- Kategori
- Futbol
İlk Yarı Panorama

Sivasspor
Fizik Gücü
Sivas'ın kırmızı beyazlı ekibi geçen yıl olduğu gibi bu sene de ligin ilk yarısını averajla da olsa zirvede tamamlamayı başardı. Doğu yıldızının kısıtlı olanakları ve kadro sıkıntısı olmasına karşın ligin büyük takımlarını geride bırakma başarısı göstermesi hiç şüphesiz ilk yarı sonunda en çok alkışı hak eden kulübün Sivasspor olmasına neden oluyor. Üstüne üstlük iki senedir devam eden başarı istikrarı bulunulan konumun asla bir tesadüf olmadığını kanıtlar cinsten. Kırmızı beyazlıların ilk yarıdaki başarılı futbolunun temel taşı Mehmet Yıldız olsa da başta Musa, Diallo ve Abdurrahman olmak üzere tüm futbolcuların en az Mehmet kadar yürekten ve iştahlı oynamaları kırmızı beyazlıları ilk yarıda 34 puana ulaştırdı ve bu başarı büyük takımların formsuzluğu ile birleşince Sivasspor ilk yarı sonunda kendini puan tablosunun en üst basamağında buldu. Fiziğe dayalı futbolu ile adeta bir kuzey Avrupa takımı görünümünde olan Sivasspor'da geçen seneye oranla en sevindirici değişim ise "şampiyonluk" sözünün artık çekinilmeden telaffuz edilmesi. Hedeflenmeyen bir sonucun asla başarılamayacağndan yola çıkarak, bu sene ligimizin büyük takımlarının performansını arttırmaması halinde bir mutevazı bir Doğu Anadolu takımının sezon sonunda zafere ulaşması hiç de yabana atılacak bir olasılık değil.
Trabzonspor
Takım Oyunu
Ligimizin tek Karadeniz temsilcisi olan Trabzonspor'un son yılların aksine bu sene ligin ilk yarısını çok başarılı bir durumda tamamlamasının en büyük nedeni iyi bir teknik adam ve uyumlu bir kadroya sahip olması oldu. Trabzonspor'un diğer büyük takımlarla kıyaslandığında kadro kalitesi olarak biraz geride olduğu düşünülebilir zira bordo mavililerin kadrosunda ne Alex, ne Lincoln ne de Delgado var. Hatta attıkları 13 golle takımlarını zirvede tutan Gökhan ve Umut dahi Baros, Nobre hatta Güiza kadar populer değil futbol piyasasında. Ancak durum böyle olmasına karşın bordo mavililerin diğer büyük takımlarda olmayan bir belirli oyun şablonu ve oyun standardı var ki zaten başarının anahtarı da bu takım oyunundan başka bir şey değil. Belirli bir savunma kurgusu, hem ileriye hem de defansa olduğunca yardımcı olmak için mücadele eden orta saha ve istekli forvetleri ile Trabzonspor ligin sonuna kadar çizgisini sürdürecek ve hasret kalınan şampiyonluk için son haftaya kadar mücadele edecektir. Bu uğurda bordo mavililerin en büyük sıkıntısı özellikle yıldız futbolcuların ön plana çıktığı derbi maçları olacaktır. Bu nedenle diğer maçlarda oturmuş sistemi sayesinde çok sıkıntı yaşamayacak gibi görünen Trabzonspor'un sezon sonu kaderini derbi maçları çizebilir.
Galatasaray
Aslan Hücum Kedi Savunma
Her ne kadar kamuoyunda sarı kırmızılıların bu sene çok müthiş bir kadrosu olduğu gibi bir izlenim olsa da benim görüşüm Galatasaray'ın gerçekten zaman zaman "durdurulamaz" boyutuna ulaşan bir forvet gücü ama diğer taraftan da hemen hemen her maçta açıklar veren bir savunmaya sahip olduğu yönünde. Bu nedenle takım olarak düşünüldüğünde sarı kırmızılıları her maçta favori görmek oldukça zor. İlk yarıdaki maçlardan kazanılanların hep farklı skorlarla kazanılmış ama zorluk derecesi yüksek olanlarda da çok büyük oranla puan kaybedilmiş olması bu tezin en büyük destekleyicisi. Bu nedenle müthiş atak gücüne (mahşerin dört atlısı: Arda, Lincoln, Kewell, Baros) karşın Ali Sami Yen'deki Bellinzona maçı dahil hemen hemen her maçta gol yiyen Galtasaray'ın şampiyonluk yarışında rakiplerine oranla şansı daha az görünüyor.
Fenerbahçe
İyi ki Derbiler Var
Sezona büyük sorunlarla başlayan ve açıklanamaz şekilde puanlar kaybederek ilk 6 haftada 4 yenilgi alan sarı lacivertlilerin ilk yarıyı liderden sadece 2 puan geride tamamlayacağını heralde hiç kimse beklemiyordu. Bu nedenle her şeyden önce bulunulan konumun Fenerbahçe için büyük bir şans olduğunu kabul etmek gerekir. Bu başarılı sonucun ortaya çıkmasında en büyük katkı ise hiç şüphesiz 6 puanlık Galatasaray ve Beşiktaş galibiyetleri oldu. Sezon başındaki futbolcu formsuzlukları, Zico-Aragones farklı ve sakatlıkların da yavaş yavaş ortadan kalkmasıyla sarı lacivertliler ilk yarıyı kendilerine göre çok iyi bir konumda bitirmeyi başardı. Ligin ikinci yarısında her ne kadar derbi karşılaşmalarını deplasmanda oynamaları gerekiyor olsa da devre arasında ihtiyaç duyulan mevkilere faydali oyuncular alınması ve Aragones'in kafasındaki paslaşmaya dayalı oyunun sahaya daha iyi yansıtılması halinde çok farklı bir Kadıköy ekibi izleyebiliriz ve sezon sonundaki şampiyonluk artık sürpriz değil.
Beşiktaş
Kendim Ettim Kendim Buldum
Konu Beşiktaş olunca bozuk plak misali kendimi tekrarlayıp duruyorum. Çünkü yapılan Sağlam-Denizli değişikliği siyah beyazlıların ligdeki büyük avantajını bir anda ortadan kaldıran son derece yanlış bir karar oldu ve ilk haftalarda zirvede olan takım ilk yarı sonunda ancak alıncı sırada kendien yer bulabildi. Her fırsatta umut tacirliği yapan ve sezon sonunda ipi göğüsleyeceğini iddia eden Mustafa Denizli Beşiktaş'ın liderden sadece 6 puan geride olduğunu düşünüyor ancak tecrübeli teknik adamın gözden kaçırdığı şey aradaki 4 takım da hesaba katıldığında siyah beyazlıların şampiyonluğu için ilk sıralardaki takımların tam 23 puan kaybetmesi gerekmesi. Bu cümlelerden Sağlam-Denizli kıyaslamasını yapmak da asla doğru olmaz zira sorun teknik adam farkı değil oturmuş sistemin alaşağı edilmesi. Bu durumda Beşiktaş'ın en sıkıntılı takım olduğunu söylemek için alim olmaya sanırım gerek yok.
Fizik Gücü
Sivas'ın kırmızı beyazlı ekibi geçen yıl olduğu gibi bu sene de ligin ilk yarısını averajla da olsa zirvede tamamlamayı başardı. Doğu yıldızının kısıtlı olanakları ve kadro sıkıntısı olmasına karşın ligin büyük takımlarını geride bırakma başarısı göstermesi hiç şüphesiz ilk yarı sonunda en çok alkışı hak eden kulübün Sivasspor olmasına neden oluyor. Üstüne üstlük iki senedir devam eden başarı istikrarı bulunulan konumun asla bir tesadüf olmadığını kanıtlar cinsten. Kırmızı beyazlıların ilk yarıdaki başarılı futbolunun temel taşı Mehmet Yıldız olsa da başta Musa, Diallo ve Abdurrahman olmak üzere tüm futbolcuların en az Mehmet kadar yürekten ve iştahlı oynamaları kırmızı beyazlıları ilk yarıda 34 puana ulaştırdı ve bu başarı büyük takımların formsuzluğu ile birleşince Sivasspor ilk yarı sonunda kendini puan tablosunun en üst basamağında buldu. Fiziğe dayalı futbolu ile adeta bir kuzey Avrupa takımı görünümünde olan Sivasspor'da geçen seneye oranla en sevindirici değişim ise "şampiyonluk" sözünün artık çekinilmeden telaffuz edilmesi. Hedeflenmeyen bir sonucun asla başarılamayacağndan yola çıkarak, bu sene ligimizin büyük takımlarının performansını arttırmaması halinde bir mutevazı bir Doğu Anadolu takımının sezon sonunda zafere ulaşması hiç de yabana atılacak bir olasılık değil.
