- Kategori
- Kitap
İmam Cafer Sadık

İ.Cafer Sadık Camii
Selam tüm müminlere, ilahi nizama saygıyla, zararlı olmayan, Allah'ın yarattıklarına faydadan başka şey düşünmeyenlere olsun. Başkasının alınterinde gözü olmayan, ilahi nizamların düsturlarına riayet edenlere ve insan haklarına saygı gösterenlere olsun. Selam nankör olmayanlara, huzur içinde yaşam ortamı sağlamak gayesiyle çalışmış ve çalışmakta olanlara olsun. İnsanlık ve tüm varlıklara fayda sağlayan Allah'ın nizamı içindeki teknolojik ve bilimsel kanun ve buluşları yapanlara olsun. Selam, alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed'in üstüne ve Al-i beytine olsun.
Bu kitap Peygamberimiz'in (s.v.) Torununun Çocuğu Ali Zeynelabidinin ( "o çağında Medine halkının üstünlükte, şerefte, dinde ve bilgide efendisi olan) Torunu İmam Cafer Sadık, "ilmin karnını yarıp ta özüne kadar eren" Muhammed el-Bakır'ın oğludur. O'nun babası Hz. Ebubekrin torunuyla evlenmiş peygamber soyunu devam ettiren neslin evladı zamanın en derin ilimsahibi idi. İşte Cafer de Hz. Ali'nin yiğitliği, Hz. Ebu Bekr'in vefakarlığı birleşmiştir. Yine onda (İmam Cafer Sadık) "Hz Ali'nin ilim dehası, Hz. Sıddîk'in sabrı ve ağırbaşlılığı kaynaşmıştır."
Ebu Hanife "ondan rivayet ederdi, ve kendisini imamların görüş ayrılıkları konusunda fıkıhçıların en bilgini ve en geniş İslam hukukçusu olarak görürdü." Yine "İmam Malik onun derslerinden yararlanmak, rivayetlerini almak için zaman, zaman yanına gelir giderdi" Ebu Hanife ve İmam Malik'e hocalık yapmış olmak gibi kariyeri olan İmam Cafer Sadık'a İbn Şihap, Zühri ve tabiinlerin bir çoğu öğrencilik etmişlerdir.
Yüce Allah Ona şereflerin en güzellerini vermiş Peygamberin neslinden gelmiş ve ilim irfan ile aileden gelen şerefini birleştirmiş, Haşimilere akrabalığı ve Al-i beyt mensubu olmakla şahsında özümsemiştir.
"İmam Cafer Sadık" kitabını M.Ebu Zehra yazmış. İbrahim Tüfekçi çevirmiştir. Şafak Yayınları 1. Baskısı 1992 de yapılan kitap, büyük boy 478 sayfadır. Yazı formatı küçük (8) içerik oldukça geniştir.
M.Ebu Zehra Mısırlı olup Medresetu'l Kadı eş şeriyye (hukuk fakültesi eşdeğeri) bitirmiş, Daru'l Ulum Fakültesini de tamamlamıştır. 1933 de Cami-ul Ezherin öğretim üyeliğine başlamış. Kahire Üniversitesi Hukuk fakültesinde profesörlük yapmış. Bu üniversitenin İslam Hukuku bölüm başkanlığını ölünceye kadar sürdürmüştür.
Yazar sekiz büyük imam hakında kapsamlı araştırmalar ile Siyasi ve iktisadi mezhepler tarihini ve imamların kitaplarını yazmış bu da onlardan bir tanesidir. Yine yazar Hz. Peygamberimizin hayatını, İslam hukukunda suç ve ceza kitaplarını yazmış, 1974 yılında vefat etmiştir.
