Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Artıkböyleyazılıyor

Artıkböyleyazılıyor
 

Tamam, dil yaşayan bir olgudur. Zamanla yapısal değişimler gösterebilir. Birtakım kelimeler doğal süreç içinde eskiyip tedavülden kalkarken, birtakım kelimeler de çeşitli ihtiyaçlar hasıl oldukça dile eklenebilir. Bazı asırlık gramer kuralları terk edilebilirken, yeni kaideler konulabilir. Tüm bunlar olabilir, dünya üzerindeki her dilde yaşanabilir, kabul. Ama ya dejenerasyon?


Tabi burada da denilebilir ki “<ı>sizin dejenerasyon olarak değerlendirdiğiniz şeyler aslına bir rejenerasyonun, gelişim ve değişimin habercisi, öncü birlikleri de olabilirler”. Ne diyelim efendim, o da kabul.


Ama tüm bu çıkarımlar, bizim bazı konularda yorum yapmamıza, dertlenmemize, söylenmemize engel olmasa gerek.


Ülkemiz insanının çok büyük bir bölümünün, zaten; kitapla, dergiyle, okumayla, yazmayla falan pek işi olmadığından dolayı, günlük hayatta kullanılan dili de güdükleşmiş gitmiştir. Sanırım buna kimsenin itirazı olmaz. Yeryüzündeki en eski, en köklü ve en yaygın dillerden biri olan, tüm lehçe ve ağızlarıyla Türk dili ailesi, diğer lehçelerini çok iyi bilmiyorum ama Anadolu Türkçe’si için çok rahat söyleyebilirim ki günlük konuşma dilinde 200-300 kelime ile konuşulan bir kabile diline dönmüştür. Maalesef.


Ve yine günlük hayatımıza hızla giren, girmekten de öte karşı konulmaz bir tecavüzcü gibi adeta hayat alanlarımıza tecavüz eden teknolojik gelişmeler; en başta, dilimizi yozlaştıran etkiler göstermiştir.


Bunların en çarpıcı olanı bence “<ı>kısa mesaj dili” dir. “SMS” diye telaffuz edilen, cep telefonlarından cep telefonlarına yazılı haberleşme aracı olarak kullanılan servisin bağımlı kullanıcıları, kendilerine özgü bir Türkçe ile yazışmaktadırlar. Mesela “<ı>SÇS aşkım öp slm”. Türkçe mealen efendim “<ı>Seni çok seviyorum aşkım. Öptüm. Selamlar.” diye tercüme edebiliriz.


Son günlerde bazı elektronik postalarda kullanılan dil dikkatimi çekti. Biraz araştırdım, sordum, soruşturdum ve yeni moda dil kullanımının çoktan yaygınlaşmaya başlamış olduğunu fark ettim. Buna da kısaca “<ı>e-mail dili” diyebileceğimiz trendin aslı ise kelimeler arasında boşluk bırakmadan yazmaktan oluşuyor.


Uzun süre önce, Milliyet Blog sayfamda, nedenini bir türlü anlayamadığım ve yine bir türlü çözümünü bulamadığım teknik sebeplerden dolayı, yazılarım paragrafsız olarak yayınlanıyordu. Sanıyorum o dönem, konuyu site yetkilileriyle de paylaşmıştım. Bu durum üç-beş gün devam etti. Ben de çözüm olarak, o günlerde yayınladığım yazılarımda, normalde koymuş olduğum paragraflarımın aralarına üç yıldız yerleştirerek yayınlıyordum.


Pek çok okur tepkisi aldığımı hatırlıyorum. Yazılarımı okumak istemediklerini, karman çorman bulduklarını, eski köye yeni adet mi getirdiğimi düşündüklerini soran, söyleyen, hafifçe fırçalayan onlarca yorum ve soru. Haklıydılar.


Acaba dedim, geçen bana gelen o maili ilk gördüğümde. Bir teknik sıkıntı mı söz konusuydu? Sonra ardından
benzer birkaç mail daha alınca ve çevremde konuyu araştırınca, bu dejenerasyon trendinin yükselen bir değer(?) olduğu, acı gerçeğiyle karşılaştım.


İşte son paragrafı, ben de modaya uyarak, aşağıda tekrar yazıyor ve bundan böyle bu şekilde gelen mailleri; “<ı>göndermiş olduğunuz elektronik posta metni okunamadığından dolayı cevaplandırılamamıştır” uyarı mesajı ile sahibine iade edeceğimi, ilanen duyuruyorum. <ı>


“Acabadedimgeçenbanagelenomailiilkgördüğümde. Birtekniksıkıntımısözkonusuydu? Sonraardındanbenzerbirkaçmaildahaalıncaveçevremdekonuyuaraştırıncabudejenerasyontrendininyükselenbirdeğer(?)olduğuacıgerçeğiylekarşılaştım.”

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..