Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İntihar kader değildir

İntihar kader değildir
 

http://tr.wikipedia.org


Önce masanın üzerindeki veda mektubuna ardından sağ elinden sarkan silahın namusuna takıldı gözleri…

“ Yolun sonu” diye geçirdi aklından… Rahatlamıştı... Sıkıntılarının sona ermesi için silahı şakağına dayayıp, tetiği çekmesi yeterliydi!

Sonrası?

Sonrasını kim bilebilir?

<ı>“ Tetik beş ton olur” diye okumuştu bir yerde... “ <ı>Silahı kafana dayarsın, hayatın film şeridi gibi geçer gözünün önünden, hiç ummadığın şeyler gelir aklına, çocukken gördüğün ve sonra unuttuğun biri, eski sevgililerinden birinin söylediği tek kelime, adını anımsamadığın birkaç yüz, gözlerin yaşarır ağlamaya başlarsın, hıçkırıklar, dönüm noktasıdır, tetiği ya çekersin ya vazgeçersin… Bir insan ölmeyi kafasına koyduysa, ölür...”

Ağlamaya başladı, gözyaşlarının sebebi korkuyor olması değildi…

***

Yaşlı kadın ellerini önlüğüne kurularken, merdivenlerin ilk basamağına kadar yürüdü yukarıya doğru seslendi…

“ Murat yemek hazır!”

Cevap beklemeden tekrar mutfağa döndü, masanın üzerine iki tabak çıkarttı… Ahşap merdivenlerden gelecek sesi beklemeye başladı… Ses gelmeyince bu sefer, oturduğu yerden daha güçlü seslendi…

“ Muraaaat yemek hazır!”

***

Annesinin sesini duymuş, ikinci seslenişinde sinirlenmeye başladığını da anlamıştı…

“ Anne sen olmasaydın ne kadar kolay olacaktı her şey” diye mırıldandı…

Taze fasulyenin kokusu burnuna gelince, acıktığını hissetti…

En son ne zaman yemek yemişti?

“ Ya şimdi ya hiç diye geçirdi aklından”

Silahı kafasına dayadı, derin bir nefes aldı…

***

Yaşlı kadın romatizmalı bacaklarını tutarak merdivenleri çıkmaya başladı, bir taraftan söyleniyordu “ yemek hazır diye bağırıyorum sen oralı bile olmuyorsun… Yine o kulaklıkları başına geçirdin….” Kapının önüne gelince durdu, bir daha seslendi “ Murat yetti ama zaten nefret ediyorum şu merdivenlerden!” Elini kapı koluna doğru uzattı…

O anda....

***

<ı>İntihar etmek üzere olan bir adam ve yaşlı annesi!

<ı>O anda ne olabilir?

<ı>Genç adam tetiği çekebilir, yaşlı kadın oğlunun cesediyle karşı karşıya kalabilir… Bir çığlık atar önce, ardından cansız bedene sarılır… Gördüklerine bir anlam veremez, sinir krizi de geçirebilir, aklını da oynatabilir…

<ı>Silah sesini duyan komşular polisi arar… Zile basan polis, açılmayınca kapıyı kırar…

<ı>Manzara dehşet vericidir...

<ı>Savcı çağırılır, ardından otopsi için ceset Adli Tıp Kurumuna gönderilir…

<ı>Murat başka bir gece, cenaze namazı kılınmadan sessiz sedasız gömülür…

<ı>Oğlunun acısına dayanamayan anne aklı hastanesine yatırılır…

***

Kötü son.

<ı>Murat’ı bu noktaya getiren sebepler belki kalın bir romanın sayfalarında anlatılabilir fakat ben o kadar sabırlı bir adam değilim…

***

Yaşlı kadın kapı koluna elini uzattığı anda, Muratla göğüs göğse gelir…

Mutfağa inip, taze fasulye yerler… Anne oğlunun şişmiş gözlerini görünce “ağladın mı?” diye sorar… Murat “ Saçmalama anne nezleyim diye geçiştirir”…Televizyonda bilmem kimle izdivaç programı vardır… Anne oğluna, bu programa katılmak istediğini söyler, Murat o meşhur kahkahalarından birini atar…

***

<ı>İntihar kader değildir… O anda yaşamak veya ölmek insanın kendi elindedir... ( Bazen melekler, bazen anneler girer devreye)

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..