İnsanlar "fikri hür vicdanı hür" olmalılardır. Her yönü ile okuyup öğrenirse kişi yanılgı veya yönlendirme o kadar az olur. Herkes kendi aklına güvenmeli ve çok okumalı ama çok taraflı okumalıdır. İmam Cafer Sadık ülkemizde yazılıp basılmış bazı evliyalar ansiklopedisinde yer bile almamıştır. Bu durumu okuyucuların değerlendirmesine bırakıyorum. Sadece İmam'in "Din üzerinde birbirinizle münakaşa ve mücadele etmeyiniz, Çünkü kuşku doğurur ve münafıklığa yol açar" demiştir. Bu sözü onun babası Mahammed Bakırın söylediği de rivayet olunur. Bu pirensibi elbette bastırmak için kullanmak onu kendilerine alet edenlerin vicdanlarına bırakmak gerekmekle birlikte çok taraflı okuyup ve öğrenip karar sahibi kişiliğe kavuşmalıyız.
Bilmeden hatta bilsen de münakaşa etmek hele dini konularda doğru değildir. "Çünkü bu konuda münakaşa etmek, gerçekler hakkında insanı kuşkuya düşürür. Kuşkunun olduğu yerde ruhsal istikrarsızlık vardır. Bunun olduğu yerde de münafıklık vardır... Münafığın aklı istikrar içinde değildir. Bundan dolayı Peygamber (sav); Münafık iki sürü arasında dolaşan şaşkın koyun gibidir, hangi sürüye katılacağını bir türlü bilmez" buyurur. (giriş bölümünden)
"Bundan da öte, dini konularda münakaşa ve münazara etmek, insanda mücadele yenme, üstün gelme hırsı doğurur. Münazarada karşısındakini yenme hırsı gerçekleri yok edeceğinden, İmam malik dili güçlü olan üstün gelmesin diye dini konularda münazara ve münakaşa etmeyi yasaklamıştır" (giriş böl.)
"Bir gerçek araştırılıyorsa bu, sırf o gerçeği bulmak için yapılmalıdır. Bir düşünce ancak insanın kalbi içten ve samimi olunca doğru olabilir. Kalp ise ancak insanın benliği bütünü ile gerçeği araştırmaya yönelince, önce geçen bir düşünceye körü körüne sarılmak gibi bir engelle durdurulmadığı müddetçe, samimiyet ve içtenlik kazanılabilir. Çünkü önceki düşünce ve görüş tıpkı birer kazık gibidir. İnsanın fikri buna bağlanır ve ondan kurtulamaz. O düşünce ve görüş birer engeldirler, aklın görmesine, düşünmesine, ölçüp biçmesine birer engeldirler."(Ön yargı oluştururlar) (giriş böl.)
"Bir insanın kalbine bir miktar kibir girerse aklından o kadarını eksiltir.""Yavrucuğum! Tembellikten ve bezginlikten sakın. Çünkü bunlar her kötülüğün anahtarıdırlar. Eğer tembellik edersen hakkı yerine getiremezsin. Bezginlik gösterirsen hakka karşı sabredemezsin." Bunları söyleyen İmam Cafer'in Baba'sı (Muhammed Bâkır) yine "Zenginleri seven bir alim görürseniz bilin ki dünyalık peşindedir. Bir zorunluluk olmaksızın bir hükümdarın yanından ayrılmayan alim de hırsızdır." demektedir.
"Allah'a and olsun ki bir alimin ölümü, şeytan için yetmiş ibadet ehlinin ölümünden daha sevimlidir." Bunları söyleyen Muhammed Bakır'ın Oğlu İmam Cafer babasının hikmetinden yararlanmış. Babası Hicri 114 yılında 115 yaşında vefat etmiştir.
Peygamber Al-i beyti ve silsilesi alimlerden İslamiyeti tanıyıp öğrenmek için bu kitap bir vesiledir. Kitabın içinde İmam hakkında araştırma, kişilik gelişimi, Annesi, Babası ve Peygamberimize kadar uzanan bilgi ve ilminden faydalandığı akraba çevresi, doğum ve yetişmesi, anlatılıp "Cefr" ilmi ( sır) konusundaki bilgisi yer almaktadır.
Bu ilmi Peygamberin vasiyeti üzerine elde etmiştir. "Bu vasiyeti Hz. Ali'ye, Hz. Ali de kendisinde sonra birbiri ardınca gelen oniki imama aktarmıştır. İmam Ca'fer Sadık bu on iki imamın arasında Hz. Ali , iki torun(Hz. Hasan, Hüseyin) Zeynelabidin, Muhammed Bâkır'dan sonra altıncısıdır."Bu silsile içinde bilinen ilme "Cefr" adı verilmiştir.
"Cefr" Çalışıp tahsil yapmakla elde edilemeyen Hz.Peygamber'in vasiyeti ile Allah katından verilen ilimdir. Bazı İmamiye taraftarı yazarlar: "Cefr ilmi dünyanın sonuna kadar meydana gelecek olayların bilinmesini sağlayan" ilimdir derler. İmam Cafer'den nakledildiğine göre kendinden önceki imamlar "Cefr" ilmine sahiptiler. O bu ilmi şöyle anlatmıştır: "Cefr denilen bir kap olup içinde peygamberlerin ilmi ile daha önce yaşayan İsrailoğulları'nın alimlerinin ilmi vardır. Bugün o bilgilerden cefre dair bir çok şey bize kadar gelmiştir." "Bizler bu ilmi ve bunu kullanmayı bilmesekte cefre dair söylelen bu sözlerden anlıyoruz ki cefr onların kaynaklarındandır. Bu ilim şerefli bir ilimdir ve Yüce Allah bunu onlara ihsan etmiştir."(Es-Sadık, C.1, sh.109)
El Kuleynî El Kafi isimli eserinde ; "Cefr'de Musa'nın Tevrat'ı, İsanın İncil'i, ve bütün peygamber ve vasilerin, geçmiş İsrailoğulları bilginlerinin ilimleri, helal, haram, olmuş ve olacak şeylerin ilmi vardır. Cefr ikiye ayrılmıştır, birincisi keçi derisi üzerine ikincisi koç derisi üzerine yazılmıştır."
(Bu satırlardan anlaşılmaktadır ki bu ilmin kısmen değişik versiyonu bügünlerde kağitalist emperyal düşüncelere alet edilerek liberalizme adapte edilip "sır " benzeri yayınlara yansıtılmaktadır.)
İmam kuleyni'nin cefr iddialarına karşı yazar ihtiyatlı inceleme ve yaklaşımda bulunup Peygamberimiz'in:"Ben gaybı bilseydim, elbette daha çok hayır yapmak isterdim. Bana hiçbir kötülükte dokunmazdı.(A'raf,188) ayetini belirtip şöyle değerlendirmiştir: "Yüce Allah Peygamber'e gaybı ancak ve ancak mucize olsun, bununla kafirlere meydan okusun diye vermiştir."
Bu kitapda İmam Cafer'in hayatı ve görüşleri, İtikadi ve felsefi durum, İmam Cafer zamanında fıkhın durumu, İmam Cafer'in görüşleri ve fıkhı, İmam Sadık Fıkhı, İmam Sadık'ın metodu ve usulü, İmam Sadık, Kıyas ve İçtihadı bölüm başlıkları altında 89 başlıkta anlatılmaktadır. Biraz da tabi ihtisas kitabıdır, ama olsun ağır da gelse okuyup bu konuda cahil kalmayalım derim.
İçtihat ve fikıh usulleri konusunda ayrıntılı izahatlar içeren ve İmam Cafer Sadık ve öğretisi hakkında doyurucu özet bilgilere ulaşmayı sağlamaktadır.
Elbette diğer Mezhep imamları hakkında yazılmış gerek bu yazarın kitaplarından, gerek diğer yazarlardan vaya editörlerden kitapları da okumak gereklidir.
Bu her yönü ile çiçek tarlaları veya bahçeleri gibi dir. Her çiçekli yamaçta hiç diken olmayan her yerin çiçeklerle dolu olduğu yerler olduğu gibi, buralardan ilim-bilgi balı toplanıp diken olan yerde bile çok ender bulunan faydalı çiçeklerin olduğunu da hatırlayıp veya görüp o çiçeklerden de nasiplenmek gerekmektedir. Ama bu kitap ve benzerleri dikeni olmayan çiçekliklerden derlenen balları sunmaktadır.
Balınızın bol olması için bir petek balın ne kadar çiçekten kaç seferde toplandığını düşünürseniz işimizin çok olduğunu göreceğiz.
Herkese selam olsun.
nariçi: 03.02.08
Bu kitap Peygamberimiz'in (s.v.) Torununun Çocuğu Ali Zeynelabidinin ( "o çağında Medine halkının üstünlükte, şerefte, dinde ve bilgide efendisi olan) Torunu İmam Cafer Sadık, "ilmin karnını yarıp ta özüne kadar eren" Muhammed el-Bakır'ın oğludur. O'nun babası Hz. Ebubekrin torunuyla evlenmiş peygamber soyunu devam ettiren neslin evladı zamanın en derin ilimsahibi idi. İşte Cafer de Hz. Ali'nin yiğitliği, Hz. Ebu Bekr'in vefakarlığı birleşmiştir. Yine onda (İmam Cafer Sadık) "Hz Ali'nin ilim dehası, Hz. Sıddîk'in sabrı ve ağırbaşlılığı kaynaşmıştır."
Ebu Hanife "ondan rivayet ederdi, ve kendisini imamların görüş ayrılıkları konusunda fıkıhçıların en bilgini ve en geniş İslam hukukçusu olarak görürdü." Yine "İmam Malik onun derslerinden yararlanmak, rivayetlerini almak için zaman, zaman yanına gelir giderdi" Ebu Hanife ve İmam Malik'e hocalık yapmış olmak gibi kariyeri olan İmam Cafer Sadık'a İbn Şihap, Zühri ve tabiinlerin bir çoğu öğrencilik etmişlerdir.
Yüce Allah Ona şereflerin en güzellerini vermiş Peygamberin neslinden gelmiş ve ilim irfan ile aileden gelen şerefini birleştirmiş, Haşimilere akrabalığı ve Al-i beyt mensubu olmakla şahsında özümsemiştir.
"İmam Cafer Sadık" kitabını M.Ebu Zehra yazmış. İbrahim Tüfekçi çevirmiştir. Şafak Yayınları 1. Baskısı 1992 de yapılan kitap, büyük boy 478 sayfadır. Yazı formatı küçük (8) içerik oldukça geniştir.
M.Ebu Zehra Mısırlı olup Medresetu'l Kadı eş şeriyye (hukuk fakültesi eşdeğeri) bitirmiş, Daru'l Ulum Fakültesini de tamamlamıştır. 1933 de Cami-ul Ezherin öğretim üyeliğine başlamış. Kahire Üniversitesi Hukuk fakültesinde profesörlük yapmış. Bu üniversitenin İslam Hukuku bölüm başkanlığını ölünceye kadar sürdürmüştür.
Yazar sekiz büyük imam hakında kapsamlı araştırmalar ile Siyasi ve iktisadi mezhepler tarihini ve imamların kitaplarını yazmış bu da onlardan bir tanesidir. Yine yazar Hz. Peygamberimizin hayatını, İslam hukukunda suç ve ceza kitaplarını yazmış, 1974 yılında vefat etmiştir.
İnsanlar "fikri hür vicdanı hür" olmalılardır. Her yönü ile okuyup öğrenirse kişi yanılgı veya yönlendirme o kadar az olur. Herkes kendi aklına güvenmeli ve çok okumalı ama çok taraflı okumalıdır. İmam Cafer Sadık ülkemizde yazılıp basılmış bazı evliyalar ansiklopedisinde yer bile almamıştır. Bu durumu okuyucuların değerlendirmesine bırakıyorum. Sadece İmam'in "Din üzerinde birbirinizle münakaşa ve mücadele etmeyiniz, Çünkü kuşku doğurur ve münafıklığa yol açar" demiştir. Bu sözü onun babası Mahammed Bakırın söylediği de rivayet olunur. Bu pirensibi elbette bastırmak için kullanmak onu kendilerine alet edenlerin vicdanlarına bırakmak gerekmekle birlikte çok taraflı okuyup ve öğrenip karar sahibi kişiliğe kavuşmalıyız.
Bilmeden hatta bilsen de münakaşa etmek hele dini konularda doğru değildir. "Çünkü bu konuda münakaşa etmek, gerçekler hakkında insanı kuşkuya düşürür. Kuşkunun olduğu yerde ruhsal istikrarsızlık vardır. Bunun olduğu yerde de münafıklık vardır... Münafığın aklı istikrar içinde değildir. Bundan dolayı Peygamber (sav); Münafık iki sürü arasında dolaşan şaşkın koyun gibidir, hangi sürüye katılacağını bir türlü bilmez" buyurur. (giriş bölümünden)
"Bundan da öte, dini konularda münakaşa ve münazara etmek, insanda mücadele yenme, üstün gelme hırsı doğurur. Münazarada karşısındakini yenme hırsı gerçekleri yok edeceğinden, İmam malik dili güçlü olan üstün gelmesin diye dini konularda münazara ve münakaşa etmeyi yasaklamıştır" (giriş böl.)
"Bir gerçek araştırılıyorsa bu, sırf o gerçeği bulmak için yapılmalıdır. Bir düşünce ancak insanın kalbi içten ve samimi olunca doğru olabilir. Kalp ise ancak insanın benliği bütünü ile gerçeği araştırmaya yönelince, önce geçen bir düşünceye körü körüne sarılmak gibi bir engelle durdurulmadığı müddetçe, samimiyet ve içtenlik kazanılabilir. Çünkü önceki düşünce ve görüş tıpkı birer kazık gibidir. İnsanın fikri buna bağlanır ve ondan kurtulamaz. O düşünce ve görüş birer engeldirler, aklın görmesine, düşünmesine, ölçüp biçmesine birer engeldirler."(Ön yargı oluştururlar) (giriş böl.)
"Bir insanın kalbine bir miktar kibir girerse aklından o kadarını eksiltir.""Yavrucuğum! Tembellikten ve bezginlikten sakın. Çünkü bunlar her kötülüğün anahtarıdırlar. Eğer tembellik edersen hakkı yerine getiremezsin. Bezginlik gösterirsen hakka karşı sabredemezsin." Bunları söyleyen İmam Cafer'in Baba'sı (Muhammed Bâkır) yine "Zenginleri seven bir alim görürseniz bilin ki dünyalık peşindedir. Bir zorunluluk olmaksızın bir hükümdarın yanından ayrılmayan alim de hırsızdır." demektedir.
"Allah'a and olsun ki bir alimin ölümü, şeytan için yetmiş ibadet ehlinin ölümünden daha sevimlidir." Bunları söyleyen Muhammed Bakır'ın Oğlu İmam Cafer babasının hikmetinden yararlanmış. Babası Hicri 114 yılında 115 yaşında vefat etmiştir.
Peygamber Al-i beyti ve silsilesi alimlerden İslamiyeti tanıyıp öğrenmek için bu kitap bir vesiledir. Kitabın içinde İmam hakkında araştırma, kişilik gelişimi, Annesi, Babası ve Peygamberimize kadar uzanan bilgi ve ilminden faydalandığı akraba çevresi, doğum ve yetişmesi, anlatılıp "Cefr" ilmi ( sır) konusundaki bilgisi yer almaktadır.
Bu ilmi Peygamberin vasiyeti üzerine elde etmiştir. "Bu vasiyeti Hz. Ali'ye, Hz. Ali de kendisinde sonra birbiri ardınca gelen oniki imama aktarmıştır. İmam Ca'fer Sadık bu on iki imamın arasında Hz. Ali , iki torun(Hz. Hasan, Hüseyin) Zeynelabidin, Muhammed Bâkır'dan sonra altıncısıdır."Bu silsile içinde bilinen ilme "Cefr" adı verilmiştir.
