Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '11

 
Kategori
İnançlar
 

İnsanın benliğini keşfetmesi üzerine (Bölüm 2)

İnsanın benliğini keşfetmesi üzerine (Bölüm 2)
 

Ruhun fonksiyonlarını ortaya çıkaran üç ana unsur; Akıl, nefis ve kalptir.


İnsan olmanın üstün özellikleri ve insanın kendini keşfetmesi  

İnsan Benliğini Keşfetme Yolculuğu 2 

BİRİNCİ BÖLÜMÜN DEVAMI 

Bu gelişim dönemlerinin süresi ve geçiş aralıkları, eğitim, kültür ve doğuştan verilmiş olan yetilerine bağlı olarak kendi içinde farklılıklaşmaktadır. 

Gelişen kişilik gelişimi dönemlerinin yansımaları ise, biyolojik, psikolojik, zihnî alt sistemlerde gözlenebilir ve birbirleriyle uyumlu hallere dönüşür. 

İnsanın kâinat alemindeki belirginleşen motifleriyle, başlı başına bir âlemin güç ve yöneticisi gibi olmakla birlikte insan toplulukları arasındaki ortak din bağları ile de bir güçlüye inanış, sadakat ve bağlanışın sadakati gerçekleşir. İşte o bağlanılan yüce makam yüce Mevla’dır. 

İnsanlığının yoluna azimle devam etmekte olan insanın ruhu, insan benliğini şekillendirirken insana ait üç temel fonksiyon olan düşünme, hissetme ve iş yapma fonksiyonlarını ortaya çıkarır. 

İnsanda ruhun fonksiyonlarını dinamik olarak ortaya çıkaran üç ana unsur; Akıl, nefis ve kalptir. 

Akıl, zihin merkeziyle; kalp, his merkeziyle; nefis ise, fizik merkezi ile bağlantılı olduğundan, insandaki zekâ da kafada matematik fonksiyonelliğini, kalpte duygusal hissiyatı, beden de ise nefis hakimiyetini elde edecektir. 

Bu bağlamda beden inisiyatifine hakim olabilen nefis zekâsı, gerek maddesel değerlerle ifade edilebileceği gibi gerekse de, izzet-i nefis denilen içsel zenginlik ve fakirlik ile ilintili halde bir ilerleme yada eksilmeyi gösterecektir. 

İslam dini, Fatiha Suresiyle insan olma yolundaki adem soyuna önemli bir rehberdir ve çok önemli ipuçları bu sure ile insanlığa yol gösterici olarak iletilmiştir. 

Bu bakımdan, Kuran’ı Kerim’in, ilk suresi olduğu için açış yapan, açan manasında gelen "Fatiha" suresinin anlamını ve önemine değinmekte yarar vardır. 

Müddesir Suresinden sonra Mekke'de inmiştir. 7 (yedi) ayettir. Kuran’ın ilk suresi olduğu için açış yapan, açan manasına "Fatiha" denilmiştir. 

Diğer adları şunlardır: Ana kitap manasına "Ümmü'l-Kitâp" dinin asıllarını ihtiva eden manasına "El-Esâs", ana hatlarıyla İslâm'ı anlattığı için "El-Vâfiye" ve "El-Seb'u'l-Mesânî", birçok esrarı taşıdığı için "El-Kenz". 

Hazreti Muhammed (S.A.V) "Fatiha’yı okumayanın namazı olmaz" buyurmuştur. 

Onun için, Fatiha, namazların her rekâtında okunur. Manası itibariyle Fatiha, en büyük duadır. Kulluğun yalnız Allah'a yapılacağı, desteğin yalnızca Allah'tan geldiği, doğru yola varmanın da doğru yoldan sapmanın da Allah'ın iradesine dayandığı, çünkü hayrı da şerri de yaratanın Allah olduğu hususları bu surede ifadesini bulmaktadır. 

Kuran’ı Kerim, insanlığa doğru yolu göstermek için indirilmiştir. Kuran’ın ihtiva ettiği esaslar ana hatları ile Fatiha’da vardır. Zira Fatiha’da, övgüye, saygıya ve ibadete lâyık bir tek Allah'ın varlığı, O'nun hakimiyeti, O'ndan başka dayanılacak bir güç bulunmadığı anlatılır ve doğru yola gitme, iyi insan olma dileğinde bulunulur. 

Hicretten önce indirilmiştir ve yedi ayettir. Bu ayeti kerimeler sırasıyla; 

1. Rahman (ve) rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 

2. Hâmd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. 

3. O, rahmandır ve rahîmdir. 

4. Ceza gününün malikidir. 

5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. 

6. Bize doğru yolu göster. 

7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! 

Üzüntüyü, tadı ve zevki, sevgiyi ve kini nefreti tanıyan, yaşayan ve yaşatan insanoğludur. İnsan beyninde ve yüreğinde şekil bulan ve anlamını kazanarak harekete geçen bu ifadelerin kaynağı olan hissî merkezdir. Hissi merkez, düşünce, idrak ve muhakeme edebilme merkezi olan zihnî merkez ile bir işe yönelme ve yapma fiillerinin kaynağı olan fizikî merkezle buluşarak ortak eylemleri ortaya koyabilir. 

