- Kategori
- Eğitim
İmam hatiplik meslek değildir

İmam ve hatip yetiştiren liseler, yıllardır Türk eğitim sisteminin baş ağrısı olmuştur. Bu sorunun bir an önce giderilebilmesi için, adı geçen liselerin "lise" kapsamından çıkarılıp, "kurs" durumuna getirilmesi gerekmektedir. Eğitim süresi ise normal ve meslek liseleri gibi olmamalı ve çok daha kısa olmalıdır. Bu süre 6 ay veya 1 sene olabilir. Çünkü, bu süre içinde bir kurs öğrencisi Kuran-ı Kerim'i de rahatlıkla öğrenir, hatmeder, imamlığı da öğrenir topluma imamlık eder.
Bu görüşümün doğru olup olmadığını tartışmadan önce imam ve hatipliğin meslek olup olmadığını bir düşünelim.
İmamlık ve hatiplik meslek değildir. Bu nedenle meslek liseleri statüsünden çıkarılmalıdır. Meslek liseleri içinde, turizm, bankacılık, muhasebe, torna, tesfiye, sağlık, makine, matbaa, otelcilik... aklınıza gelen bütün meslekleri sayın, bunların gerçek anlamda meslek olduklarını göreceksiniz. Yani, adı meslek lisesi olan bir liseden mezun olan öğrenci, dünyanın neresine giderse gitsin mezun olduğu okuldan öğrendiği mesleği sürdürebilmektedir. Çünkü, aldığı eğitim onu meslek sahibi yapmıştır.
Ya imam hatip liseleri?
İmam hatip lisesinden mezun olmuş bir öğrenci dünyanın nerelerinde imamlık ve hatiplik yapar? Bırakın Müslüman olmayan ülkelerde bu mesleğini sürdürememesini, birçok Müslüman ülkesinde bile Türkiye'deki bir imam hatip lisesinden aldığı eğitimle ne imamlık yapabilir ne de hatiplik. Çünkü, birçok Müslüman ülkesinde hem mezhep farklılıkları vardır, hem de Kuran-ı Kerim'i okuma farklılığı yani Arapça farklılığı vardır. O halde nerde kaldı "Dünyanın her yerinde yapabileceğiniz iş meslektir" tanımı?
Bu tanımdan sonra şimdi önünüze bütün meslek liselerini koyun ve bir de imam hatip liselerini koyun. Bütün meslek liselerinden mezun olan öğrenci dünyanın neresine giderse gitsin, tornacılık yapar, marangozluk yapar, her türlü tamircilik yapar, sağlık sektöründe çalışır, bankacılık yapar, muhasebecilik yapar, turizmcilik yapar, otelcilik yapar... Yani bütün mesleklerini yapar. Ama bir tek imam ve hatipliği yapamaz.
O halde imam hatiplik meslek olarak kabul edilemez.
Fakat, bu toplumun imamlara ihtiyaca vardır diye imam hatip liseleri ilgi görmüyor. İmam hatip liselerinin ilgi çekmesinin nedeni, çocuklarının din eğitimi almasını isteyen ailelerden kaynaklanmaktadır. Bu aileler "Vay be bu milletin imama ve hatipe ihtiyacı var, o halde çocuğumu imam hatip lisesine göndereyim" diye bir düşüncesi yoktur. Onların niyeti, hem aile içinde Kuran okumasını bilen dini bütün bir çocuk olsun, hem de arkasından Kuran okuyacak "hayırlı" bir evlat yetiştirme düşüncesi vardır.
İmam hatip liselerinde okuyan öğrenciler Türkiye sınırları içinde imamlık ve hatiplik yapabilir. Bunun için de illâ dört yıllık, beş yıllık meslek edindirme liselerine gitmesi gerekmemektedir. En fazla bir yılda bütün imamlık ve hatiplik bilgilerini başka kurslardan rahatlıkla alır bu öğrenciler.
