Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Mart '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

İlter Yeşilay ve İbrahim Yaman İmbikten Damlalar'ın konuğuydu bu salı

İlter Yeşilay ve İbrahim Yaman İmbikten Damlalar'ın konuğuydu bu salı
 

"RESİM:ALINTI"


BEMBEYAZ BİR GECEDEN KAR BEYAZI GÜZELLİKLER SUNAN BİR PROGRAM “İMBİKTEN DAMLALAR”

(28 ŞUBAT 2012)

“Gözlerim sana mahkum aşığınım ezelden,

Yüzünü görmek suçsa söyle ne gelir elden

Haberin var mı güzel senin için yazdığım

Aşıklar dergahında okutulan gazelden.”

Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Karlı bir Başkent akşamında konuk oldu radyolarınıza İmbikten Damlalar Sezai Karakoç’un o muhteşem şiiri Mona Roza ile.

İmbikten Damlalar’ın bu haftaki konusu “gece” idi. Geceye ısınmak için birbirinden güzel dörtlüklerinden bazılarını seslendirerek başladı programına Mehmet Nuri Parmaksız. “Gece” kavramının edebiyatın içinde önemli bir yere sahip olduğunu, ilham perilerinin genellikle geceleri kapıları çaldıklarını, şiirlerde gece kelimesine ve ifade ettiği manaya sıkça yer verildiğini ifade ederek gece yalnızsanız, yalnızlığı gönlünüzde yaşıyorsanız bir türlü sabahın olmayacağını ve gecenin çekilmez bir kimliğe bürüneceğini hatta zehre dönüşüp sizi zehirleyebileceğini ifade ederek hepimizin mahşere doğru koştuğunu söyledi.

Necip Fazıl Kısakürek’in o ölümsüz “Kaldırımlar” şiirinde bakın nasıl anlatılıyor gece?“

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;

Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!

Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;

Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.”

Canlı yayına bağlanan konuklardan Oğuz Ersin geceyi, üzerimize aldığımız bir hırkaya benzetirken ve gecenin her şeyin üzerini örttüğünü söylerken Parmaksız bir şiirinde geceyi “ağlamak rahatlama gece ipek bir mendil” dir diye tanımladığını dile getirdi. Ve Ahmet Muhip Dranas’ın hava kararınca çöken aşk acısını ve ondan kurtulma çabasını anlatan olağanüstü şiiri “Olvido” ya geldi sıra. “Hoyrattır bu akşamüstüler daima.Gün saltanatıyla gitti mi bir defaYalnızlığımızla doldurup her yeriBir renk çığlığı içinde bahçemizden,Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdanLavanta çiçeği kokan kederleri;Hoyrattır bu akşamüstüler daima.”

Programın ilk konuğu İLESAM Üyesi İbrahim Yaman beyefendiydi. On beş torun sahibi olan Yaman, şiir merakının annesinden geldiğini, annesine ait beş türkünün Ülkü Beşgül tarafından seslendirildiğini söyledi. Şiirlerinde toplumsal konulara ve hicivlere de yer veren Yaman’ın aşkı, doğayı baharı, vatanı anlattığı 288 sayfalık şiir kitabının çok yakında çıkacağı müjdesi de verildi dinleyicilere. Yaşamın içinde ne kadar güzellik varsa şiirlerinde yansıtmaya çalıştığını belirten Yaman, hayat felsefesini anlatan bir dörtlüğü paylaştıktan sonra 1972 yılında yazdığı “Kardelenim” isimli bir aşk şiirini de seslendirdi. Şairin bir başka şiiri “Baharı Beklerken” Mehmet Nuri Parmaksız’ın sesinde can buldu.

BAHARI BEKLERKEN

Penceremden sevgiyle bakarken ağaçlara

Nede güzel yakışmış sürgün tepe uçlara

Bu canlılık haz vermiş cıvıl, cıvıl kuşlara

Zümrüt gibi yerleşmiş yeşil şu yamaçlara.

Pırıl, pırıl yapraklar tanrım ne güzel olmuş

Dünyada ki güzellik sanki bahçeye dolmuş

Tüm dalların uçları damla, damla su olmuş

Tabiat hep uyanmış yeniden bahar olmuş.

Rengarenk kelebekler dallarda nöbet bekler

Arılarla çiçekler rabbim ne güzel renkler

Yaratılmış dünyada bu sonsuz güzellikler

Yeniden doğmak için her şey baharı bekler.

İbrahim YAMAN

Ahmet Haşim, Nurullah Ataç, Fuzuli, Tevfik Fikret, Namık Kemal, Faruk Nafiz Çamlıbel, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Ece Ayhan, İlhan Berk, Nahit Ulvi Akgün, Cahit Külebi de program akışı içinde anılan değerli isimlerdi.

“Hasreti” vuslata vurulan zincir, olarak tanımlayan ve birbirinden güzel şiirlere tılsımlı ses tonu ile hayat veren Mehmet Nuri Parmaksız kendi adına yazdığı akrostiş bir şiirini de dinleyenleriyle paylaştı.

