Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '09

 
Kategori
Siyaset
 

İlker Başbuğ'u bile anlayamayanlar Kevin Costner'ı nasıl anlayabilsinler?

İlker Başbuğ'u bile anlayamayanlar Kevin Costner'ı nasıl anlayabilsinler?
 

Bir blog yazarımız Kevin Costner'a mektup yazmış...

Açılıma destek vermesini bir türlü anlayamamış, ona yakıştıramamış ve onun ağzından emin olmak istemiş!

İlker Başbuğ'u bile anlayamayanlar tabii ki Kevin Costner'ı hiç anlayamazlar!

O İlker Başbuğ ki bir asker... Yani çocukluğundan beri, vatan savunması için gerektiğinde savaşmak ve insan öldürmek için planlanmış, bu şekilde katı olarak yetiştirilmiş ve bu yolda ilerleyerek en yükseğe, Genelkurmay Başkanlığı'na kadar yükselmiş biri...

Bütün hayatı kışlada geçmişti; sivil hayatta yaşayanlara göre özgürlükleri dar yorumlaması ve daha acımasız olması normal karşılanabilirdi...

O bile son yaptığı Güneydoğu gezisinde, o bölgenin ağlayan analarını dinledi ve onların acılarını paylaştı...

O şanssız bölgemizde nicelik olarak çok daha fazla mıktarda analar ağlıyorlar, feryat ediyorlar...

Bu trajediye nasıl sessiz kalabilirsiniz? Bu böyle sonsuza kadar devam etsin, nasıl diyebilirsiniz?

Batıdaki anaların seslerini duyarken, Doğudaki anaların seslerini nasıl duymazdan gelirsiniz?

Bir asker olan Başbuğ'un bile duyduğu bu feryatlar karşısında, nedense bazıları doğuştan sağırlar!

Onlar; bizim birarada yaşamak zorunda olduğumuz vatandaşlarımız, kardeşlerimiz, akrabalarımız...

Ve dahası onlar, insandır, insan! Kedilere ve köpeklere duyarlı olan bazıları, nasıl o insanlara karşı duyarsız olabiliyorlar?

Bu sözlerimizden, sakın PKK'yı desteklediğimiz anlamı çıkarılmasın!

Bu bölge insanlarına yıllarca haksızlıklar yapılmış, bu haksızlıkları istismar eden birileri de bunu teröre dönüştürmüşler... Bunlar ayrı meselelerdir.

Ve yine kimse de sakın, terörden tırstılar, korktular ve pes ettiler diye de düşünmesin!

Bu konuda en son pes edecek biri varsa o da Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'dur. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Ama biz, insan haklarından ve insan duygularından bahsediyoruz...

Bir tarafta aldatılmış genç fidanlar, diğer tarafta onlara karşı mücadele veren yine genç fidan askerler, patır patır dökülüyorlar ve her iki tarafta da analar feryat ediyorlar!

Ana her yerde anadır, ananın doğulusu, batılısı olamaz.

Ve ana yüreğini en iyi anlayacak olanlar yine analardır...

Siyasetin analık duygularını maskelediği biyolojik analardan bahsetmiyoruz, gerçek analardan bahsediyoruz!

Sonra da, sanatçı olmanın getirdiği hassasiyetle, sanatçılar anlarlar anaları, hissederler ana yüreğini...

Yine kastedilen tabii ki politize olmamış gerçek sanatçılardır!

Bir de, anaların yerine kendini koyabilenler, empati yapabilenler anlayabilirler anaları...

Ve ben iddia ediyorum; Türkiye'de bütün analar ve bütün sanatçılar birlikte hareket edip, seslerini daha gür çıkarabilseydiler eğer, Mevlana ruhunun yeşerdiği ve kök saldığı Anadolu topraklarında ne terör belası bu şekilde gelişebilirdi ve ne de açılımın önüne set vurmaya kimse cesaret edebilirdi!

Kevin Costner'ı anlayamamışlar!

Tabii anlayamazsınız...

Onu anlamak için İngilizce bilmeniz de yetmez...

Hele biyolojik anne olmanız hiç yetmez!
 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..