- Kategori
- Gündelik Yaşam
İslam ya da Müslümanlık sevgi dini midir?

Kaynak: İnternet
Charlie Hepdo'ya yapılan saldırıdan sonra yazılan bir çok köşe yazısını okudum; kimisi komplo teorisini savunmuş, kimisi İslamofobi" konusunda ısrarlı, kimileri de neden-sonuç ilişkisini irdelemiş.
Köşe yazılarıyla birlikte yazılan yorumları da okumak gibi bir adetim var ki dehşete düşmekle mutlu olmak arası gidip-gelmelerin en hızlısını yaşıyorum!
Her yiğidin ayrı bir yoğurt yiyişinden yola çıkarak şahsi fikrimi beyan etmezsem olmaz.
Bir kere hemen her yazarın yazısına başladığı cümleyle hemfikiriz; "Bu yapılan aynı zamanda düşünce özgürlüğüne ve basına saldırıdır"!
İnsana da saldırıdır ama!
Cinayet de değil, terördür resmen!...
Bunun başka da bir açıklaması yoktur!
******
Sömürgelerden, emperyalizmden, Irak'a girme nedenleriyle Suriye ve Arap Baharından dem vuran yazıların gerçeklik payları olabilir ancak neden hep İslam camiasına denk geliyor?
Hakikaten emperyalist güçlerin bir oyunu ise dünya üzerinde bulunan Müslümanların, İslam dinini kabul etmiş insanların sayısı ve akılları bu oyuna gelemeyecek kadar kıt mıdır?
Bence asıl sorulması, sorgulanması gereken budur!
******
Şahsen, aynı din içinden bu kadar mezhep çıkmasını da anlayamadım!
Yani; madem sevgi, hoşgörü, paylaşma dini, arkadaş birbirlerine azıcık da olsa hoşgörü gösterip, birbirlerini anlamaya çalışıp da ortak bir yolda birleşememişler mi?
Niye ille de benim dediğim gibi olsun diye tutturmuşlar; oysa hepimiz benzer kemiklerden, damarlardan, hücrelerden oluşmuşsak?
Bu yüzyılda hala Sünni ve Alevi ayrımcılığı yaşanıyor; hem de laik bir cumhuriyette!
Birbirlerine düşman kesilmiş mezheplerin aynı dinden feyz aldıklarını unutmamak gerek!
******
"İslamofobi" diye bir gerçek var, bu doğru...
Bunu oluşturanların da yine İslam camiası olduğunu düşünüyorum.
N'olur, bir düşünün: Kız ve erkek çocuğu ayrımı yapanlar kimler? (Hani ırkçılık yapıyorlar diye suçlanıyor ya bazı ülkeler, cinsiyet ayrımcılığı yapmak ırkçılıktan daha beter!)
Bakın, hala yeni açılan pakette kadınlara armağan gibi sunulan, oysa işgücünden çekilmeleri amaçlanmakla birlikte doğurun, habire doğurun diye telkin veren maddeler var ki yalnızca telkin ediyor! İşeyiş, sonuç ise muamma...
Bizler; dinin üzerimizde oluşturulmaya çalışılan egemenliğine karşı savaşmaya çalışıyoruz. Yıl 2015!
Yer: Türkiye Cumhuriyeti...
Halihazırdaki anayasada "Laik" olarak görülüyor, oysa artık olmadığının farkında olanlarla bu farkındalığa savaş açmış kişiler ciddi platformlarda karşı karşıya geliyor.
Kazananlar hep güçlü olanlar oluyor!
"Doğru" olanlar değil...
******
Elinde tüfek, tabanca olanlar elinde kalem olanlara karşı kendi güçlerini gösteriyor; onlara göre eli kalem tutanlar da gücü ellerinde taşıyor.
Atladıkları bir konu var: Allah herkese akıl, mantık, duygu ve karşılaştırma yeteneği vermiş. Hal böyle olunca insan her yazıyı okur ama kendi akıl, mantık ve duygu süzgecinden geçirebilir.
Oysa silah yalnızca öldürür!
İlginçtir ki "Oku" diye başlayan bir kutsal kitaba inanıp da öldürme hakkını kendinde bulmak iki şeye delalet eder: Ya okumayı bilmiyordur ya da okuduğunu anlamıyordur!