O halde bu tartışmaya bir son vermek zorunluluğu vardır. Bu da imam hatip liselerinin kapatılmasıdır. Din eğitimi alıp, imam veya hatip olmak isteyen öğrenciler, normal meslek liselerine ya da diğer liselere giderek mezun olduktan sonra dilediği üniversiteye girer. Fakat, ailesi tarafından dini bilgilere de sahip, Kuran-ı Kerim'i hatmetmiş çocuklar yetiştirilmek isteniyorsa, bunlar da Milli Eğitim Bakanlığı'nın ya da Diyanet İşleri Başkanlığı denetimlerindeki kurslara devam edebilirler. Yine bu kurslara devam etmiş ya da din eğitimi almak isteyen öğrenciler, dilerlerse üniversitelerin İlahiyat Fakültelerine de girebilirler. Buna hiç kimse karşı çıkmaz.
Uzun lafın kısası: İmam hatip liseleri kapatılmalıdır. Bu liselerin yerine denetimli kurslar açılmalıdır. Her hangi bir liseden mezun öğrenci İlahiyat Fakültesine dilerse girmelidir. Çünkü, ne imamlık ne de hatiplik meslekdir. İlahiyat fakültelerinde ise din bilginleri yetiştirilmelidir.
Not: Bu yazıdaki "imamlık" sözcüğü camilerimizdeki cemaate önderlik eden dini görevliler için kullanılmıştır. Şeriat toplumlarındaki toplumun siyasi ve dini lideri anlamında kullanılmamıştır. Şimdi şunu çok iyi biliyorum ki, imam hatip lisesi mezunu çok önemli bazı liderler, bazı ülkelerde kendilerini "Başbakan" ya da "Cumhurbaşkanı" ya da "Devletbaşkanı" olarak görmeyip, "İmam" olarak görmek istemektedirler. Bunların niyeti "ulus" toplumu olmak değil, "ümmet" toplumu olmaktır. Bu nedenle bu tür liderlerin "ulusculuk" gibi bir kaygısı yoktur. İki seçenek sunsanız önlerine ve deseniz ki "Ulusculuğu mu terk edersiniz yoksa dinciliği mi" diye, "Ulusculuğu" terk ederler. Aslında bu tür düşünen siyasi liderlerden de ne "Başbakan" olur ne de "Cumhurbaşkanı". Eğer tesadüfen bu şekilde devlet başkanı olmuş siyasi ülkeler varsa, yazık o ülke halklarına derim. Çünkü, ülke toprakları üzerindeki bütün ulusal kurum ve kuruluşlar bir kalemde satışa getirilir, ülkenin ulusal kurumları karalanır, ulusun yüksek öğretim görevlileri bir gece yarısı hapislere atılır. Çünkü, imam siyasetçi lider için en büyük tehlike ulus bilincidir.
Bu görüşümün doğru olup olmadığını tartışmadan önce imam ve hatipliğin meslek olup olmadığını bir düşünelim.
İmamlık ve hatiplik meslek değildir. Bu nedenle meslek liseleri statüsünden çıkarılmalıdır. Meslek liseleri içinde, turizm, bankacılık, muhasebe, torna, tesfiye, sağlık, makine, matbaa, otelcilik... aklınıza gelen bütün meslekleri sayın, bunların gerçek anlamda meslek olduklarını göreceksiniz. Yani, adı meslek lisesi olan bir liseden mezun olan öğrenci, dünyanın neresine giderse gitsin mezun olduğu okuldan öğrendiği mesleği sürdürebilmektedir. Çünkü, aldığı eğitim onu meslek sahibi yapmıştır.
Ya imam hatip liseleri?
İmam hatip lisesinden mezun olmuş bir öğrenci dünyanın nerelerinde imamlık ve hatiplik yapar? Bırakın Müslüman olmayan ülkelerde bu mesleğini sürdürememesini, birçok Müslüman ülkesinde bile Türkiye'deki bir imam hatip lisesinden aldığı eğitimle ne imamlık yapabilir ne de hatiplik. Çünkü, birçok Müslüman ülkesinde hem mezhep farklılıkları vardır, hem de Kuran-ı Kerim'i okuma farklılığı yani Arapça farklılığı vardır. O halde nerde kaldı "Dünyanın her yerinde yapabileceğiniz iş meslektir" tanımı?
