Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İnsana ve sevdaya dair yine

İnsana ve sevdaya dair yine
 

Bu pozun yer aldığı sahne ah o sahne...www.mp4filmler.net


'Saçının bir teli, bir öpücüğü, tek dokunuşu bir tanesi bile ebediyete değer' diyordu adamım.

Benim güzel sakin gecelerimden birisi idi. Eve biraz geç gelmiş; yemeğimi yedikten sonra TRT FM 'Goodbye My Love 'şarkısını sunarken kulaklarıma ( Demis ROUSSEAU ) önümde uzanan geceyi düşünüyordum. Mutfağımı topladım;odun sobamın çıtırtıları eşliğinde ağzımda bir parça siyah çikolata Cumhuriyet ' in sayfalarında dolaşırken olamaz; hayır hayır olamaz….

İki gün önce bahset o bakışlardan ve karşına çıksın. Yıllar sonra tekrar;evet kesinlikle televizyonda bizim için yok yok benim için Melekler Şehri ve daha iki gün önce bahsettiğim bakışları gazeteden bana bakıyor Nicolas Cage' in. Bir önceki yazıda anlattım zaten anlatacağım kadar. Ama kadını ilk öptüğü andaki bakışı…..

Ve finaline filmin yukarıdaki sözler ile gitti…..

'Saçının bir teli, bir öpücüğü, tek dokunuşu bir tanesi bile ebediyete değer'

Ve birden aklıma geldi ki ben yıllar önce de yazmıştım Melekler Şehri hakkında; tam 9 yıl önce….İşte aşağıda:

''ZORDUR İNSAN OLMAK

Koltuğumda öylece oturmuştum, boğazımda bir yumru, ağlayamıyordum bile. Bana bu filmi görmemi söyleyen arkadaşım şöyle eklemişti: '' Ama sen mutlaka ağlarsın.''Ama ben ağlayamıyordum bile…

Filmi mi? Defalarca kaçırdığım, en sonunda yakalayabildiğim '' Melekler Şehri'' idi. Müziği, dekoru ve gözyaşları ile bir aşk öyküsü, ama bence bir aşk öyküsü içinde insan olmayı anlatıyor.

Sonsuzluğun feda edildiği insanlığı, insan olmayı anlatıyor. Hayatta ki zorlukları ile insan olmak, hastalıkları, acıları, kayıpları, yalnızlığı ve ölümü ile insan olabilmek.Tüm bunları bilerek insan olmayı seçmek.

Kahkahaları, sevinçleri, güzellikleri, kazançları, paylaşımı ve aşk duygusu ile insan olabilmek.

Ölümlü olduğunu bilerek bir gün gelip kaybedebileceğini bilerek hayatın tadını çıkarabilmek. Sonsuzluğu özgür iradeye teslim edebilmek. İşte buydu aşkın yanı sıra 'Melekler Şehri'nin anlattığı bence. Ya bizler, bizler ne kadar insanız? Nefes alıp vermenin dışında ne kadar yaşıyoruz? Özgür irademizin farkında mıyız? İnançla, kararlığı birleştirip üstüne çalışmayı ekleyince neleri başarabileceğimizin farkında mıyız?

Yirmi dört saate neler sığdırabiliriz, kendimiz için, çevremiz için, dünya için.

Ne kadar başarabiliyoruz insan olmayı, tüm zorlukları ile. Gerçek bir insan olmanın sınırı nereden geçiyor hiç düşündük mü?

Bence beynimiz kadar yüreğimizden de geçiyor, mutluluklar kadar acılarda bizi biz yapıyor.

Sevaplar kadar günahlarımızda bizi biz yapıyor. Bunların hepsi birden bizi bugünkü bizden yarınki bize taşıyor. Tüm bunları insan olmanın zorluğunu bilerek gururla taşımalıyız.

Ve hep insan olmayı seçmeliyiz yıllar geçip giderken. Ve unutmamalıyız ki ağlamasını bilmeyenler, gülmesini bilemezler.

Gözyaşlarımızla da gelse duygularımızı göstermekten kaçınmadan, yürekli ve cesur bir şekilde zoru seçmeliyiz, yani insan olmayı.

Elde edeceğimiz hiçbir şey Tanrı'nın bize bağışladığı bu armağan kadar kıymetli olamaz. İnsan olabilmek…

Orada öylece oturmuştum ağlayamadım bile.

Ya sizler hiç ağlayabildiniz mi, ağlamaktan utanmadan?

Sevgiyle kalın, insan kalın…''

13 ARALIK 1998 PAZAR YENİ İLERİ GAZETESİ

Evet nerede ise 10 yıllık bir yazı bu; ve dönüp baktığımda neler yaşamışım neler ama yazdıklarımın yine arkasındayım; zor iş ama keyif verici insan olmaya çalışmak....

OKUYAN HER BİR ÇİFT GÖZE SEVGİLER; ÖPÜCÜKLER BENDEN.......

 
Toplam blog
: 106
: 680
Kayıt tarihi
: 17.07.07
 
 

Güneydoğu Anadolu bölgesinin Siverek  ilçesinden çıktım; üstüne Maarif Kolej eğitimi aldım ve tıp..