Programın diğer konuğu ise şiirleri, şarkı sözleri, şiirlere can veren güzel yorumu, sesinin tınısındaki yumuşaklığı ve kendine has üslubuyla tanıdığımız Değerli Şair İlter Yeşilay hanımefendiydi. “Şair eşi olmak mı, fotoğraf sanatçısı eşi olmak mı zor?” sorusuyla sık sık karşılaştığını dile getiren Yeşilay, pek çok kişinin şair olduğunu iddia ettiğini ancak bunun öyle kolay bir şey olmadığını vurguladı. İLESAM çatısı altında çalışmalarına devam ettiğini, kadınlarımıza haklarını öğretmek, onları bilinçlendirmek ve eserlerine sahip çıkmalarına yardımcı olmak amacı ile yola çıkarak çeşitli etkinlikler düzenlemeyi görev edindiklerini, bu etkinliklerden birini yakın zamanda DTCF Muzaffer Göker Konferans Salonunda gerçekleştirdiklerini, bu faaliyetlerinin konusunun “Türk Şiirinde Kadın Şairlere Bakış” olduğunu, sempozyumun edebiyat ve bilim camiasından olumlu yankılar getirdiğini ve hala o günün mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.

Yeşilay, çok yazmaktansa az ve öz, olgunlaşmış şiirler yazmaktan yana olduğunun altını çizerek on yıllık birikimini yeni çıkan şiir kitabında topladığı müjdesini hayranlarıyla paylaşırken kitabına ismini veren “Zeytinin Tuzu Gibi” şiirinden bir bölümü okudu öncelikle ve sonrasında “Senin Gözlerinde Aşka Hasret Var” şiirini de muhteşem yorumu ile sundu dinleyicilere. Şairin “Beşinci Mevsimdeyim” isimli bir başka şiiri ise Mehmet Nuri Parmaksız tarafından dinleyenlerle buluştu.

ZEYTİN

Karanlık mabedine ne yol ne iz vermeyen

O simsiyah bendine kul olduğum gözlerin

Kaş altında karakış can evimdeki yakış

Tenimi karla ovan kış yangını gözlerin

Bırak yakarsa yaksın ne kadar yaksa da az

Zeytinin tuzu gibi dudağımda kal biraz……..

İlter YEŞİLAY

Elbetteki yine sorular soruldu, cevaplar verildi, kitaplar kazanıldı İmbikten Damlalar’da. Kitap kazananların yüzü gülerken çekilişte yer alamayan dinleyiciler üzüldü belki de ama her şey bitmiş değildi. Çünkü İmbikten Damlalar kar demeden, kış demeden tüm hızıyla her Salı dinleyicisi ile buluşmaya devam ediyor Türkiye Polis Radyosunda. “Bana çıkmaz demeyin, şansınızı deneyin, nasipten ötesi yok.” der her zaman Mehmet Nuri Parmaksız. Haftaya belki de kitap kazanma sırası sizdedir.

Teknik masa ve telefonlarda iki değerli isim Cem Koç ve Feridun Güran vardı program boyunca.

Ve Gümüşhane’den Şennur Akkoyunlu, Manisa’dan Erol Deniz, Sakarya’dan Oğuz Ersin İmbikten Damlalar’a canlı olarak bağlanma şansını yakalayabilen konuklardandı.

Şimdi de sırada Parmaksız’ın ”Gönlümde saklı olana” diyerek seslendirdiği o güzel şiiri var.

VUSLAT

Seni unutmam için verseler de cihânı,

Bir an bile düşünmem terk ederim bu hânı!

Göster bana hicrânı bin parçaya böleyim,

Yanmak çözümse eğer âteşinle öleyim.

Diyorsun ki vuslâtın çok ağırdır bedeli,

Onu ödemek için bulamadım bir deli.

Aşk kılıcımı çektim bekliyorum ben seni,

Âşıkları korkutan kondursana bûseni.

Yıllardır arıyorum âşığım kederine,

Deryânda kaybolayım indir daha derine!

Bir defâ girsem senin âteşten dergâhına,

Çıkmak istemem yârim kapılsam da âhına.

Diyorsun ya gülerek kabından taşamazsın,

Önüne o koyduğum engeli aşamazsın.

Yemin olsun bu sefer nefsimi kıracağım,

Senin karşına geçip bil ki haykıracağım!

Beni karşında görüp şaşırıp kalacaksın,

İstemesen de beni gönlüne alacaksın.

Diyeceksin ki o gün bu gelen âşık kimdir?

Engelleri aşmışsa artık kalbe hâkimdir.

Aşınca engelleri huzur buldu bedenim,

Senin sayende aşkım nefsi mağlup edenim.

Sana olan aşkımı kem gözlerden sakladım,

Vuslât gününe kadar adını yasakladım.

Her nefesimle sana yaklaştım adım adım,

Aç kapıyı sevgili aşkımı ispatladım!

İstemeseydin eğer kapıları açmazdın,

Âşığının gönlüne vuslâtını saçmazdın.

Seni unutmam için verseler de cihânı,

Bir an bile düşünmem terk ederim bu hânı!

Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Sizi, sizden alan çok uzaklara, kim bilir nerelere götüren bir programın daha sonuna gelindi bu gece de. Bilinmez ki İmbikten Damlalar’ın konusu olan “gece” temasının pek çok şaire ilham kaynağı olup olmadığı.

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara