Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '15

 
Kategori
Dünya
 

İngiltere’nin ironik politik panoraması

İngiltere’nin ironik politik panoraması
 

google


Eski sömürgesi ABD’nin Emek Partisi eliyle yeni sömürgesi olan ve bir zamanlar topraklarında güneş batmayan İngiltere’nin şu sıralarki hali pür melal:

Kraliçenin gitmesini istemek bile yasak.

Bir türlü Avrupalı olamıyor.

1945’te Dünya’nın 1 numaralı ekonomisi iken, 2015’te 10.’culuktan düşmek üzere.

Bu gidişle de, 4 parçaya bölünecek: İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda ve İngiltere (geriye ne kalacaksa). Birleşik Kralık, olacak Dağınık Krallık.

Bunların üzerinden panoramaya bakalım:

Yasaları gereğince, Mayıs 2015’te genel seçimleri var:

“İngiltere'de parlamentonun bugün feshedilmesiyle birlikte 7 Mayıs'taki genel seçimler için de partilerin resmi kampanya dönemi başlamış oldu.”

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/03/150330_ingiltere_secim_rehber

Tahminler şöyle imiş:

Muhafazakar Parti:% 34

İşçi (aslında Emek) Partisi: % 34

İngiltere Bağımsızlık Partisi: % 13

Liberal Demokrat Parti: % 8

Şu anda Avam Kamarası’nda 14 parti mevcut. Bunlardan 2 tanesi, son genel seçim tarihi olan 2010’dan sonra milletvekili kazanmış.

Meclislerinde 3 tane ayrılıkçı parti var: Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda için.

Onlarda da bir başlayıp bir biten partiler varmış.

Lordlar-Avam Kamarası ayrımı, hepten ironik ötesi bir durum.

Asıl önemli durum şu:

“2010 seçimleriyle 36 yıllık tek partili iktidarlar dönemi sonlanan ve Muhafazakar-Liberal koalisyonu ile yönetilen İngiltere'de, tarihsel olarak böyle bir geleneğin olmamasına rağmen, 2015 seçimlerinin de yeni bir koalisyon hükümetini doğurması olasılık dahilinde.”

Burada, tüm diğer ülkeler için geçerli olan ikilem var:

Madem koalisyon yapacaksın, neden seçime ayrı ayrı giriyorsun?

Ve artı:

Muhazakar-liberal gibi, sosyal demokrat – liberal gibi, aslında birbirini yok eden ideolojilere bağlı olduğu varsayılan partilerin koalisyon yapması hepten sinir bozucu, işin ciddiyetinin kalmamasını sağlıyor.

Burada İngiltere’nin, herkes gider Mersin’e, o gider tersine, durumu sözkonusu.

Koalisyon gelenekleri yok ve iki partinin sırayla iktidarından koalisyon dönemlerine girmişler.

Oysa orada ana sorunlar dizisi var:

3 ayrılıkçı parti ve 1 de AB’den ayrılıkçı parti var. Oyları da yerlerde sürünüyor falan değil.

E bu durumda, neyi sürdürmeye debeleniyorlar ki?

Sonra, o kraliçe ne olacak? İngiltere 1 milenyum daha monarşiyle mi yönetilecek?

Ekonomi desen, zaten batmış ve bitmiş: Kolonizasyon bitmiş, emperyalizm bitmiş, neo-liberalizm bitmiş, ABD ayakçılığı bitmiş, çünkü ABD bitmiş. İkinci Sanayileşme’de öncülük desen hepten nanay.

Londra desen, nüfusunun % 30’u göçmen olmuş ki o da resmen öyle, gayrıresmenini bilemiyoruz.

Adamlar da, kafasını devekuşu gibi kuma gömüyor, ne deve ne kuş bir politik sistemi ite kaka götürmeye çabalıyor. Sonun geldiğini herkes biliyor ve Osmanlı’nın sonu, artı mütareke İstanbul’u gibi herkes havalara bakıyor.

Dipnot: 2010 Genel Seçimleri’ne katılım oranı, Dünya’ya bakınca iyi düzeyde: % 65. Demek ki seçmen, politik iman gücünü veya devekuşuluğunu yitirmemiş henüz.

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2010/05/100507_uk_elections_update.shtml

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..