Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '08

 
Kategori
İzmir
 

Bekaretini satan satana

Bekaretini satan satana
 

Raffaella Fico


Tesadüfler Takvimi - 18 Eylül


Bundan neredeyse yarım asır, tam olarak 52 yıl önce, yine böyle bir 18 Eylül günü; İzmir’in Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan turistik bölge Efes’te, dünyaca ünlü “<ı>Artemis” heykeli gün ışığına çıkarılmıştı. Cumhuriyetin ilanından hemen üç sene sonra bölgede başlatılan kazıların tam otuzuncu yılında, yani 1956 Eylülünde, Prytaneion adı verilen bölümde ulaşıldı bu dünya mirasına.


Peki diyeceksiniz ki “<ı>be kardeşim, bunun Tesadüfler Takvimi ile, hele şu başlığa koydun ‘bekaret’ meselesiyle ne ilgisi var?”. Durun anlatayım. Ama önce dün, haber sayfalarına düşen, DHA Milano muhabiri Eda Berkbayrak’ın enteresan haberinin tam metni:


“<ı>Biri Bizi Gözetliyor'un İtalyan versiyonu ‘Grande Fratello'da geçen hafta elenerek gündeme gelen 20 yaşındaki Raffaella Fico, ‘Chi' dergisine ‘bekaretini satılığa çıkardığını' söyledi.


Bakire olduğunu ve bekaretine 1 milyon Euro değer biçtiğini anlatan Fico, “Bana sahip olmak için bu kadar parayı gözden çıkaran olacak mı?' görmek istiyorum. Eğer birileri bunu öderse ne yapacağımı şaşırırım. Çünkü seks hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Ama bu parayla Roma'da bir ev alma ve oyunculuk kursuna gitme hayallerimi gerçekleştirebilirim. Eğer adamdan hoşlanmazsam, bekaretimi vermeden önce bir bardak fazladan şarap içerim” dedi.


Şimdi Eda Hanım’ın bu haberinin; habercilik değeri, gazetecilik ve etik değerlendirmelerini bir kenara bırakıp, bizim Tesadüfler Takvimi’nde nasıl yer bulduğuna göz atalım.


Son günlerde, neredeyse her gün, bilmem kaç milyon dolarlara, kızlık zarını satılığa çıkaran bayanların haberleri düşüyor ajanslara. Bu duruma bardağın dolu tarafından bakanlar, insan hakları ve özgürlükleri geniş penceresinden bakıp, kadın hakları, kadının vücudunu dilediğince kullanabilme serbestisi falan gibi fasıllardan dem vurabildikleri gibi; bir diğer cenah da sosyal ve ahlaki çöküntü babını açıp bu hatun kişilerin, cehennem ateşinin çıraları olacaklarını, malum durumun toplumsal dejenerasyonun dip yaptığı seviyeler olduğu tespitlerini yapabilmekteler.


Bakınız, tam 52 yıl önce bugün, bu topraklarda, Efes’te gün yüzüne çıkarılan heykelin modeli olan Artemis, bekaretini bir erkeğe verip gebe kalan kadınları, okuyla öldüren bir tanrıçaydı. Peki neden böyle yapıyordu? Hikaye kısaca şöyle:

<ı>


Artemis, Zeus ile Leto’nun kızıydı.Meşhur antik kişilik Apollon’un da ikiz kız kardeşi ve vahşi doğa tanrıçasıydı. Kardeşinden bir gün önce doğmuş ve Apollon’un doğumu sırasında annesinin çektiği acıları görüp yaşayarak evlenmemeye ve bakire kalmaya yemin etmişti. Doğum yeri olarak Efes kabul edilse de bazı kaynaklarda bu bilgi Delos Adası olarak da geçmektedir.


Artemis; çok güzel, biçimli ve endamlı bir vücuda sahip, ciddi yüzlü, tanrısal bir bakireydi. Adı; dokunulmamış, bozulmamış anlamına gelen 'artemes' sıfatından türetilmişti.


Efes, İlkçağın en önemli merkezlerinden biriydi ve ününü, iki dinin merkezi olmasından almaktaydı. Daha sonra Artemis'e dönüşecek olan Anadolu'nun ana tanrıçası Kybele'nin dini ve ardından gelen Hz.İsa dini için bölge inanılmaz önemliydi. Hıristiyanlığın ilk yıllarında kurulan ve dinin yayılmasına öncülük eden meşhur yedi kiliseden ilki Efes'te kurulmuştur. Efesliler Hıristiyanlığı Meryem sayesinde benimsemişlerdi. Tanrıça Artemis'in pek çok özelliği Meryem'e aktarıldı ve bu bağlamda Efes'te; Kybele, Artemis ve Meryem Ana kültleri hiçbir kesintiye uğramadı, halen de devam etmekte, Bülbül Dağı’nda.


Efes Artemis’inin heykeli, bir polymastostur. Yani, çok memeli. Bütün tabiatı dölleyen ve göğsü sayısız memelerle örtülü bir tanrıça gibi düşünülerek tapınılmıştır kendisine. Gerdanlığının altında dört sıra halinde, sayısı 17 ile 40 arasında değişen memeleri vardır ve bunlar tanrıçanın bolluk ve bereketini simgeler. Aynı zamanda doğaya hakimiyetini ve her türlü uygarlığın koruyucusu olduğunu da sembolize eder ama aynı Artemis, bekaret saplantısı nedeniyle olsa gerek bir kerede 14 çocuk doğurduğunu söyleyerek tanrıçaya adeta nispet yapan Manisalı Niobe'nin çocuklarını oklarıyla öldürmüştür.


Artemis, yaşamındaki belki de en büyük darbeyi, enteresandır ki ikiz kardeşi Apollon’dan görmüştür. Bir gün hizmetçileriyle birlikte ormanda avlanmaktadır. Karşısına çıkan iri cüsseli ama çok yakışıklı bir avcı olan Orion'a, tüm kurallarını ve inançlarını çiğneyerek aşık olur ve onunla evlenmek ister. Apollon, bu durumdan rahatsızdır ve güzel kardeşini kıskanmaktadır. Orion’un denizde yüzdüğü bir gün, kıyıdan uzaklaşıp, kafasının bir nokta gibi göründüğü anda; Apollon, kardeşini çağırır ve o noktaya kadar ok atıp atamayacağını sorar. Çok iyi bir okçu olan Artemis, oku fırlatır ve bilmeden, sevdiği adamı öldürür. Bu olaydan sonra yaşama sevincini yitiren Artemis, babası Zeus’tan, Orion’u bir takımyıldızı olarak gökyüzüne çıkarmasını ister, Zeus da kızının bu isteğini yerine getirir. İşte Orion takım yıldızının doğuş hikayesi de bir kırık aşk öyküsüdür.


Salonumdaki konsolun üzerinde duran, alçıdan Artemis heykelciğine her bakışımda, tüm bunları düşünür ve gülümserim. Ve bekaretini satan kızları da...



@Geçen sene bugün “Özledim...”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=64241


@Geçen sene bugün “Selimiye Çevresinin Rüya Kareleri”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=64240


@İki sene önce bugün “GAP Turu Yapacaklar, Nelere Dikkat Etmeli?”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=7372

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..