürlükleri kim genişletirse ona gönülden destek veririm.
Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasından, ülkemize barış ve huzur gelmesinden, akan kanın durmasından yanayım.
Türkiye kendisiyle yüzleşmeli. Başta söylediğim gibi, askerin de sivil rejimin de vesayetine giremem, giremeyiz Cumhuriyet olarak.”
*****
İlhan Selçuk’un “pazar söyleşi”nde dile getirdiği şu görüşleri, sanıyorum, tartışılmaya açık:
“AKP’li bakanlarla da görüşeceğiz, Başbakan Erdoğan’la da, Cumhurbaşkanı Gül’le de. CHP lideri Baykal’la da ve MHP lideri Bahçeli’yle de.. BDP’lilerle de...”