Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '11

 
Kategori
Antalya
 

İnsan Malzememiz Bu!

İnsan Malzememiz Bu!
 

Doğal Afetler karşısındaki aczimiz ortada. Her doğal afet sonrasında bildik tartışmaları  Van depremi sonrasında da yaşadık. Plansız şehirleşme, dayanıksız ve denetimsiz yapılmış binalar, afet sonrası organizasyon bozuklukları… En nihayetinde “İnsan malzememiz bu” deyip çok da fazla eleştirel bir yaklaşım içerisinde olamıyorum. Koca bir Marmara depremi yaşadık, Marmara depreminin öncesinde ve sonrasında başkaca depremler, seller ve diğer afetleri yaşamış bir coğrafyadayız. Lakin halen bu denli yoğun afetlerin olduğu bir coğrafyada Van depremi suretinde geldiğimiz, gelebildiğimiz nokta koca bir hafta içerisinde tanık olduklarımızdır. Tanık olduklarımıza ırkçılığında en galiz hali ekleniverdi bildiğiniz gibi. Ne yapalım? İnsan malzememiz…

Yıllar önce Antalya’nın Lara bölgesinde ikâmet ediyordum. O yıllarda okuduğum bir haber kulağıma öyle bir kar suyu kaçırmıştı ki… Odur budur ister istemez gözüm, o haberin işaret ettiklerine takılıp durur. Haberin içeriği Antalya falezlerinin her yıl 1 santim kayma yaşadığına dairdi. Bu sebeple falezlerin üzerinde imar izinlerinin kaldırılması ve hatta ve hatta falezlerin üzerindeki yapıların tahliye edilmesinin gerekliliğinden bahsediyordu. Bu haber zihinlere “Öylesine bir haber işte “şeklinde kazındı. Sanki hiç böyle bir haber çıkmamıştı, sanki böyle bir gerçeklik yokmuşçasına o zamandan bu zamana falezlerin üzerinde inşaat yapımında hiçbir aksama olmadı ve sürekli yeni inşaatların yapımı devam etti. Falezlerin üzerine yapılan inşaatların kat oranları ise evlere şenlik… Konut fiyatlarını ise telaffuz etmeyeyim. Manzara muhteşem… Deniz ve dağlar falezlerin üzerine yapılmış binalardan nefis bir panoroma yaratıyor. Ama şehircilik mantığından bu konutlara baktığımızda, bir talan ve yağma üretimi olarak karşımızda duruyor bu binalar… Denize sıfır noktada on kat üzeri yapılmış bu binalar bütün bir denizin önünü kapatmakta, arkalara doğru konutların kat sayıları düşmekte… Tuhaf bir şehir planlaması… Yani şehrin planlanmasında tümüyle etken olan ana neden arsa rantı… Ve bu rant sayesinde Antalya falezlerinin üstü alabildiğine yağmalanmış, alabildiğine talan edilmiş… Bu yağma ve talana ortak olanlar ise hiç şüphesiz ki yerel yönetimler, arsa sahipleri, müteahhitler, konut alıcıları ve pek tabii ki bu konutları denetlemekle mükellef olan diğer kuruluşlar…

Konuyu getirmek istediğim nokta işte tam da burası.

Şu anda Antalya’da, Konserve Koyu’nda bir sorun yaşanıyor. Konserve Koyu’nda denize sıfır noktada konutlar yapılmış. Denize sıfır noktasını geçtik, falezleri delip, iyice uçurumun ağzına kadar Konserve Koyu’nu konutla doldurmuşlar. Bütün konutlar deniz manzaralı olup, falezlerden aşağıya da ilave edilen merdivenle bir de plaj kondurmuş müteahhitler… Konserve Koyu’nda İki oda bir salon, Amerikan mutfak tarzı bir konutun satışını yakından takip etmiştim… Bu konut yabancı uyruklu bir iş adamına sekizyüzbin tl karşılığında satıldı. Şimdi Konserve Koyu’nda çökme yaşandığı gerekçesiyle Antalya Valiliği Konserve Koyu’ndaki konutların tahliye edilmesi yönünde mahkeme kararı çıkartmış. Yanılmıyorsam bu hafta başından itibaren tahliyeler yapılacaktı. Ne var ki birkaç gün önce radyodan dinlediğim sabah haberlerinde tahliyeyle görevli kişiler bütün sorumluluğun mülk sahiplerine ait olduğu yönünde bir tutanak tutup karşılıklı mutabakata vararak tahliyeler için ek süre vermişler. Her ne hâl ise…

Şimdi Konserve Koyu’nda yaşanan bu olayı nasıl açıklayacağız?

İşin içerisinde belediye var, arsa sahipleri var, müteahhitler var, alıcılar var, bu konutları denetlemekle mükellef olan diğer kuruluşlar var. Ve bu çevreler el birliğiyle bir doğa harikası olan falezleri yok etmiş durumdalar.

Bana sorarsanız; bu iş sadece Konserve Koyu ile sınırlı kalmamalı. Işıklardan başlayıp, Örnekköy’e kadar falezlerin üzerine yapılmış olan binaların top yekün tahliyesinin yapılması, bütün bu binaların istimlak edilmesi gerekir. Mühendisler Mimarlar Odası bağırıyor… Falezlerin üzerindeki inşaatların sorunlu olduğunu cümle aleme anlatmaya çalışıyor. Lakin bu işin rantına bulaşmış çevrelerin umurunda bile değil. Altı boş, altı mağara ile dolu falezler çöktüğünde, bu binalar bir bir sağa sola yattığında durum vaziyet ne olacak?

Dedik ya “İnsan malzememiz bu” diye.

 

   

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..