Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '08

 
Kategori
Eğitim
 

İş için lazım ama

İş için lazım ama
 

Son Çay


Eskişehir'deyim. Otobüsten ineli beş dakika olmadı. Seyitgazi'ye gideceğim. Belki de bundan 10 ay sonra başka bir ilin, muhtemelen çok daha soğuk, otogarında -muhtemelen daha küçük- o ile bağlı bir ilçesine gitmek için minibüs bekliyor olacağım. Belki yerler daha sert beyaz bir örtüyle kaplı olacak ve muhtemelen bu sebep görev için gitmek zorunda olduğum okuluma geç kalmama neden olacak.
Sıcacık çayımı yudumluyorum otogardaki bir çayevinde. Yurdumun her köşesinde belki binlerce ince belli, tavşan kanı bardaklar bir doluyor bir boşalıyor. Çaycı ya soruyorum:

- 07:15 otobüsü gelir mi otogara?

'Gelir hocam gelir' diye bir söz duymayı o kadar çok isterdim ki; 'Gelmez hocam, gelse de geç gelir' lafına da razıyım.

Orda da böyle midir acaba? Bizim köy ve ilçelerde öğretmen hanımlar da çok sevilir öğretmen beyler de. E tabi ki aynıdır. Belki de fazlasıyla. Bir tanım geliyor aklıma: Okullar kültür aktarıcılarıdır da, sadece evrensel bilgilerle donatmaz öğrencileri. Öğretmen okulda anne babamızdır. Çocuklarını emanet ettikleri hocalarına hizmet etmemek olur mu hiç?

Güneş yine doğudan yükseliyor, sanki sadece kendini ısıtıyor. Kocaman bi daire gibi, etrafında ışık saçılımları hiç yok. Ufuk çizgisinin hemen üstünde, yanında belirmiş bulutla çene çalıyor. Saat 07:25. Bir ses geliyor arkamdan. 'Gelmez otobüs, bugün pazar ama 08.00'de var.

Dünden kalan duygusal çöküntüm bugün daha da ağır üzerimde. Ailemin ve devletimin desteği ve imkanlarıyla 16 öğretim yılı okudum. 17. yılımdayım. Okul öncesi eğitimini de sayarsam 18. yıl. Artık karar mekanizmalarım okumaya son vermem konusunda mutabıklar. 23 yaşımdayım bile diyemezken bakınca geriye, hayatımın çoğunu soğuk sıraları içinde barındıran sıcacık ortamlarda geçirmişim. Hayli uzun bir süreç. Ve sonuca bakıyorum da hepsi bir iş için lazım: Öğretmenlik!
Öğretmenliği küçümsediğimden değil ki küçümsenecek meslek yok bu devirde, herkes kendi ekmeği peşinde. Çocuk ve ergen aklımla kendime ülkü edindiğim 'baba mesleğinden uzakta bir hayat kurmak' artık bir hayale dönüşmüş durumda. Amacıma giden yolda senelerce yürüyüp tam elime aldım derken yolun sonundaki umut ışığım sönüyor: Öğretmen olmak...

Yurt genelinde halen öğrenimin sürdüren 13 üniversitenin Fizik, Kimya, Biyoloji öğretmen adaylarından her yıl 15'er kişi atanıyor. Bu önümüze öyle bir tablo çıkarıyor ki bir Fizik Öğretmeni olarak önümüze konulan sınavda bütün bölümler dahilinde Türkiye genelinde ilk 100'e girsen bile öğretmen olarak atanamama riski var.

Anlaşılan ülküme ulaşmak için ergen aklımla yolumun sonuna koyduğum araç da hayal oldu anlaşılan. Ben şimdilik hayal kurmaya devam edeceğim. En azından 6 ay daha. Diplomamı elime alayım ondan sonra biter hayal. ÖSS sonuç belgemin yerine asarım. Ne işe yarayacaksa! Bir iş için lazım olur herhalde.
Ustam bir çay daha.

 
Toplam blog
: 70
: 1093
Kayıt tarihi
: 27.01.08
 
 

Çok da eskilerde olmayan bir tarihte doğdu. Kulağına ismini fısıldadılar: İsmail. İsmini büyüyünc..