İlk görüşte aşkın bilimsel izahı (2)

Bir önceki yazımızda aşka genel bir bakış yapmış, ayrıca aşkın üretkenlik üzerindeki etkisine değinmiştik.

Bugün ise “nasıl aşık oldunuz? ” sorusuyla başlayalım.

Bir anda da aşık olmuş olabilirsiniz. Zamanla yani tedricen, nasıl aşık olduğunuzun farkına varmadan da aşık olmuş olabilirsiniz.

Bir anda aşık olmak demekle ilk görüşte aşkı kastettiğimi düşünüyorsanız, yanılmıyorsunuz.

İlk görüşte aşktan bahsedeceğiz bugün.

Böyle bir şey olabilir mi?

Evet olabilir!

Sadece Filiz Akın, Ediz Hun’un bize dayattığı ve filmlerde yaşadığımız tiyatral bir sahne değildir ilk görüşte aşık olmak.

İlk görüşte aşık olunur elbet, ancak bizler bunu duyduğumuzda gözlerimiz hemen “aşık olunanı” arar.

Öyle ya, “aşık olunan kişi” en azından dış görünüşü itibariyle o kadar etkileyici olmalıdır ki, elemanımız onu gördüğünde çarpılmış olabilsin.

Bir çok kereler duymuşuzdur, “kızı gördüğümde, işte bu dedim” ya da “ onu gördüğümde içimde bir şeyler titredi, en çok da bakışları etkiledi” diye söylenip duranları…

Böyle bir anda “etkilenen” kişiyle pek ilgilenmeyiz.

Bizim ilgilendiğimiz “etkileyen” kişidir.

Karşı taraftır yani.

İlk görüşte etkileyebildiğine göre…

Ancak ilk görüşte aşk meselesini mercek altına aldığınızda gizemin “etkileyen” kişiden çok “etkilenen” kişide olduğunu görürsünüz.

Açalım.

İlk görüşte aşık olan kişi, ister kadın ister erkek olsun, “aşk adamıdır” çünkü.

Aslında tahlili biraz daha derinleştirirsek, “ilk görüşte aşk” ifadesi de yetersiz kalır.

Çünkü “aşk adamı” aşkı zaten kendi içinde barındırır.

Yani ilk görüşte ortaya çıkmış, daha önce olmayan bir aşk yoktur.

Bizim “ilk görüşte aşk” dediğimiz şey, o kişinin kendi içinde daha önceden zaten var olan aşkın karşı tarafta cisimleşmesinden başka bir şey değildir.

Bu bağlamda ilk görüşte aşk, potansiyel bir aşkın kinetik bir aşka dönüşmesidir.

Daha önceden zaten vardır, sadece gün yüzüne çıkmıştır.

Yer ve şekil değiştirir.

Önceki yeri sizin içinizken, yeni yeri karşı taraftır.

Önceden ait olduğu, atıl bir şekilde cisimleştiği beden sizin bedeniniz iken, canlanıp karşı tarafın bedeninde efektif ikincil bir ruh kazanmıştır aşkınız.

Son tahlilde; ben ilk görüşte aşık oldum demeyin.

Unutmayın siz zaten aşkı içinizde taşıyordunuz ve içinizde taşıdığınız o aşk sadece yer değiştirdi.

İlk görüşte aşık olan zaten aşıktır, coşkulu ve tutkulu duyguların sahibidir.

Kaynağıdır.

İşte ilk görüşte aşk budur.

Bir sonraki yazımızda aşkı farklı bir açıdan incelemeye devam edeceğiz…

Sabrın sonu ile