- Kategori
- Ekonomi - Finans
İslam ve ekonomi (4) İşte Kapitalizm; Üretmeyi beceren insan, hakça paylaşmayı da öğrenecektir.

Toklar; Bırakınız doysunlar. Açlar; Bırakmayınız soysunlar!
İçerikte kapitalizm, isim babalarının kaleminden, tarafsız, basit, anlaşılır bir şekilde verilmektedir. Sonraki yazıda İslam ekonomi anlayışı, onu takibeden yazıda da; Kapitalizm, Komünizm ve İslam ekonomi anlayışlarının karşılaştırması olacaktır. Değerlendirme her zaman olduğu gibi elbette okuyana aittir.
Komünizmin bir anlayış ve ihtiyaç olarak; 19’uncu asırda özellikle sanayi devrimini ilk kez gerçekleştiren İngiltere’de yüksek sesle dile getirilmiştir. Makineleşmenin meydana getirdiği hızlı üretim artışı, beraberinde işçiye olan talebi de artırmış ve elbette artan işçi sayısı; o oranda sorunları artırmış ve birileri de bunu dile, gündeme getirmiştir.
Kapitalizm ise; Gerek üretimin hızla artması ve gerek artan üretime paralel olarak uluslararası ticaretin ivme kazanması; beraberinde sermayeyi de hızla büyütmüş ve bunun doğal sonucu olarak yeni bir ekonomik sisteme ihtiyaç duyulmuştur.
Çok basit özeti ile Komünizm; artan işçi sayısına paralel olarak, sahipsiz olduğu için ezilen işçilere ve sorunlarına çözüm; Kapitalizm; büyüyen sermayenin kendine daha verimli ve özgür bir alan bulması için ortaya çıkmıştır.
* * *
Kapitalist oluşuma zemin hazırlayan olaylar;
-“Ortaçağın sonlarına doğru, Batı Avrupa toplumlarının iktisadî temellerini değiştirecek birtakım etkenler ortaya çıkmıştı, Bir kere, denizaşırı ülkelerdeki keşiflerle ticaret genişlemişti. Bunu izleyerek Avrupa'ya akan altınlar, bir taraftan fiyatları yükselterek ticarî kapitali büyütüyor ve ticarî kapitaliste kârlı yeni iş alanları açıyor, bir taraftan da, taşınmaz mal gelirleriyle yaşayan soyluları fakirleştiriyordu.
-“İkinci olarak, tarımda üretim tekniğinin değişmesi, geleneksel geçimlik (bedeni) ekonomi düzenini yıkmıştı. Tarımsal üretim piyasaya yönelmiş, piyasa kanunlarıyla beraber de ticarî kapitale bağlı hale gelmişti. Ticarette artan kâr olanaklarıyla birlikte, bireycilik’in gelişmesinde, dinde yapılan reform hareketinin önemli rolü olmuştur…”
-“16-17. yüzyıllarda, anonim şirket düzenindeki imtiyazlı ticaret kumpanyaları, denizaşırı bölgelerde ticareti tekelleri altında tutuyordu. Özellikle İngiltere'de, bu kumpanyaların yöneticileri, çağlarının iktisadî düşüncesinin sözcülüğünü eden kişiler olurlar...
* * *
Kapital nedir?
Kapital; (Türkçesi sermaye) bir gelir elde etmek üzere kullanılan, işletilen her türlü mal ve paraya verilen isimdir. Niteliğine göre; Fiziksel sermaye (fabrika, teçhizat ), mali, sabit, işletme sermayesi. Kaynağına göre; Öz sermaye, yabancı sermaye. Kullanıldığı yere göre; Duran sermaye, dönen sermaye…
* * *
Peki, Kapitalizm nedir? ; Kimileri onu, Serbest piyasa ekonomisi, kimileri de, liberal sistem olarak tanımlamaktadır.
-Sistem kendini; “İnsan veya doğa yapısı sermayenin yani üretim araçlarının, özel mülkiyet altında bulunduğu ve kişisel kazanç için kullanıldığı bir ekonomik örgütlenme biçimi olarak tarif eder.”
-“Özel girişim ve piyasa serbestliğine dayanan Kapitalizm, Batı Avrupa’da 15. ve 16. yüzyıllardan itibaren feodalizmin yerini almış, sanayileşme ile birlikte hızla gelişerek 18. ve 19. yüzyıllarda egemen üretim biçimi haline gelmiştir ve halen bu anlayış etkinliği dünya genelinde sürdürmektedir.
* * *
Peki, Kapitalizmin yerini aldığı “Feodalizm nedir?
