- Kategori
- Anılar
İnhisar
İlkokul yılları, öğretmenimiz sınıfa bildiğimiz bir devlet kurumunun ismi sormuştu. Benimde aklıma babamın sık sık muhatap olduğu bir devlet kurumu İnhisar gelmişti. Öğretmenimiz ya istençli ya da istençsiz kelimenin ne anlama geldiğini sordu ama ben cevap veremedim. Bildiğim sigara ve içki satılan bir yer. Uzun kuyruklara giriyorsunuz, sıra size gelince elinizdeki sipariş defterini görevliye uzatıyorsunuz. Başka bir gişede parasını verip sigara ve içkileri alıyor, getirip bakkalda satıyorsunuz.
İnhisar buydu başka ne anlamı olabilirdi ki. Benim de devamlı karşılaştığım bir kavram olarak aklımda kalmış. Öğretmenime izaha kalkıştım ama anlatamadım. O biliyordu ama sınıfa anlatamadım. Bu gün bir iş için Balıkesir Milli Eğitim binasına gittim. Daha önceleri defalarca önünden geçtiğim bir bina dikkatimi çekti. Hemde Milli Eğitim binasının pencerelerinden. Nasıl bu zamana kadar dikkat etmemişim kendi kendime ben bile hayret ettim. Sokağa bakan tarafında kalın ve alçak bir duvarı var bu binanın. İnce bir yol ile giriş kapısına ulaşıyorsunuz. Binanın duvarları yine kalın. Pencereler ufak. Buraya kadar olağan üstü bir şey yok ama dikkatli bakınca üst taraftaki pencerelerin ve çatının ön cephesinin bir özelliği size ben buradayım diyor. Tarif edilmez mavi bir zemin ve onun üstünde beyaz bir motif. Bu motifi eski Türk Çini deseni sanabilirsiniz ilk anda ama değil: İnhisar kelimesini ilk harfi (İ)’ nin bir yorumu olduğunu daha dikkatli bakınca fark edebiliyorsunuz. Eskiden büyük bir bağ evi içinde olduğunu tahmin ettiğim bu eski ama bakımlı bina beni çocukluk yıllarıma yeniden götürdü.
İnhisar yıllar önce Tekel oldu ama benim için hep inhisar olarak kaldı.