Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '13

 
Kategori
İstanbul
 

İmam Hatipli olmak...

Boyabat İmam Hatip Lisesi mezunları ve mensupları 21 Temmuz 2013 Pazar günü her yıl olduğu gibi yine İstanbul Laleli Cami’nde gerçekleştirilen iftar programında bir araya geldi.  İstanbul’da ikamet eden mezunların yanı sıra Boyabat başta olmak üzere diğer şehirlerden de katılımlar oldu. Bizim gözlemlerimize göre sayıları 500’e varan kişi iftara katıldı.

İftar yemeğinde sorumluluğu üstlenen arkadaşlar ikindi vakti cami avlusunda yerlerini aldılar. Hummalı bir çalışmanın içerisine girdiler. Katılımcıların rahat bir ortamda iftarlarını açmaları için her türlü önlemi almaya çalıştılar. Bayan mezunlar için ayrı bir yer tahsis ettiler. Bu yıl küçümsenemeyecek sayıda bayan öğrenci katıldı.

İlk önce gelenlerdeki sayısal azlık geçen yıla göre katılımın düşük kalacağı yönünde idi. Ancak saat sekizden sonra insanlar kavlleşmişlercesine kapılardan içeri girdi. Boş masalar hızla doldu.

Fatih Kemalpaşa Camii İmam Hatibi değerli abimiz Hüseyin Özkırış hizmette bir kusur olmaması için çok gayret sarfetti. İş adamı ve bir önceki dönemde Saadet Partisi Boyabat Belediye Başkan adayı Beşir Elmacı gelenleri karşıladı. Görevi dolayısıyla Samsun’da bulunan Laleli Cami müezzini meşhur hafız Emrullah Akbaş hocamız uzakta olmasına rağmen yemek programıyla yakinen alakadar oldu. Kendilerine müteşekkiriz.

İftar huzurlu bir ortamda ezan sesleri eşliğinde açıldı. Kaynaşma seslerini çatal kaşık tıkırtıları bastırdı. Ortam bir ara sessizliğe gömüldü hiç kimse yokmuşçasına.

Programın onur konuğu okulda meslek dersleri öğretmenliği yapmış renkli kişiliğiyle öğrencilerin sevgisini kazanan Abdullah Çuhadar oldu. Boyabat’ta ve Boyabat İmam Hatip Lisesi’ndeki samimi ortamı gittiği hiçbir yerde yakalayamadığını anlatırken heyecanlanıyor, sesi titriyor, gözleri buğulanıyordu. Öğrencilik yıllarında yaşanılanları esprili bir şekilde yad eden mezunları hoşgörüyle karşılayan Çuhadar, onlara takılmadan edemiyordu. Öğrencileriyle telefonda olsa özlemini gidermek, biraz olsun hasbihal edebilmek için imkanlarını sonuna kadar kullandığını söylerken samimiydi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Raylı Sistemler Dairesi Başkanı Dursun Balcıoğlu, Boyabat Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Sadık Aslan, İl Sağlık Müdürlüğünden Mahmut Akman, İETT Genel Müdürlüğünden Osman Çakır, Ak Parti MKYK üyelerinden Nazım Maviş, Pendik İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcılarından Bekir Akman, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Müdür Yardımcılarından Ramazan Elmas, BEDAŞ’tan Mutlu Budak, Murat Aydın, Boyabat Devlet Hastanesinden Cevdet Elmacı, önceki dönem Ak Parti Belediye Başkan Aday Adaylarından iş adamı Mehmet Akif Aydın ve burada isimlerini yazamadığımız hepsi birbirinden değerli abilerimiz, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz iftar yemeğinde gözümüze takılanlardı.

Değerli hemşerimiz Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne imam hatip okulları misyonunu tamamladı desede, bu görüşe bizler katılmıyoruz. Bu konuda konuşanların en önemli eksiği imam hatipli olmamalarında yatıyor. Tam aksine günümüzde bu okullara her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğu kanısındayız. İmam hatipler bu milletin evlatlarının dinlerini öğrenmeleri, ahlak sahibi, vatan, bayrak sevdalısı olmaları, Kur'an'ı hakkıyla tilavet etmeleri açısından hayati bir misyona sahipler. Bu sebeplerle dahi olsa yaşatılmalı; kayıt yaptıracağımız çocuklarımızla hayat vermeye devam etmeliyiz.

Bir imam hatipli olarak, bu okula gönderen merhum babama ve merhume valideme her zamankinden daha çok dua ediyorum. Dünyaya bir kere daha gelsem tereddütsüz yine imam hatibe giderim. İmam hatip yıllarım, hayatımın en güzel ve dolu dönemlerinden oldu. İnanıyorum ki sizlerde aynı duygu ve düşüncedesiniz.

Bugün hâlâ hayırla yâd edilen öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz var ise bu okulun bize kazandırdığı edeptendir.

Biliyoruz ki aşk, sevgi, muhabbet, saygı, hoşgörü gözlerde değil, gönüllerdedir. Hayat suyunu gözyaşlarından değil, gönül pınarlarından almaktadır. Onun için imam hatipliler insanlarla temas kurarken gözlerinin içine bakmakla yetinmemeli. Göz kapaklarından içeri girerek derinlere ulaşmalı, mızrabı gönül teline vurmalıdırlar.

Temsilin tebliğin önünde yer aldığına dikkat çeken yine Zaman gazetesinden Süleyman Sargı’nın şu sözleriyle yazımıza son verelim. “İmam hatipli, bu sorumluluğun farkında olarak, dünyanın neresinde olursa olsun muhtaç gönüllere iman, Kur'an hakikatlerini taşımanın derdini yüreğinde hissetmelidir. Allah'ı bilmeyen, Resûlullah'ı tanımayan her insan, onun sinesinde bir yük olarak durmalı ve bu ızdırapla iki büklüm halde elinde tulumbasıyla imdada koşmalıdır. Artık imam hatipler için slogan dönemi bitmiş, hizmet, fedakârlık, koşturma ve temsil dönemi başlamıştır. Yıllar sonra Allah'ın yeniden ihsan ettiği bu nimetin hakkını vermek imam hatiplerin en önemli görevidir."

 
Toplam blog
: 26
: 527
Kayıt tarihi
: 11.12.08
 
 

1970 yılında Boyabat'ta doğdu. İlköğretim ve ortaöğretimi aynı yerde okudu. Yüksek öğrenimi İstan..