Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsan manzaraları - 2

İnsan manzaraları - 2
 

Yurdum insanı


Bir dönem önce İNSAN MANZARALARI başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu da aslında onun bir devamı.

O yazımı okuduysanız; insanların nasıl en alttan en üstte çıkarıldıklarını ve daha sonra ne oldum delisi olan kişilerin tepeden nasıl geri bırakıldıklarını anlatmıştım. Orada tepeye çıkarıp bırakan kişinin; bir hayatla oynadığı için aslında rahatsız olması gerektiğini, en azından benim öyle düşündüğümü belirtmiştim. Ancak bu gün biraz açmak ve devamını getirmek istedim bu yazının.

Evet; birileri alıyor sizi bey ya da hanım yapıyor; siz sarhoşlukla geldiğiniz yeri hazmedememekle kendinizden geçiyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz geldiğiniz yerdesiniz.

İnsan es kaza biryerlere gelebilir, bu yurdumuzda sıkça gördüğümüz bir durum. Ancak orada kalabilmek aslında tamamen kendisiyle ilgilidir. Şansı onu; kişilerle tanıştırmıştır. Kişiler sayesinde belki ömrü boyunca bulamıyacağı saygı, itibar, güç, statü verilmiştir. Ancak; işte bunların devamını getirmek tamamen kişinin kendi çalışması, ahlakı, kendini geliştirmesiyle ilgilidir.

Bakın bir resim paylaştım. Bu resim geçirdiğimiz kurban bayramında İstanbul'un sahillerinden birinde çekildi. Yurdum insanı. İlk baktığımızda, gördüğümüzde "şu hale bak ne hale geldi" diyoruz hepimiz. Ama bir taraftanda düşündüğümüzde, bu insanlar bayram tatillerini ellerinde ki imkan doğrultusunda, kendilerince eğlenerek, güzel bir gün olarak geçiriyorlar. Çünkü büyüklerimizin onlara sunduğu imkan bununla sınırlı ve yaşıyor, eğleniyor yurdum insanı. Daha iyi şartlar verildi de hayır mı dedi insanımız.

Bir de her imkan olan bir site düşünelim. Havuzu, çocuk parkı v.s. herşeyi var. Orta gelirli aileler için inşa edilmiş ve genel olarakta orta halli ailelerin yaşadığı bir site. Hayal edin. Emeklisi, memuru, işçisi birde hiçbir mesleği olmayıp tesadüfen orada ev sahibi olmuşları. İşte tehlikeli kişiler bunlardır. Vasfı olmayıp birşeylere sahip olurlar, kendilerini geliştirmezler hiçbir artı katmazlar ancak otururlar dedikodu yapar milletin huzurunu bozarlar. Onlar ki ancak ortalığı bulandırır, aslı astarı olmayan lafları ortaya atarlar. Amma kendileri hakkında birileri konuştuklarında da sinirlenirler. Bu kişiler dedikodu yaparlarken; ben bir dedikodu atacağım ortaya ama acaba karşımdaki benim hakkımda neler biliyor diye düşünmez sadece ortalığı karıştırırlar.

Böyle kişilere itibar etmemek asla beraber oturup sohbetlerini dinlememek gerekir. Çünkü bunlar; insanlıktan nasiplerini alamamışlardır. Her türlü numara vardır bunlarda. Asla ve asla birey olamamış, ne arkadaşlık, ne dostluk, ne vefa, ne sadakat bu tür duyguları bilmeyen ama adam yerine konan kişiler. Evet en tehlikelisi bunlardır. Ancak gün gelir onlar hakkında bilinenler de tek tek ortaya dökülmeye başlar. Belki kendileri bile unutmuşlardır; ama ithamlar insanlara duyduklarını ve gördüklerini hatırlatır. Kalem sivridir, yazar. Her kötülüğü, her ayıbı, her haksızlığı, her vefasızlığı; her güzelliği, iyiliği herşeyi yazar kalem. Görmesini, okumasını ve okuduğunu anlamasını bilene çok şey gösterir kalem..

Benim güzel yurdum insanı, sen yaşa gününü doya doya, eğlenerek, imkanların doğrultusunda dolu dolu yaşa. Çünkü senin gibi yaşayamayan boş, menfaatçi, dalkavuk insanlar içinde yaşa.

Hayat güzel; bu tür insanlar olsa da güzel. Bunlar eğitilmezler, içimizde beslenmeye devam ederler sadece. Elimizden geldiğince prim vermezsek belki azalırlar.

Sevgiyle kalın.

S.E.

 
Toplam blog
: 23
: 104
Kayıt tarihi
: 26.02.16
 
 

   02/08/1973 Füssen / Almanya'da doğmuşum. Yaklaşık 30 seneye yakın çeşitli firmalarda muhasebec..