-“Feodalizm (Derebeylik); başta Ortaçağ Avrupa’sı olmak üzere tarihin birçok evresinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik örgütleniş biçimidir…
-Feodal toplumun siyasi örgütlenişi, koruyan-korunan ilişkisine dayanan hiyerarşik bir örgütleniştir. Merkezî otorite zayıftır, yerellik görülür. Feodal ekonomi ise, kendi kendine yeterlik üzerine kuruludur…
-Ticaretin tekrar canlanması ile temelleri sarsılan feodalizmin son kalıntıları Sanayi Devrimi ile tamamen yok olmuştur. (Vikipedi)
* * *
Kapitalist anlayışı biraz daha açalım;
-“Günümüzde de en yaygın ve güçlü ekonomik sistem olan Kapitalist sistemin felsefesi "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler", şeklinde özetlenebilir. Buna göre kişiler kendi çıkarlarına uygun hareket etmekle, toplum
çıkarlarına da uygun hareket etmiş olacaklarını düşünürler…
-“Bu şekildeki davranışla ekonomik sistemde bir uyum ve düzen olduğu ileri sürülmüş ve buna görünmeyen el ilkesi adı verilmiştir.
-“Bu ilkeyi ilk kez tutarlı bir şekilde tanımlayıp ortaya koyan kişi olan İskoç asıllı Adam Smith"e göre, her birey kendi çıkarlarının peşinde koştuğu zaman, görünmeyen el aracılığıyla herkesin çıkarı sağlanmış olacaktır…
* * *
Kapitalist ekonomilerin vazgeçilmezleri, ‘olmazsa olmaz’ları nelerdir?
-“Özel mülkiyet ve veraset: Kapitalist sistemin temel kurumu olan özel mülkiyet ile mal sahibine, sahibi olduğu mallar üzerinde tam bir denetleme ve kullanma yetkisi ve hakkı verilir, ayrıca bu hak toplum tarafından korunur. Özel mülkiyette, kişi istediği üretim aracını istediği miktarda alabilmeli veya bir başkasına devredebilmeli ve sahip olduklarım mirasçılarına devredilmelidir…
-“Kâr amacı ve girişim özgürlüğü: Kapitalizmde iktisadi etkinliğin temel amacı kâr elde etmektir. Üretim araçlarına sahip olan ve onları mirasçılarına bırakabilen insanlar, en yüksek kârı elde etmek için çabalarlar. Bu durum kapitalist sistemin dinamizmini oluşturur.
-"Üretim araçları üzerinde mülkiyet hakkının sınırlandırılması halinde kimse isteyerek çalışmaz ve toplum dinamizmini kaybeder… "
-“Bu nedenle kapitalizmde kâr amacı ve girişim özgürlüğü çok önemlidir. Girişim özgürlüğü, kişi ya da firmaların ekonomik kaynakları elde etme ve bu kaynakları herhangi bir üretim dalma ayırabilme, üretim faaliyetinde bulunmak isteyenlerin üretim araçlarını kiralama, satın alma ve üretimde kullanma ve kendi isteklerine göre üretimlerini pazarlayabilme özgürlüğüne sahip olmalarıdır…
- “Piyasa mekanizması ve fiyat sistemi: Kapitalist sistemde ekonomik sorunların çözümü için gerekli düzenleyici olarak piyasa mekanizması ve fiyat sistemi esas alınmıştır. Buna göre piyasa mekanizması iyi işlerse, fiyat sistemi devletin hiçbir konuda müdahalesine gerek kalmadan her şeyi düzenleyecek, mal ve ürün piyasalarında kıt kaynakların en iyi bir şekilde kullanılmasını ve toplumun refaha ulaşmasını otomatik olarak sağlayacaktır.
-Rekabet: Kapitalist ekonomilerde rekabetin en önemli görevlerinden biri, mal üretiminde, yüksek verimlilik sağlamak ve ulaşılan verimlilik düzeyini korumak, geliştirmektir.
Peki, daha başka;
-“Piyasaya giriş ve çıkışlarda hiç bir kısıtlama olmamalı, üretici firmalar istediği sektörde rahatça iktisadi faaliyet gösterebilmelidirler…”
-“Firmalar, kendilerini düşünerek karlarını ve menfaatlerini maksimum kılacak şekilde hareket ederlerse, bu şekilde toplum refahının da en üst seviyeye çıkacaktır.”
-“Üretici ve tüketici firmalar çok sayıda olmalı. Bu firmalar, piyasa işleyişine etkide bulunamamalı, piyasayı etkileyecek kararlar alamamalıdırlar…”
İslam ekonomi anlayışı ile devam edecektir.
Resim:www.inadinasevdainadinakavga.azbuz.com'damn alıntıdır.