- Kategori
- Siyaset
İnsan hakları(mı) izleme örgütü(mü)?
Merkezi Amerika Birleşik Devletleri hudutlarında bulunan İnsan hakları İzleme Örgütü 2008 Ağustosu’nda cereyan eden Rusya-Gürcistan Savaşı sırasında Rusya’nın Gürcistan’da misket bombaları kullandığına dair rapor neşretmiş.
Raporda geçen bu malumatın ajanslar kanalıyla dünya kamuoyuyla paylaşılması söz konusu vahşetin ne derece tatbik edildiği hususunda hepimizi bilgi sahibi kılıyor.
Bu açıdan baktığımızda İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün malum talihsiz hadiselerin boyutu bakımından kamuoyunu bilgilendirmesi hakiki surette tebrik ve takdir edilecek bir davranıştır.
Fakat aynı örgütün üstünden üç veya dört ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen İsrail’in Filistin’e yaptığı kıyımla alakalı bir rapor arz etmemesi söz konusu örgütün objektifliği ve var olma felsefesine gölge düşürmektedir.
Örgütün Amerika Birleşik Devletleri merkezli olması da bu kanımızı maalesef güçlendirmekte “Düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığı ile hareket ettiğini adeta pekiştirmektedir. Ki Gürcistan’daki Karanfil Devrimi ile iktidara gelen yönetimin arkasında kimin olduğu anlaşılınca bu merhamet dolu raporun bir çıkardan ibaret olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Raporun Gürcistan’da ölen insanları insan yerine koyarken yaklaşık yarım asırdır Filistin’de süren İsrail zulmünü görmezden gelmesi ne vicdan, ne insanlık ne bu kavramları kapsayan ve örgütün savunduğu ve izlediğini iddia ettiği İnsan Hakları ile bağdaşmaktadır.
Örgütün bu tavrı söz konusu örgütün objektifliği mevzuunda kamuoyu vicdanıyla tartıldığı sırada adalet kefesinde objektifliğinden çok sübjektifliğinin ağır bastığı görülecektir.
Bu da dünyada ezilen tüm unsurların değil sadece belli bir kesimin örgüt tarafından muhafaza ve müdafaa edildiği kuşkusunu doğuruyor.
Buna soyu katledilen Kızılderilileri, Irak’ta 2003 Martı’ndan beri öldürülen, işkenceye tabi tutulan ve ırzına geçilen insanları eklemek mümkün.
Aynı zamanda Guantanamo Üssündekileri, Kosova da, Bosna Hersek’te öldürülen insanları…
Sözün özüne geldiğimizde bahsettiğimiz bu kuşkuların ortadan kaldırılamadığı acı bir şekilde görülecektir.
Hele ki büyük balığın, küçük balığı yuttuğu, menfaatlerin ön plana çıktığı dünyamızda yayınlanan bu tür raporlar malum suçları engellemeye yetiyor mu?
Oyun oynamayalım.