- Kategori
- Şiir
Islak bir veda (Kurtuluş Parkı)

ıslak bir veda karşılar beni
her gidişimde kurtuluş parkına
atılmış bir gururla
ince bir yüzük izi bulurum
hakaretlerle dolu dolu o çamın altında
neye inat edip de gittin bilmem ama
gelip gecelerimi aydınlatacakken
bu satmanın sebebini bulma sevdasına düştüm şimdi
gelirim her sabah bu parka
ve beni ilgilendirmeyen gazete manşetlerine dalarım
sayfa sayfa aradığım
kimi zaman sen olursun
belki sen sanırım gördüğüm her fotoğrafı
belki olayda adı geçenlerle aynı olursun
ama hiç sen olmazsın şu karşıdan süzülüp gelen kadın
ellerin olmaz üşümüşlüğüme sıcaklık koyan
gözümün yaşını silen senin dantel mendilin olmaz
velhasıl öğle olur akşam olur
park bildiğin gibi değil artık inanılmaz soğur
hatırlasana o kasım gecesini
eksi 15`e düşmüştü derecelerde
yine de üşümüyorduk seninle
sırtımızı birbirimize verince
şimdi soğuk dediğim gibi
bir şarapçı halit var orada
bir de sessizliğin sarhoşu ben
ara sıra kalırım muhabbetine gecenin bir yarısına kadar yanında
tutmaz yerini muhabbeti ama neylersin
odama gelirim
penceremde usulca kayan yağmur olursun
dışarı çıkarım mahallenin sönmüş ışıkları olur gönlüm
fırına giderim, sıcak bir ekmeğe
kokusu sen
pantolonumdaki sökük
sacımdaki kabarmış teller
ne varsa hepsi sen
yüreğim kalbi durmuş romanken
içimde yükselmiş bir alev yoklar yanlızlığımı
kabimin közünü karıştırma
beni bıraktın nasılsa
aldırma
ne gözyaşıma ne yazdıklarıma
hadi sevdiğim var git yoluna
beni böyle bırakıp gitmelerine doyma
Denizhan Burhan
AŞKLARA AYRILIK YAĞIYOR