İran ordusundan yapılan açıklamalara dikkat ediniz.

Son günlere damgasını vuran gündem maddesi hiç kuşkusuz ki “Kapitalizmin yaşamış olduğu ekonomik krizdir”.
Ve yaşanan ekonomik krizle birlikte, kimi ülkelerin açıklamalarını da mercek altına almak şarttır.
Dünya üzerinde her an, her şey olabilir.
Ve her an, her şeyin olabileceği en karmaşık, en keskin coğrafyada Ortadoğu’dur.

Geçtiğimiz günlerde İran Genelkurmay Başkan Yardımcısı bir açıklama yapmıştı.
Tuğgeneral Mesud Cezayiri.
Lakin dikkatlerden kaçtı.

Ne diyordu Tuğgeneral Mesud Cezayiri?
“İran’a saldırı için topraklarını ABD’ye kullandıran ülkelere karşı misilleme tedbiri alacağız.”
Son derece ciddi bir tehdit.
Ve bir dünya savaşının çıkmaması için hiçbir neden yok.
Hele hele kapitalizmin varlığını sürdürmesinin temel aracı olan savaşlara bel bağladığı şu son günlerde, İran cephesinden böyle bir açıklamanın yapılması pek de öyle hayra alamet değil.

Bilindiği gibi İran’ın ABD ile olan husumetleri ortadadır.
Karşılıklı, tabiri caizse, yıllardan beri birbirlerine cepheden “horozlanıyorlardı”.
Ve ABD’nin İran’a bakış açısı, terane bir ülke olan Irak’a baktığı gibi değil.
Ve öyle bodoslama İran’a saldırmayı göze alamıyor.
Sonuçta İran, bölgenin en güçlü ulus-devlet karakteri taşıyan ülkesi.
Ve ABD’ye pabuç bırakmayacağı su götürmez.

ABD-İran atışmalarına bizim Başbakan’da müdahil oldu.
Ve hiç gereği yokken ABD’ye akıl verdi.
Özünde doğru bir yaklaşım olmasına rağmen, böyle bir açıklamanın yapılmasının acaba zamanı mıdır diye insan düşünmeden edemiyor.
Ne demişti Sayın Başbakan.
“İran’a nükleer silah üretme diyenlerin, kendisinin de nükleer silahı olmaması lazım.”
Bu ifade bir anlamda ABD’ye akıl vermek oluyor ki, ABD’nin hiç de sevmediği bir tarzdır.
Buna karşın İran’ın politikalarında her hangi bir değişiklik yok.
Tek değişiklik, bölge ülkelerini tedirginliğe sürükleyecek bir açıklama yapması.
Yani “ABD’nin yanındaysanız, bizim düşmanımız sınız” felsefesi hakim.

İran Genelkurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Mesud Cezayiri’nin ilginç bir saptaması daha var ki kesinlikle dikkatlerden kaçmaması gerekir.
Komutan “İran’a yönelik olası bir ABD saldırısı, Ortadoğu’da bulunan sahte ve eğreti rejimlerinde ortadan kalkmasına neden olur” saptaması da dikkate değerdir.

Biliyoruz ki ABD ve İsrail, İran’a yönelik bir askeri müdahaleyi seçenek olarak masada tutmaktalar.
Ve şu son günlerde yaşanan ekonomik kriz bahanesi ile her an İran’a saldırı planı tekrar ve daha net bir şekilde devreye sokulabilir.
Kim ölmüş, kim kalmış ABD’nin hiçbir zaman umurunda olmadı.
ABD için her zaman önemli olan şey “kırıp, dökmek” ve sonrasında, ülkesinde yaşanan ekonomik krizi bertaraf etmektir.

ABD ve İsrail’in, İran’a saldırı gibi bir politikayı hayata geçirmesi durumunda, Rusya’nın nasıl bir tavır içerisinde olacağı da bellidir.
Ve Rusya Başbakanı Medvedev’in açıklaması halen ortadadır.
Ne demişti Medvedev “Birileri, bir adım atarken, Rusya’yı dikkate almamazlık yapmasınlar, artık dünya tek kutuplu değildir, bilesiniz” yollu açıklaması, dengelerin ne şekilde ve nasıl gelişeceğine dair bir takım emareler vermektedir.

Bu tip açıklamalardan edindiğimiz genel kanı, önümüzdeki günlerin pek de öyle hayra yorulacak bir tarafının olmadığı yönünde.

Umarım yanılırım.