Bu tanımdan sonra şimdi önünüze bütün meslek liselerini koyun ve bir de imam hatip liselerini koyun. Bütün meslek liselerinden mezun olan öğrenci dünyanın neresine giderse gitsin, tornacılık yapar, marangozluk yapar, her türlü tamircilik yapar, sağlık sektöründe çalışır, bankacılık yapar, muhasebecilik yapar, turizmcilik yapar, otelcilik yapar... Yani bütün mesleklerini yapar. Ama bir tek imam ve hatipliği yapamaz.
O halde imam hatiplik meslek olarak kabul edilemez.
Fakat, bu toplumun imamlara ihtiyaca vardır diye imam hatip liseleri ilgi görmüyor. İmam hatip liselerinin ilgi çekmesinin nedeni, çocuklarının din eğitimi almasını isteyen ailelerden kaynaklanmaktadır. Bu aileler "Vay be bu milletin imama ve hatipe ihtiyacı var, o halde çocuğumu imam hatip lisesine göndereyim" diye bir düşüncesi yoktur. Onların niyeti, hem aile içinde Kuran okumasını bilen dini bütün bir çocuk olsun, hem de arkasından Kuran okuyacak "hayırlı" bir evlat yetiştirme düşüncesi vardır.
İmam hatip liselerinde okuyan öğrenciler Türkiye sınırları içinde imamlık ve hatiplik yapabilir. Bunun için de illâ dört yıllık, beş yıllık meslek edindirme liselerine gitmesi gerekmemektedir. En fazla bir yılda bütün imamlık ve hatiplik bilgilerini başka kurslardan rahatlıkla alır bu öğrenciler.
O halde bu tartışmaya bir son vermek zorunluluğu vardır. Bu da imam hatip liselerinin kapatılmasıdır. Din eğitimi alıp, imam veya hatip olmak isteyen öğrenciler, normal meslek liselerine ya da diğer liselere giderek mezun olduktan sonra dilediği üniversiteye girer. Fakat, ailesi tarafından dini bilgilere de sahip, Kuran-ı Kerim'i hatmetmiş çocuklar yetiştirilmek isteniyorsa, bunlar da Milli Eğitim Bakanlığı'nın ya da Diyanet İşleri Başkanlığı denetimlerindeki kurslara devam edebilirler. Yine bu kurslara devam etmiş ya da din eğitimi almak isteyen öğrenciler, dilerlerse üniversitelerin İlahiyat Fakültelerine de girebilirler. Buna hiç kimse karşı çıkmaz.
Uzun lafın kısası: İmam hatip liseleri kapatılmalıdır. Bu liselerin yerine denetimli kurslar açılmalıdır. Her hangi bir liseden mezun öğrenci İlahiyat Fakültesine dilerse girmelidir. Çünkü, ne imamlık ne de hatiplik meslekdir. İlahiyat fakültelerinde ise din bilginleri yetiştirilmelidir.
Not: Bu yazıdaki "imamlık" sözcüğü camilerimizdeki cemaate önderlik eden dini görevliler için kullanılmıştır. Şeriat toplumlarındaki toplumun siyasi ve dini lideri anlamında kullanılmamıştır. Şimdi şunu çok iyi biliyorum ki, imam hatip lisesi mezunu çok önemli bazı liderler, bazı ülkelerde kendilerini "Başbakan" ya da "Cumhurbaşkanı" ya da "Devletbaşkanı" olarak görmeyip, "İmam" olarak görmek istemektedirler. Bunların niyeti "ulus" toplumu olmak değil, "ümmet" toplumu olmaktır. Bu nedenle bu tür liderlerin "ulusculuk" gibi bir kaygısı yoktur. İki seçenek sunsanız önlerine ve deseniz ki "Ulusculuğu mu terk edersiniz yoksa dinciliği mi" diye, "Ulusculuğu" terk ederler. Aslında bu tür düşünen siyasi liderlerden de ne "Başbakan" olur ne de "Cumhurbaşkanı". Eğer tesadüfen bu şekilde devlet başkanı olmuş siyasi ülkeler varsa, yazık o ülke halklarına derim. Çünkü, ülke toprakları üzerindeki bütün ulusal kurum ve kuruluşlar bir kalemde satışa getirilir, ülkenin ulusal kurumları karalanır, ulusun yüksek öğretim görevlileri bir gece yarısı hapislere atılır. Çünkü, imam siyasetçi lider için en büyük tehlike ulus bilincidir.