Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Temmuz '07

 
Kategori
Blog
 

İncecik kağıt kesiği...

İncecik kağıt kesiği...
 

Kesikler...
Bıçak yarası, cam kesiği, iğne çiziği...
Elimizde sıkarken kırdığımız bir bardaktan, avucumuzda tuttuğumuz bir bıçağın hain dokunuşuna...Görüntüye kızıp ta yumruk attığımız aynanın dağılan parçalarından, bize sıçrayan kırıklara...
Bir düşüncesizin yerde patlattığı şişenin üstüne düşüp te, dizimizde açılan kesiklere kadar...
Acıtır değil mi? Kanatır hem de...
Ama ya o kağıt kesikleri...
Kağıt tarafından kesilmek...
Farkına bile varmadan, birden hissettiğimiz acı...
Kan yok, kesi bile belli olmuyor çıplak gözle bakıldığında.
Sadece anında yakan bir acı...
Neden yakar bu kadar bu minicik kesik; bir cam dalarken ta damarımıza kadar derimizden bu kadar ürpermeyiz de, neden acıtır bu incecik kağıt kesiği bizi...
Beklemediğimizdendir belki de...
Kağıdın beynimizdeki tanımlaması kesmek değildir, kağıt kesiciler sıralamasında değildir.
Bıçağımızı, makasımızı, cam bardağı, aynayı, iğneyi kullandığımız gibi kullanmayız kağıdı...
İlk uyarı beynimize ‘’aman dikkat, keser’’ değildir.
Yazmak isteriz üstüne, belki üstündekileri okumak...
Ve kağıt keser birden, hiç düşünmezken ve ummazken...
Bir iç çekiştir çığlığımız o anda, tiz bir sesle...
Kağıdın ihanetine...
Kağıt keser bazen; incecik, upuzun, yanlamasına...
Kalem de batıveririr birden, yazmak yerine gözüne sokmaya çalışana...

Blognot: Bu yazı yarım, isteyen tamamlar! İstediği şekilde...

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara