Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

08 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

İrşad heyeti ve akiller

İrşad heyeti ve akiller
 

Başbakan Erdoğan tarafından bizzat hazırlanarak uygulamaya konulan ve beraberinde birçok tartışma ve eleştirileri getiren “Akil Adamlar” olayı her gün yeni tartışmaları da gündeme taşımaktadır.

Başbakan Erdoğan Akil adamların Anadolu’nun işgalini halka anlatmak ve benimsetmek üzere bizzat Osmanlı sadrazamı Damat Ferit Paşa tarafından kurdurulan “Heyeti Nasiha’ya” benzetilmesine fazlaca içerlemiş görülmektedir.

Başbakan partisinin vekillerini topladığı Kızılcahamam kampında 63 kişiden oluşan ve yedi bölgede görev yapan Akil adamlara sahip çıkarak;

“Heyeti teşekkül ederken bazı densizler, bazı kendini bilmezler bu heyeti, Kurtuluş Savaşı sırasında oluşturulan “Heyet-i Nasihaya” benzetme gafletinde bulundular. Heyet-i Nasihayı hatırlayanlar ve hatırlatanlar, yine kurtuluş savaşı esnasında teşekkül eden “İrşad Encümenini” ya hatırlayamadılar, yada hatırladılar, ama işlerine gelmedi. İşte biz İrşad Heyetimizi seçtik ve İrşad heyeti de görevini yapıyor.” Sözleriyle bugünkü oluşturulan Akil adamlarını 27 Nisan 1920 de BMM tarafından kurulan “İrşad Heyetine” benzetmeye çalışmıştır.

Başbakan bizzat kendisi tarafından oluşturulan ve TBMM’nin hiçbir dahli olmayan Akil Adamlar olayını İrşad heyetine benzetmesi ise yeni tartışmaların önünü açmıştır.

İrşad Heyetinin oluşumuna geçmeden önce “irşad kelimesinin Türkçe sözlük anlamına bir bakalım;

İrşad: Doğru yolu göstermek.

Akli ve kalbi, mukni ve tesirli eserler veya sözlerle gafletten uyandırıp doğru yolu, hidayeti göstermek.

İrşat( sonu t ile biten kelime) : çirkinlik, çirkeflik.

23 Nisan 1920 tarihinde BMM kurulmasından dört gün sonra Bursa Mebusu Şeyh Servet Efendi meclise bir önerge vererek:

“Mustafa Kemal önderliğinde yürütülen milli mücadelenin amaç ve gayelerinin halka doğru anlatılması, türk halkını milli bir kimlik etrafında birleştirmek” amacıyla BMM üyelerinden oluşacak İrşad Heyetlerinin(encümenlerinin)” kurularak Anadolu’nun muhtelif yerlerinde çalışmaları önerilmiştir.

Şeyh Servet Efendinin bu önergesi kabul edilerek heyetlerde oluşturulmuştur.

Seçilen heyetlerin içersinde altısı din adamıdır ve bu heyetin içersinde Mehmet Akif Ersoy, Rifat Börekçi, Hamdullah Suphi (Tanrıöver)Yunus Nadi Bey gibi tanınmış isimler dâhil, 17 kişiden oluşmuştur.

Bu heyet Anadolu’nun muhtelif yerlerine giderek halkı aydınlatmaya, milli mücadeleye katılmaya davet etmiş, özellikle BMM’ ne Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yürüttüğü kurtuluş mücadelesine destek verilmesi istenmiştir.

Bu heyetin bir diğer önemli görevi de Anadolu’da Türk kimliğini öne çıkarmak, isyancıları, yabancılara karşı Türk milletinin var oluş mücadelesini anlatmak ve ihanetlere karşı tedbir almak olmuştur.

Kısaca anlatmaya çalıştığım İrşad Heyeti işgal yıllarında Anadolu halkını uyandırmak, işgale karşı ayaklandırmak ve Anadolu’nun Türk milletinin yegâne kalesi olduğunu halka anlatmak gibi çok önemli ve kutsal bir görev üstlenmiştir. Günümüze geldiğimizde Akil adamlarla ilgili haklı eleştiriler karşısında “sıkışan” Başbakan Erdoğan’ın bu oluşumu ta milli mücadele yıllarında bizzat BMM tarafından alınan karar gereği oluşturulan “İrşad Heyetine” benzetmesi ise düşündürücüdür.

Başbakan Erdoğan’ın, Kandil ve BDP üçgeninde kurulan “bermuda şeytan üçgeninde” alınan ve bu milletin bölünmesine, federasyona ve milli kimliğimizi ”ayaklar altına alacak” olan “açılım sürecini” bu millete yutturmaya çalışan akil adamlarını İrşad heyetine benzetmesi ve “işte bizim irşad heyetimizdir bu adamlar” demesini ise anlamak mümkün değildir.

Akil adamları bizzat Başbakan seçmiştir,

İrşad heyetini ise meclis kurulduktan dört gün sonra o “yüce” kurucu meclis kendi üyelerinden seçmiştir.

İrşad heyeti vatanın bölünmez bütünlüğünü ve bağımsızlığını savunmak için yola çıkmış;

Bugünün akil adamları ise;

Sonunun nereye varacağını kimsenin bilmediği ve adına “süreç” denilen bebek katili Öcalan ve Başbakan Erdoğan dışında kimsenin bilmediği bu “garabetin” şuursuz savunucuları bu milletin başına neler getireceğini bilmeden bir araya geldikleri heyetin adıdır. İrşad heyeti mensubu, sonraları da “istiklal marşını yazan kahraman M.Akif Ersoy;19 Ekim 1920 de Kastomonu’da  Nasrullah Camiinde verdiği vaizde bakın neler söylüyor ve günümüz Türkiye’sine de nasıl mesajlar veriyor:

“Ey Cemaati Müslim’in! Milletler topla, tüfekle, zırhlı ile ordularla, tayyarelerle yıkılmıyor, yıkılmaz. Milletler ancak aralarındaki bağlar çözülerek, herkes kendi başının derdine, kendi havasına, kendi menfaatini temin etmek sevdasına düştüğü zaman yıkılır.”

Bundan dolayı şimdi söylediğim gibi bizi ezmek için ancak iki kuvvete malik bulunuyor: Birincisi Yunan ordusu, ikincisi memleketimizde çıkaracağı, daha doğrusu çıkarmakta olduğu nifak! Zaten bu ikinci kuvvet olmasa birincisinin hiç önemi yoktu. Biz, aklımızı başımıza alarak el ele verdiğimiz gün, Allah’ın yardımıyla memleketimizi, istiklalimizi kurtarmak lığımız (Kurtaracağımız) muhakkaktır.

Mehmet Akif Ersoy bu vaizinde “milletler ancak aralarındaki bağlar çözüldüğü zaman yıkılır” diyor. Şu anda ise Türk milleti 36 etnik parçadan birine, Türk milliyetçiliği “ayaklar altına”  alınmak ve üniter yapı yok edilmek istenmektedir.

Şimdi sormak lazımdır 63 aklı karışık adamı milli mücadeleyi kuvvetlendirmek, Türk milletini yeniden yaratmak için yola çıkan İrşad Heyeti ve o heyetin “ateşli savunucusu” Mehmet Akif Ersoy ve arkadaşlarına benzetmek hangi kitapta yazmaktadır.  

Sonsuzluk (Osman Özeker)    07.05.2013 

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..