Trabzonspor
Takım Oyunu
Ligimizin tek Karadeniz temsilcisi olan Trabzonspor'un son yılların aksine bu sene ligin ilk yarısını çok başarılı bir durumda tamamlamasının en büyük nedeni iyi bir teknik adam ve uyumlu bir kadroya sahip olması oldu. Trabzonspor'un diğer büyük takımlarla kıyaslandığında kadro kalitesi olarak biraz geride olduğu düşünülebilir zira bordo mavililerin kadrosunda ne Alex, ne Lincoln ne de Delgado var. Hatta attıkları 13 golle takımlarını zirvede tutan Gökhan ve Umut dahi Baros, Nobre hatta Güiza kadar populer değil futbol piyasasında. Ancak durum böyle olmasına karşın bordo mavililerin diğer büyük takımlarda olmayan bir belirli oyun şablonu ve oyun standardı var ki zaten başarının anahtarı da bu takım oyunundan başka bir şey değil. Belirli bir savunma kurgusu, hem ileriye hem de defansa olduğunca yardımcı olmak için mücadele eden orta saha ve istekli forvetleri ile Trabzonspor ligin sonuna kadar çizgisini sürdürecek ve hasret kalınan şampiyonluk için son haftaya kadar mücadele edecektir. Bu uğurda bordo mavililerin en büyük sıkıntısı özellikle yıldız futbolcuların ön plana çıktığı derbi maçları olacaktır. Bu nedenle diğer maçlarda oturmuş sistemi sayesinde çok sıkıntı yaşamayacak gibi görünen Trabzonspor'un sezon sonu kaderini derbi maçları çizebilir.
Galatasaray
Aslan Hücum Kedi Savunma
Her ne kadar kamuoyunda sarı kırmızılıların bu sene çok müthiş bir kadrosu olduğu gibi bir izlenim olsa da benim görüşüm Galatasaray'ın gerçekten zaman zaman "durdurulamaz" boyutuna ulaşan bir forvet gücü ama diğer taraftan da hemen hemen her maçta açıklar veren bir savunmaya sahip olduğu yönünde. Bu nedenle takım olarak düşünüldüğünde sarı kırmızılıları her maçta favori görmek oldukça zor. İlk yarıdaki maçlardan kazanılanların hep farklı skorlarla kazanılmış ama zorluk derecesi yüksek olanlarda da çok büyük oranla puan kaybedilmiş olması bu tezin en büyük destekleyicisi. Bu nedenle müthiş atak gücüne (mahşerin dört atlısı: Arda, Lincoln, Kewell, Baros) karşın Ali Sami Yen'deki Bellinzona maçı dahil hemen hemen her maçta gol yiyen Galtasaray'ın şampiyonluk yarışında rakiplerine oranla şansı daha az görünüyor.
Fenerbahçe
İyi ki Derbiler Var
Sezona büyük sorunlarla başlayan ve açıklanamaz şekilde puanlar kaybederek ilk 6 haftada 4 yenilgi alan sarı lacivertlilerin ilk yarıyı liderden sadece 2 puan geride tamamlayacağını heralde hiç kimse beklemiyordu. Bu nedenle her şeyden önce bulunulan konumun Fenerbahçe için büyük bir şans olduğunu kabul etmek gerekir. Bu başarılı sonucun ortaya çıkmasında en büyük katkı ise hiç şüphesiz 6 puanlık Galatasaray ve Beşiktaş galibiyetleri oldu. Sezon başındaki futbolcu formsuzlukları, Zico-Aragones farklı ve sakatlıkların da yavaş yavaş ortadan kalkmasıyla sarı lacivertliler ilk yarıyı kendilerine göre çok iyi bir konumda bitirmeyi başardı. Ligin ikinci yarısında her ne kadar derbi karşılaşmalarını deplasmanda oynamaları gerekiyor olsa da devre arasında ihtiyaç duyulan mevkilere faydali oyuncular alınması ve Aragones'in kafasındaki paslaşmaya dayalı oyunun sahaya daha iyi yansıtılması halinde çok farklı bir Kadıköy ekibi izleyebiliriz ve sezon sonundaki şampiyonluk artık sürpriz değil.
Beşiktaş
Kendim Ettim Kendim Buldum
Konu Beşiktaş olunca bozuk plak misali kendimi tekrarlayıp duruyorum. Çünkü yapılan Sağlam-Denizli değişikliği siyah beyazlıların ligdeki büyük avantajını bir anda ortadan kaldıran son derece yanlış bir karar oldu ve ilk haftalarda zirvede olan takım ilk yarı sonunda ancak alıncı sırada kendien yer bulabildi. Her fırsatta umut tacirliği yapan ve sezon sonunda ipi göğüsleyeceğini iddia eden Mustafa Denizli Beşiktaş'ın liderden sadece 6 puan geride olduğunu düşünüyor ancak tecrübeli teknik adamın gözden kaçırdığı şey aradaki 4 takım da hesaba katıldığında siyah beyazlıların şampiyonluğu için ilk sıralardaki takımların tam 23 puan kaybetmesi gerekmesi. Bu cümlelerden Sağlam-Denizli kıyaslamasını yapmak da asla doğru olmaz zira sorun teknik adam farkı değil oturmuş sistemin alaşağı edilmesi. Bu durumda Beşiktaş'ın en sıkıntılı takım olduğunu söylemek için alim olmaya sanırım gerek yok.