Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '09

 
Kategori
İnternet
 

İnternet ve demokrasi sorunu

İnternet ve demokrasi sorunu
 

İnternet ve demokrasi sorunu...


İçki yasakları, sigara yasakları vs. derken bilgiye erişimin engellenmesi diyebileceğimiz sansür uygulamaları, internet özgürlüğünü de ihlal ederek uygulamaya girmiş durumda.

Gün geçmiyor ki, daha yeni açılan veya uzun süredir girdiğimiz bir site, ertesi gün veya birkaç saat sonra mahkeme kararıyla kapatılmış olmasın...

İnternet kullanıcılarının ve sivil toplum kuruluşlarının tüm uyarı ve açıklamalarına karşın yasak kapsamı daha da genişletilerek bazı siteler "IP numarası" bazında da engellenmeye çalışılıyor...

Bu engellemeler tüm karşı çıkışlara karşın sürdürülen ya da "formül" aranan benzerlerinin arasında sadece birer örnek midir?

Daha bir çok fikir ve düşünce sitesi yine mahkeme kararıyla kapalıdır…

Öneri, uyarı, açıklama, tepki, kınama, şiddetle kınama...

Bireysel, örgütsel ya da kurumsal olsun, bunların hiç birinin, hiçbir yarar sağlamadığı artık çok net olarak görülmekte.

Özgürlükler adına özgürlüklerin gaspına zemin olarak kullanılan bu "demokrasi oyunu" devam ettikçe de, gerçek anlamda demokrasiyle olan tüm çelişkisine karşın, yalnızca bilişim alanında değil, her alanda, üstelik ulusal ya da insanî duyarlılıklar gerekçe gösterilerek, onların üzerinden, suçu evrensel hukuk anlayışı ile kanıtlanmış olan suçluya da değil, tüm topluma yasaklama ve baskının katlanarak ve şiddetlenerek süreceği de bir o kadar açık görülüyor.

Diğer yandan gözaltına alma ve sorgulama olayları, yoğunlukla belli bir ulusalcı duruşla tanınmış kesimde yoğunlaşmış olmaları ve gerekçeleri ile değerlendirildiğinde, tablo giderek az ışıktan kaynaklanan bir bulanıklıktan kurtulmakta, net, yoğun ve yutucu bir karaya, karartıya ve karanlığa doğru hızla dönüşmektedir.

"Nereye gidiyoruz?" sorusu anlamını artık çoktan yitirmiştir!

Öte yandan ve her şeyden öte;

Yasalarda kağıt üzerinde var olmakla birlikte (de jure) uygulamada var olmayabilen; veyahut, kağıt üzerinde yazmıyor olmakla birlikte fiilen uygulamada olan (de facto) durumlar arasında sıkışıp kalmak sonucunu doğuran sözümona çözümlerin, art düşünce taşıyan kesimin dilindeki "kod adı" da; ne yazık ki iyiniyetli kesimde de bu kavramın belleklere kazınmış olan sözcük anlamının büyüsüne kapılanların, bu soruna kalıcı çözüm getiremeyen sonuçsuz arayışlarının adı da, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de "demokrasi" olmuş durumdadır (haliyle sadece kağıtta, sadece 'de jure' ve en önemlisi sadece tersini besleyen ve güçlendiren).

Haliyle birbirinin karşıtı olan 'kötüler' ve 'iyiler', bir tarafın bilerek ve bunu saklayarak, aslında bir "denizaltı"nın üstüne basmakta iken, hileli olarak aynı zeminde ayakta ve sivil olduğunu gösterirken, diğer tarafın ise aslında "ince bir buz üzerinde" olduklarını bilmeyerek en yalın halleriyle, tek bir sanal ve yanıltıcı zeminde birleşmektedirler: "demokrasi"!

Oysa yalın bir gerçek vardır ki, durumu belirleyen her zaman "uygulama"dır. Adı ve görüntüsü her ne olursa olsun, her neyle özdeşleştirilmeye çalışılırsa çalışılsın...

Kavramların, uygulamayı örten bir kabuk olan ad ve görüntüsünde sabit fikir olarak kalındıkça kazanan da her zaman kavramın sadece "uygulamadaki" hali olacaktır. Bu, çağrışımı ve şartlanmalarıyla, ne yönde olursa olsun her durum ve kavram için geçerli olan neredeyse tek sabit olan gerçektir. Çünkü özü, asla sabit olmayan bir anlam denizindeki uygulamalarında, yaşam içinde şekillenir.

Unutmamalı ki, dünyanın gördüğü göreceği en insani, en özgürlükçü ve en barışçıl sonuçları yaratmış olan Mustafa Kemal'in "yolu" hakkında da birçok yakıştırma ve sıfatlandırma yapılmış ve yapılmaktadır.

Öyleyse:

Tarihten ve Büyük Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK'ün yol ve yönteminden ders alınarak (ama gerçekten ders alınarak!); Şimdi sorulması ve ivedilikle yüksek sesle yanıtlanması gereken tek bir soru var: Bu şartlarda, en "haklı" ve bir o kadar da en "yaşamsal" olan gerçekçi çözüm ne olabilir?...

Gerçekten soruyorum size gerçekçi çözüm ne olabilir?..

Ertan Yurderi

 
Toplam blog
: 111
: 1140
Kayıt tarihi
: 15.10.07
 
 

Kocaeli doğumlu. Yüksek tirajlı gazetelerin bilgi işlem ve yazı işleri bölümlerinde çalıştıktan s..