İslam ülkelerinde türban uygulamaları....

Türban, Eski Mısır`da üst sınıfa mensup olmanın göstergesidir. İslamiyet öncesi Araplar`da, birinin türban takmasını yasaklamak onu aşağılamak anlamına gelmekte, birinin sarığına vurmak ağır bir hakaret sayılmaktadır. Babilliler`de gençlik ve gücün simgesi olan türban, Yahudiler`de günahsızlığın simgesi olmuştur. Ama daha sonra Musevilikle birlikte, kadının alt konumda olduğunu göstermesi için erkeklerin yanında başını örtmesi zorunlu kılınmıştır. Ama bunu dinsel bir zorunluluk haline getiren Hıristiyanlıktır. Kadınları başlarını örtmeye zorunlu tutan ilk kişi, Hıristiyanlığın asıl kurucusu Tarsuslu Aziz Pavlos`tur. `Korinthoslulara Mektup`ta, `Tanrı esiniyle dua eden veya konuşan her kadın başını örtmelidir. Erkek başını örtmez, Tanrının imgesidir ve şanıdır, ama kadın erkeğin şanıdır, çünkü erkek kadından değil, kadın erkekten yaratılmıştır ve erkek kadın için değil, kadın erkek için yaratılmıştır` demektedir. Buna karşılık Museviler`de türban gücün, iktidarın simgesidir, bu öge Araplara emirliğin simgesi olarak geçecektir.

Tunus'a turistik bir gezi için gittiğimizde oradaki kadınların hepsinin türbanlı olduğunu düşünüyorduk. Ancak dışarıda tek tük saçı görünür şekilde başörtüsü bulunan kadınların dışında tam tesettürlü kimseye rastlamamıştık. Sonradan öğrendiğimize göre Tunus'un kurucusu Habib Burgiba, laikliğe aykırı olur düşüncesiyle kadınlara türban yasağı getirmiş, hatta sokakta türban takanlara ceza verilmesi söz konusuymuş. Daha sonraki yönetim türban yasağını gevşetmişse de tam tesettür yasağı devam ediyormuş.

İran'da ise bilindiği gibi İslami şartlara uygun olarak örtünmeyen kadınların cezalandırılması söz konusu. Ancak orada yaşayan bir arkadaşımın anlattığına göre lüks semtlerde yaşayanlara ayrıcalık tanınırken, sokakta istenilen şekilde türban takmayan kadınlara para ve kırbaç cezası uygulanıyormuş.

Diğer islam ülkelerinde ise durum şöyle:

Birleşik Arap Emirlikleri:
Ülke genelinde kadınlar dini inançları ve dayatmalar gereği peçe takmak zorunda. Turistik Emirlik Dubai'de ise peçeli kadınların iş bulma şansı yok. Dubaili kadınlar iş hayatında şık bir elbise üzerine renkli türban takmayı tercih ediyor.

Suudi Arabistan:
Kadınlar iş hayatı dahil her alanda peçe takıyor. Farklı giyim tarzına şeriat yasaları gereği anlayışla yaklaşılmıyor. Taşlanarak öldürülmeye varan cezalar veriliyor.

Kuveyt:
Ülkede polisi, memuru ve ev hanımı tüm kadınlar genellikle peçe takıyor. Kadınların toplumsal hayattaki rolü artsa da giyinme özgürlüğü yok.

Mısır:
Peçe tartışma konusu. Kadınların büyük çoğunluğu peçe yerine türbanı tercih ediyor. Bir öğrenci peçe takmasını yasaklayan okul yönetimine karşı açtığı davayı kazandı.

Pakistan:
Ülkede kadınlar genellikle türban takıyor. Aşırı dincilerin yaşadığı bölgelerde ise peçe yaygın.

Endonezya:
Kadınlar genellikle türban takıyor. Peçelilere nadiren rastlanıyor. Şeriat kurallarının uygulandığı Aceh'te bile kadınlardan türban takması isteniyor.

Malezya:

Yüzde % 61 i Müslüman olan ülkede İslamlaşmanın ötesinde Araplaşma yaşanıyor. Ahlak polisi daha görünür hale gelip, hayata müdahale etmeye başlamış. Artık türban takmayan Müslüman kadınlar garipseniyor. Geçen sene dini ne olursa olsun kadın polislerin türban takması zorunlu hale gelmiş. Yönetim değiştikten sonra son 10 yılda türbanlı kadınların sayısı %10 dan % 80 e ulaşmış. Malay'lı bir genç kız türban takma gerekçesini şöyle açıklıyor:


"Çünkü normal olan bu. Biz Malayların yaptığı böyle, ailem, arkadaşlarım, komşularım hepsi türbanlı."

Ülkemizde ise AKP iktidarından sonra türbanın yaygınlaşmaya başladığı bir gerçek. İnancı gereği başı örtülü olanları bir tarafa ayırırsak, saçının kılı görünmeyecek şekilde baş örtülerinin artına bir örtü daha koyarak sıkı sıkıya tesettürlü gezmenin inanç ötesinde bir simge olduğu birçok kimse tarafından öne sürülmektedir.

Gerek din kitabımızda gerek hadislerde "Kadının saçının görülmesi günahtır." veya "Kadın saçının kılını bile göstermemelidir." diye bir ibareye rastlamadım.

Sıkı bir tesettür altında çok koyu makyaj yapan kadınlar hakkında İranlı bir kadının görüşleri ise şöyle:

Türban – estetik ikilisi aslında sosyal bir sorun!

Uzmanlar, türban - estetik arasındaki bu yakın ilginin aslında sosyal bir kökeni olduğunu belirtiyor. Bunun doğruluğunu da, İran'dan aktris Fâtıma Mûtemedarî (Fatma Mutemed), yeni kuşak üzerindeki kıyafet baskısının estetik ameliyatları arttırdığını söylüyor.

Başörtüsünün altında saklı olan güzelliği toplumuna göstermesi gerektiğini düşünüyor. Burunlarına estetik yaptırmaları ve aşırı derecede makyaj yapmaları yasaklarla ilgilidir. Bence onlar daha serbest bir toplumda yaşasalardı yüzde 90'ı estetik yaptırmaz veya aşırı makyaj yapmazdı."

Türban Başbakan'ın "Velev ki simge olsun" demesi ayrı bir tartışma konusudur.

Simge nedir?

Vikipedi'ye göre:

Sembol ya da simge en genel anlamda, görünmez ya da algılanamaz bir şeyi benzerlik, uygunluk, bütünlük gibi çeşitli yollarla temsil etmek üzere kullanılan bir maddi nesne ya da algılanan bir araçtır.

Aynı simgeye sahip insanlar birlikte hareket ederler ve bölünmez bir bütünün parçalarıdır.

Ordularda askerler tek tip elbise giyerler. Takım sporlarında sporcular aynı formaları giyerler. Bunlar belli bir gruba ait kimselerdir ve birlikte hareket ederler.

Bir topluluk içersinde ise aynı simgeyle birlikte hareket eden kişiler toplumda rahatsızlık yaratırlar.

Geçenlerde ABD Başkanı Obama'nın eşi bayan Obama'nın giydikleri moda oluyor şeklinde bir haber çıktı ve genç kızlar ABD' de bayan Obama'nın giydiklerini giyiyorlarmış.

Ülkemizde bizim genç kızlarımızın da örnek aldığı kişiler var. Onlar da o kişilere benzer şekilde giyiniyorlar.

Örnek aldığı kişiler kimler mi?

Cumhurbaşkanı'nın eşi ile Başbakan'ın eşi.....