Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İşaretlere dikkat!!!

İşaretlere dikkat!!!
 

Artık daha çok inanıyorum bu dünyada her şeyin bir saati olduğuna. Bir zamanlama bütünü aslında her yaşadığımız, bizim dışımızda yaşanan gecikmeler, ertelemeler, yolda yürürken rastlanan bir tanıdık, kaçırılan otobüsler, yolda yürürken bağcıklarımızın çözülmesi, bir şeyleri almayı unutup geri dönmemiz…

Aslında, hepsi birer kurgu, bir yerlere, bir şekilde bizi götüren anahtarlar sadece. Bizim başrolünü oynadığımız, zaman zamanda figüranlığını yaptığımız oyunun bir parçası.

Kim inanır ki; arka arkaya kaçırdığınız 3 otobüsün aslında size bir hayat kurtaracağınızın bir işaretinin olduğuna.

İnanmak zor değil mi?

Aslında inanmalısınız. Ben artık daha çok inanıyorum.

Şöyle bir düşünün; Eve yetişmeye çalışıyorsunuz ama nafile binmek istediğiniz her otobüs sanki size inat kaçıyor, yetişemiyorsunuz. Yolda bağcıklarınız çözülüyor, birini bağlıyorsunuz, diğeri çözülüyor. Sanki her şey sizi geç bırakmaya programlanmış gibi üstelik saat neredeyse gece yarısına yaklaşmış. Merdivenleri bin telaş çıkıyorsunuz, kapıyı çalıyorsunuz, açılıyor. Tam ayakkabılarınızı çıkartıp içeri geçerken, birden karşı komşunuz çıkıyor karşınıza; ellerinin titrediğini görüyorsunuz hatta elleri öyle titriyor ki elindeki su bardağı yere düşüyor ve kırılıyor, sadece “şekerli su" diyebiliyor,içeriye seslenmek için dönüyorsunuz ama komşunuz çoktan yere yığılmış. Daha ne olduğunu anlayamadan onu kucaklayıp kendi evinize taşıyorsunuz. İstediği şekerli suyu hazırlayıp, yarı baygın komşunuza içiriyorsunuz. Hemen evine koşup telefon aramaya başlıyorsunuz. Ev telefonunu bulup tanıdıklarının numarasını aramaya başlıyorsunuz. Eşini arayıp hasta olduğunun haberini veriyorsunuz ve şekerli suyu içen komşunuz bir süre sonra kendine gelmeye başlıyor ve ağzından şu sözler dökülüyor;

“Evde yalnızdım. Ben şeker hastasıyım ve şekerim düştü. Evde kimse olmadığından birkaç kez düşe kalka kendime şekerli su hazırlamaya çalıştım ama yapamadım. Geç olduğu için kapıyı çalmaya utanmıştım ama sizin eve girdiğinizi duyunca zor zahmet kapıyı açabildim. Zaten sonrasını hatırlamıyorum. Siz olmasaydınız…”


Sizce de bu dünyada her şeyin bir saati yok mu? Hayatınıza giren insanları bir düşünün. Onları nereler de ve nasıl tanıdığınıza. Siz aslında hayatınızı kendinizin kontrol ettiğinizi düşünseniz de çoğu zaman kurgulardan ibaret olabiliyor.

İşaretlere dikkat edin, onlar çoğu zaman sizi aslında gitmek istediğiniz yerlere değil de, tahmin ettiğinizin dışında başka doğru adreslere götürebilirler…

 
Toplam blog
: 139
: 3267
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Ya herşeyim ya hiçim.... Birbirinden güzel fotoğraflarıyla yazılarımı destekleyen canım arkadaşı..