- Kategori
- İnançlar
İmamın söyleyemediği...
Sevgili Erdoğan Şahin' in 3. 2. 2007 tarihli yazısını okudum. Yazının içinde geçen bir soru hemen aklıma Ahmed Hulusi' nin sitesinde okuduğum bir yazı (bilgi) geldi. Almanya' daki bir camiyi gezen bir grup alman çocuktan biri caminin imamına, türkçe konuşuyorsunuz arapça dua ediyorsunuz, Tanrı sizi türkçe anlamıyor mu? diye sormuş. Bahsi geçen imamın, o çocuğa veremediği, kem.. küm ettiği sorunun cevabı şu olsa gerek...
Dr. Masaru Emoto' nun değişik kelimelerin suda meydana getirdiği kristal formasyonlarıyla ilgili yaptığı araştırmalarda her bir kelimenin değişik şekillerde kristaller meydana getirdiği, yani her kelimenin kendine özgü titreşimlerinin olduğu açıklanıyor. Ayrıca her dil kendine özgü özellikler gösteriyor. Türkçede 'Teşekkürler' kelimesinin Ingilizce karşılığı olan 'Thank you' kelimesi ve aynı anlamı taşıyan Japonca 'Arigato' kelimeleri aynı anlamı taşımasına rağmen aynı titreşimleri oluşturmuyorlar ve değişik kristal formları meydana getiriyorlar. Burada kanaatimce Kuran-ı Kerim'in Arapca olarak okunmasının faziletinin esrarı, sırrı açığa çıkıyor ve ne gibi getirileri, tesirleri olacağına ipucu veriyor..
Evet, yıllarca ben de o alman çocuk gibi kendime aynı soruyu sorup durmuştum. Neden kendi dilimizle konuşmuyoruz ki Allah'la? türkçe bilmez mi, anlamaz mı bizi? Tabi ki anlıyor, bunu zaten biliyoruz. Ama evrenin kendine has, çoğumuza çok karmaşık ve gizemli gelen öyle sırları var ki... Bu da onlardan biri aslına bakarsanız. Evrende herşeyin, yani evrenin kendine özgü, orijinal bir titreşimi var. Yukarıda sözü geçen, her bir titreşimin (sesin, söylenen veya yazılan sözün, düşüncenin ve bunların yüklendikleri anlamların) birbirinden farklı formasyonlar yaratması bu orijinaliteden kaynaklanıyor. Yani orijinal sureleri okuyarak ve okuduklarımızın anlamlarını hiç olmazsa biraz bilerek dua edebilirsek zannediyorum ki daha etkili olacaktır.
Kısaca söylemek gerekirse, Sayın İmamın bir alman çocuğa dili dönüp te açıklayamadığı, uygun bir dille nasıl anlatacağını bilemediği buydu sanırım.
Sevgiyle kalın...