"Cefr" Çalışıp tahsil yapmakla elde edilemeyen Hz.Peygamber'in vasiyeti ile Allah katından verilen ilimdir. Bazı İmamiye taraftarı yazarlar: "Cefr ilmi dünyanın sonuna kadar meydana gelecek olayların bilinmesini sağlayan" ilimdir derler. İmam Cafer'den nakledildiğine göre kendinden önceki imamlar "Cefr" ilmine sahiptiler. O bu ilmi şöyle anlatmıştır: "Cefr denilen bir kap olup içinde peygamberlerin ilmi ile daha önce yaşayan İsrailoğulları'nın alimlerinin ilmi vardır. Bugün o bilgilerden cefre dair bir çok şey bize kadar gelmiştir." "Bizler bu ilmi ve bunu kullanmayı bilmesekte cefre dair söylelen bu sözlerden anlıyoruz ki cefr onların kaynaklarındandır. Bu ilim şerefli bir ilimdir ve Yüce Allah bunu onlara ihsan etmiştir."(Es-Sadık, C.1, sh.109)
El Kuleynî El Kafi isimli eserinde ; "Cefr'de Musa'nın Tevrat'ı, İsanın İncil'i, ve bütün peygamber ve vasilerin, geçmiş İsrailoğulları bilginlerinin ilimleri, helal, haram, olmuş ve olacak şeylerin ilmi vardır. Cefr ikiye ayrılmıştır, birincisi keçi derisi üzerine ikincisi koç derisi üzerine yazılmıştır."
(Bu satırlardan anlaşılmaktadır ki bu ilmin kısmen değişik versiyonu bügünlerde kağitalist emperyal düşüncelere alet edilerek liberalizme adapte edilip "sır " benzeri yayınlara yansıtılmaktadır.)
İmam kuleyni'nin cefr iddialarına karşı yazar ihtiyatlı inceleme ve yaklaşımda bulunup Peygamberimiz'in:"Ben gaybı bilseydim, elbette daha çok hayır yapmak isterdim. Bana hiçbir kötülükte dokunmazdı.(A'raf,188) ayetini belirtip şöyle değerlendirmiştir: "Yüce Allah Peygamber'e gaybı ancak ve ancak mucize olsun, bununla kafirlere meydan okusun diye vermiştir."
Bu kitapda İmam Cafer'in hayatı ve görüşleri, İtikadi ve felsefi durum, İmam Cafer zamanında fıkhın durumu, İmam Cafer'in görüşleri ve fıkhı, İmam Sadık Fıkhı, İmam Sadık'ın metodu ve usulü, İmam Sadık, Kıyas ve İçtihadı bölüm başlıkları altında 89 başlıkta anlatılmaktadır. Biraz da tabi ihtisas kitabıdır, ama olsun ağır da gelse okuyup bu konuda cahil kalmayalım derim.
İçtihat ve fikıh usulleri konusunda ayrıntılı izahatlar içeren ve İmam Cafer Sadık ve öğretisi hakkında doyurucu özet bilgilere ulaşmayı sağlamaktadır.
Elbette diğer Mezhep imamları hakkında yazılmış gerek bu yazarın kitaplarından, gerek diğer yazarlardan vaya editörlerden kitapları da okumak gereklidir.
Bu her yönü ile çiçek tarlaları veya bahçeleri gibi dir. Her çiçekli yamaçta hiç diken olmayan her yerin çiçeklerle dolu olduğu yerler olduğu gibi, buralardan ilim-bilgi balı toplanıp diken olan yerde bile çok ender bulunan faydalı çiçeklerin olduğunu da hatırlayıp veya görüp o çiçeklerden de nasiplenmek gerekmektedir. Ama bu kitap ve benzerleri dikeni olmayan çiçekliklerden derlenen balları sunmaktadır.
Balınızın bol olması için bir petek balın ne kadar çiçekten kaç seferde toplandığını düşünürseniz işimizin çok olduğunu göreceğiz.
Herkese selam olsun.
nariçi: 03.02.08