İnsanın her yaşı güzeldir...

HER YAŞIN, YAŞANMASI GEREKEN BİR BAŞKA GÜZELLİĞİ VARDIR...

Aşağıdaki dizelere şiir denir mi, bilemem... Bunları, çalıştığım kurumda yaşlanmayı kafalarına takarak bir sorun haline getirmiş bazı bayan arkadaşlarım için yazmıştım....

Onlara dedim ki; "yaşlanmayı neden kafanıza takıyorsunuz? Yaşlanırsanız ne olur, kıyamet mi kopar?"

KIYAMET Mİ KOPMUŞ

Ne olmuş,
kıyamet mi kopmuş
olmuşsa yaşınız 35 ya da 45

Gökler mi yarılmış
denizler mi kurumuş
Ne olmuş
olmuşsa yaşınız 55
isterseniz siz deyin 65

Çiçekler mi solmuş
Kuşlar mı susmuz
Sevgiler mi bitmiş

Boş verin
satın anasını gitsin
olmuşsa yaşınız 35
siz deyin 45
hadi olsun 55
ben de diyeyim 65

Ne olmuş
yaşınız olmuşsa bilmem kaç
kıyamet mi kopmuş

Bence, insanın her yaşı bir başka güzeldir...

Her yaş, başka bir heyecanla yaşanır...

Bedensel yaşlanma, hiç ama hiç önemli değildir...

Önemli olan içimizdeki yaşam sevincinin devam etmesidir...

Duygularımız körelmemişse, kalbimiz katılaşmamışsa...

Hissettiğimiz yaş, inanın ki otuzu geçmez.

Yukarıda peş peşe sıraladığım sözcük dizisine ne denir bilmem ama bir şiir olmadığı kesin...

Şimdi de, orta yaşlı bayanların hoşuna gideceğimi sandığım, şiir olamasa bile belki bir "şiirimsi" olabilecek bir dörtlük yazayım.

Manken gibi derler ya, işte öylesin.
Tatlısın, şirinsin hem de güzelsin.
Kırkbeş oldum diye, sakın üzülme.
Ellibeş olsan da, sen yine güzelsin.

cdenizkent