Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İnternet'te aşk

İnternet'te aşk
 

Kaynak:İnternet


İnternet’te, biraz gezindiğinizde, karşınıza hemen çöpçatan siteleri ya da flört edinme sitelerinin Reklamlarına şahit oluyoruz.

Örneğin; facebook, twitter gibi çok reklam alan sitelerin, hareketli bannerlar yoluyla tanıtıldığı aşk-evlilik sitelerinin geleneksel kültürümüzle hiçbir alakası yoktur.

Ancak kökü dışarıda olan bu sitelerin, emperyalist kültürün bir parçası olduğunu unutmamak ayrıca, batı kültürü ile yoğrulup, harmanlanmış modellerin, bilişim çağının değerleri gibi bize sunulduğunu, buna karşı eleştirel bakış yönümüzü canlı tutmamız ve hassasiyet göstermemiz gerektiğine inanıyorum.

Özellikle son yıllar içerisinde evliliklerin artmasına karşın boşanma olaylarında da sürekli olarak artışlar yaşanmaktadır.

Diğer taraftan, söz konusu siteler yoluyla, evlenmek isteyenlerin hayallerinin, arzularının anlaşılabilir olduğuna da inanıyorum.

Aşk arayan, flört edinmek isteyen erkek ve bayanların, batı ülkelerine nazaran, ülkemiz şartlarında bu sitelere cesaretle atılmadıklarını, ihtiyatla yaklaştıkları yönünde değerlendirmeler ve mesajlara rastlamaktayım.

Resim, isim ve kimlik bilgilerini vermediklerini, aksine internet ortamında hayali bir kimlik oluşturulduğu anlaşılıyor.

İnternet ortamında tanışıp, evlilik vaadiyle parası gasp edilen erkekler, kandırılıp tecavüze uğrayan hanımlar, hayal kırıklığına uğratılan insanların haddi-hesabı yok.

Toplumumuz modern şehir yaşamının dayattığı sorunlardan biri olan iletişim kopukluğu ile yüz yüze kalmıştır. Bu zaafımızı değerlendiren söz konusu aşk evlilik siteleri, hiçbir sorumluluk üstlenmeden sağlıklı olmayan ilişkilerin doğmasına ortam hazırlıyor.

Ben bu hayali kimliğe gerek duymayan, istisna birine rastladım.

Cesur bir ilköğretim okulu öğretmeni ile görüştüm.

Blog sayfamda yayımlamak üzere bir araştırma yaptığımı bilmiyordu, bir iki dakika sonra gerçek ismini verme gereğini duydu. Bilahare facebook sayfasına ulaştım. Sayfasında yayımlamış olduğu, onlarca aile resmine baktım. Yaşlı anne ve babası ile iki çocuğunu sarıp sarmalayan şevkatlı bir anne olduğunu gördüm.

Ayrıca, medeni cesaretine de hayran kaldım. Yıllar evvel aşk peşinde koştuğum gençlik zamanlarıma götürdü beni.

Aşkının peşinde koşan bu cesur hanım inşallah aradığı yeni aşkını bulur.

Severek evlendiği iki çocuğunun babası ile kısa bir süre önce herhalde ayrılmış olmalı ki, yalnız yaşamın sorunlarına göğüs germek için bir erkeğe ihtiyaç hissediyor.

Kısa bir süre önce sonlandırılmış bir beraberlikten sonra, yeniden aşkının peşinde düşen bu bayanın ruh hali oldukça beynimi kemirdi.

Oysa seven erkekler, asla unutmaz, ayrılsalar dahi bir ömür boyu kadınını takip ettikleri bilinir

Acaba “unutabilmiş midir” diye kendime sordum. Yoksa eski eşine nispet mi yapmak istiyordu! “İntikam peşinde mi” diye bir gece boyu bu soruları düşündüm…

Kadına şiddetin tartışıldığı günümüzde, kadınların internet ortamında tanışarak kandırılmaları mümkündür. Erkekler açısından aynı tehlikeli durum söz konusu.

Kadınların, hoşgörülü ve sevecen oldukları kadar, genellikle bencil oldukları, sevmedikleri ya da beğenmedikleri bir adama sırf gururlarını tatmin için alaka gösterdiği iddia edilir. Bu iddia doğru ise suiniyetle birleşirse ne gibi sonuçlar ortaya çıkar gerisini siz düşünün.

Karı ve koca açısından geçerli olduğu söylenegelen, her zaman bir “yedek eş” var mıdır.?

Belki bu yazıdan sonra, yorum gönderecek olanlar varsa lütfen göndersinler. Yoksa bu öğretmen hanımın zihnimde bıraktığı gizemin algılayamamanın ezikliğini yaşayacağım.

***      ***

“Hayatın provası yoktur” denir. Bir film şeridi gibi hayatımızın bir anını meşgul eden aşklar, harcanmış ve gitmişse” unut gitsin” denilmiştir, hatırlanması insana elem verir.

Kaçırılan aşk aynı yerde değildir. Sonbahar’da sararıp yere düşen bir yaprak, nasıl yeniden yeşermezse, solan aşklar da, yeniden asla yeşermezler!  

Başka bir baharda başka bir bahçede, yeşeren aşklar vardır, Öncekilerden ders alarak, sınanarak, tecrübe edilmiş olumlu yanları alınarak başlanır yeni hayata.

Yalpalamadan, yüzdürdüğü teknenin, fırtınalı nehrin sularında, durgun gölde gider gibi, salimen ilerleyebilmesini sağlamalıdır aşk yolcusu.

Tekneyi devirmeden, batırmadan hedeflenen noktaya ulaşmak pek kolay değildir, Hava fırtınalı, nehir deli deli akarsa eğer,

***   ***

Burada bir tecrübemi anlatayım: Gençlik yıllarımda, âşık olduğum bir bayandan karşılık bulmak istiyordum. Sokakta fal bakan roman kadının yanına gittim, usulca eğildim ve aşkıma cevap alamadığımdan bahsedip, ne yapmam gerektiğini sordum!

 “ o na para ver” dedi. Verdim ilişkimiz düzeldi. İşin sırrı “para” mı diye yıllarca düşündüm, Para’nın gücüne de inandım. Birçok aşk evliliğinin ekonomik hayatın kaynağı olan Para(sızlık) nedeniyle çözüldüğünü görmekteyiz.

Para varsa aşk var. Aşkı bir çiçeğe benzetirim. Parayı da suya,

Ülkemizin bitmek bilmeyen ekonomik sorunları hiç şüphesiz evlilikleri de sonlandırmaktadır.

Birçok evliliğin yok oluşunun bir nedeninin, ekonomik kaynaklı olduğuna inananlardanım.

Bu nedenle, para varsa evlilik sürdürülebilir midir?

Aşkın ve saadetin temadisi para ile midir?. Paranın, kel erkeği bayana sırma saçlı gösterdiği doğru mudur? Siz ne dersiniz?

Selam ve sevgiler.

 

Ali Emir Karaali

14.01.2012, Şanlıurfa

 

 
Toplam blog
: 135
: 1323
Kayıt tarihi
: 29.09.07
 
 

Ali Emir KARAALİ, Rize Doğumlu, 1978 Rize Lisesi Mezunu, (1988)T.C. Anodolu Üniversitesi   'İşlet..