Ruhun alt birimlerini oluşturan nefis, akıl ve kalp, biyolojik insanın soy olarak devamını sağlayan bir ana merkezdir. 

Nefiste de, zihnî, hissî ve fizikî potansiyellerden oluşan duygular vardır. 

İnsani nefisi, sindirim, solunum, boşaltım ve dolaşım fonksiyonları harekete geçirirken, hayvanî nefisi, sinir sistemi ve hırs yönlendirmektedir. 

Mistik ve tasavvufi yaşamda sıkça bahsi geçen üç tanımlama şunlardır. 

1) Akl-ı selim (hikmetli), 2) Kalb-i selim (iffetli), 3) Zevk-i selim (zevki alabilen) 

İnsan bedensel ve ruhani olarak yaşam döngüsünü genellikle bu üç tanımlamaların gezinti alanında yapmaktadır. İnsanın nitelik ve seviyesi bu üç unsurdaki artılarının çokluğu ile belirlenebilir. Ustalık ve çıraklık ilişkileri de bu üç alandaki geçilen yollardaki sınavlarla belirlenmektedir. 

Tıp bilimine göre, insan beyninde beş ana lob bulunur. 

Bunlar: 

1) Frontal lob: Bilinçli düşünme; zarar görmesi durumunda ruh hali, hissiyat değişikliği olabilir. 

2) Parietal lob: Çeşitli duyu organlarından gelen bilgileri birleştirmede önemli rol oynar. Ayrıca nesnelerin kullanılması ve bazı mekansal görüş işlemelerinde (visuospatial processing) parietal lobun kimi bölümleri rol alır. 

3) Oksipital lob: Görme duyusuyla ilgili bilgilerin işlendiği lobdur. Hafif zarar görmesi halüsinasyonlara sebep olur. 

4) Temporal lob: Ses ve kokunun algılanması, aynı zamanda da yüzler, mekanlar gibi karmaşık uyaranların işlenmesi bu lob tarafından sağlanır. 

5) Serebellum: Duyu organlarından gelen bilgilerle hareketi ilişkilendirir. Bu lob özellikle dengenin sağlanmasında önemli rol oynar. 

Yukarıda listelenen her bir lob, beynin her iki yarım küresinde de bulunur ve bunlardan serebellum dışında bu lobların hepsi telensefalonun parçasıdırlar. 

Oysa, mistik ve tasavvufi alemde insanın beynine hakim olan ve onu yöneten yönlendiren, insan hayatının yolculuğunda CENİN, ÇOCUKLUK ve YETİŞKİNLİK dönemi şeklinde karakteristik üç safha yaşam sürmesinde üç alt bölüm olarak farz edilir. İnsanın gelişiminde onun genel sağlığına tesir eden kritik üç ana geçiş safhasıdır bunlar. 

Çocukluktan delikanlılığa geçiş yani benlik gelişmesi, delikanlılıktan yetişkinliğe geçiş yani, aile ve meslek sahibi olma ile karakteristiklikler ve yetişkinlikten ihtiyarlığa geçiş dönemleridir. 

Bu açıdan insanın bu geçiş dönemlerinin özellikleri hakkında bilgi edinmesi ve bu dönemlere, psikoloji, zihin ve ruh açısından hazırlanması son derece önemlidir ve insanın akli ve bedeni sağlıklı gelişiminde de önemlidir. 

DEVAM EDECEK 

Bilgeler ve filozofların sözlerinin çoğunda geçen tanımlama genellikle hep aynıdır. "KENDİNİ BİL"  

Çünkü bu ifadeden hareketle, "Kendini bilen Rabbini bilir, kendini unutan Rabbini de unutur" sözünü söyleyebiliriz. 

Türkiye’ye Sevgilerimle. 

Muhammed RAHMANİ 

15.02.2011 Illinois – ABD 

TEKSAS - ABD 

e-posta: muhammedrahmani@hotmail.com 

http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=2291978 

Kaynaklar: 

Mohamed Rahmani, Islam and humanity lecture notes 1993 

Mohamed Rahmani, Quran, Quran in the written facts 1994 

Mohamed Rahmani, Islam and Sharia 1997 

Mohamed Rahmani, beautıes of human lıfe and beyond ugly trilogy 1998 

Mohamed Rahmani, Rumi's life and philosophy of Mevla'na Celaleddini 1999 

Mohamed Rahmani, Mistizm and Religious Doctrine 2000 

 
Toplam blog
: 25
: 4253
Kayıt tarihi
: 11.12.10
 
 

Muhammed Rahmani, İran'lı baba ve Türkmen annenin çocuğu olarak, Hazar Denizi kıyılarındaki, (Bandar..