Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İnanç

Pascal şöyle der; "insan kendini tamamen fiziksel, entellektüel ya da duygusal , her türden meşguliyete adamaya ihtiyaç duyar, çünkü; kendini, yaşamını, varlığının amacını sorgulamaktan, ölümle ve cevabın katlanılmaz yokluğuyla karşı karşıya gelmekten ne pahasına olursa olsun kaçınmak ister.

İnanç,..

İnanç gerçeğin ta kendisini yaratır.!

Görülen herşeye inanmayabiliriz, ama inandığımızı mutlak ve mutlak görürüz!

Aslında yazıp çizmeye gerek olmayan bir durum daha var ki , iyimser, pozitif inanca sahip kişiler... Bu kişiler hareket halinde olan ve geleceklerini yaratan insanlardır. Her daim olumlu, neşeli, aktif insanlardır. Dünyaya bağlı, yaşama bağlı ışıkları bol olan kişilerdir. Başarının bir noktası da iyimser bakma halinin içine yansıması ve dışarıya verdiği enerji ile onu yeniden aktive etmektir.

En büyük engelimiz ise yine tabiki kendimiz. Ortaya koyduğumuz düşüncelerimizde beslediğimiz limitlerimiz.

Limit nedir? Engelin ilk harfi ve tıkandığı tek nokta, sona ulaşamamak, bolluğu almamak bir nevi bilmeden red etmek demek...

İnancımız her ne olursa olsun, ona yeterince güçlü bir şekilde bağlanmışsak, o artık bizim gerçeğimiz olur. İnançlarımıza uygun bir şekilde yürür, konuşur, davranır ve diğerleri ile iletişim kurarız. İnançlarımız tümüyle yanlış olsa bile, onlara inanmaya devam ettiğimiz sürece, onlar bizim için gerçek olmayı sürdüreceklerdir.

Aslında kimse gerçekten neyi yapabileceğini bilmiyor değil mi?

Duygularımız çekim yasasında ne kadar önemli olabilir ki?

Yaydığımız enerjinin adını koymamamızı sağlayan tek şey duygu ve onları harfleştiren düşüncelerimiz. Bazen düşüncelerimizi kendimiz bile yakalayıp adını koyamazken, duygularımız bize kolaylıkla rehberlik ederler. Çünkü; hislerimiz çok güçlü ve gözden kaçırmak çok zor. Mesela; korku, endişe, hüzün, sevinç... gibi.

Bazen aklımızdan geçenin tam adını koyamıyoruz, hangi düşüncenin bunlara sebep olduğunu bilemiyoruz ama duyguyu inkar edilemez bir şekilde hissediyoruz.

Bu sebeple duygulara bakmak elbette ki çok önemli.

Çekim yasasına göre, benzer şeyler benzerlerini çeker. Bazı zihinler ise ben bunu istemedim tam tersini nasıl yaşıyorum diyerek dolanır benliğimizde??!!

devamı gelecek...

Gulay Sahin

 
Toplam blog
: 15
: 323
Kayıt tarihi
: 16.04.14
 
 

38 yasımdayım. 32 yasımda başladığım içsel yolculuğumda kendi içimde kırdığım şifelerimi, yaratım..