Yoksa nerede kalır İslam dininin insan sevgisi, hoşgörüsü, merhameti?
******
İnsan her insanı sevmek zorunda değil, ancak insan her insana saygı duymak zorunda diye düşünüyorum. Zira her dünyaya gelen insanın yaşam hakkı olmakla birlikte inanç, değer yargıları ve yaşam biçimleri aynı olmak zorunda değildir ve bu farklılığın da insanın en temel haklarına tecavüzü normal değildir!
******
Çok üzgün ve utanç duyarak bir örnek vermek istiyorum: Pippa Bacca "Barış gelini" sloganıyla üstünde bembeyaz bir gelinlikle dünya ülkelerini gezerken yolunu Türkiye'ye çevirdi.
Kefenle de bu ülkeden ayrıldı!
Bir adam ona tecavüz etti, sonra da öldürdü!...
Bu ülkeye gelip de tecavüze uğramayan kaç kişi vardır bilmiyorum ama tecavüze uğramakla kaldıklarına sevinmeleri gerektiğini iyi biliyorum!
Öldürülmediklerine şükretmeleri gerekiyor!
Ayy, sinirlenmeyin, bizim kendi kızlarımıza tecavüz eden adamlar ellerini kollarını sallayarak dolaşırlar, tecavüz edilen kızcağız "namus" uğruna babası tarafından küçük erkek kardeşine öldürtülür. (Küçük erkek kardeşe çıkan piyangonun iki nedeni vardır: Birincisi yaşı küçük olduğundan dolayı fazla ceza almaması, ikincisi ise "Aha da gör; bu işlerin doğrusu budur!"
******
Velhasıl, başka ülkelere sığınmacı olarak gitmeyi arzulayanlar ve aynı zamanda gerçekleştirmeye çalışıp da becerebilen ya da becermeye çalışırken telef olanlar konusunda bir araştırma yapıldığında ilk sıra, muhtemelen, İslam ülkeleridir!
******
Bizim ülkemizde yaşayan farklı dinden olanların huzursuzluk çıkarttığını, sıkıntı yarattığını görmedim.
Farklı ülkelere gidenlerin ise çok...
Ayy, ülkemiz ne ferah, ne adaletli falan diye düşünmeyin!
İnsanın insana saygısıdır bunu sağlayan ki ne yazık ki "İnsan olmayı" beceremeyen, becermeye çalışanları da yok etmeye Alahın izniyle niyetlenmiş kişilerin Madımak, Kubilay gibi nefret kusan eylemlerini sırf "Müslüman" olduğumuz için unutmuyoruz!
Ki; son dönemin bilmeden de olsa yarattığı bir gerçek var: Din sorgulaması...
Sahi ya, diyor insan, sahi; yıllardır elhamdülillah Müslünanım diyorum. Diyorum da, annemin, babamın... Babaannemin, dedemin, annanemin, teyzemin öğrettiği din bu değil!
Bizler dürüstlüğü, merhameti, kin gütmemeyi öğrenmiştik.
Bunu sağlayanın din olduğunu sanıyordum yıllarca, meğer sadece "İnsanlık"mış!
******
O vakitler Hacı dedem ne kızlarını örtü altına almış ne de yaşantılarını kısıtlamış.
Bayramda gelinine kalın bir bilezik alıp, kızlarına daha incesini gizli kenarda takıp da, "Kızlar, yengeniz misafirimizdir, onu mutlu etmek görevimizdir, hakkınızı helal edin" diyecek kadar insanmış!
******
İlle de Arap ülkelerine, Malezya'ya, Kenya'ya uzanmaya gerek yok.
Bizim ülkemizde öldürülen yabancılar ile yabancı memleketlerde öldürülen kişilerin son dönem tabiriyle "Kafa sayıları"na bakılsa, yabancı ülkelerde çalışıp, hatta çalışmadan geçim sigortasından yararlananların suç ve seceresine bakıldığında ortaya çıkan sonuç karşısında hala savunma durumunda kalanlara tek bir sözüm var: "Tencere tava çalan komşunu şikayet et!" denildiğinde avuçların patlayarak alkışlıyorken "hırsızı açık et" denildiğinde sus-pus oluyorsan...
Denilebilecek şey açıktır!
Şaşkınlığım ise benzer kişilerin Paris saldırısı karşısında bazı köşe yazarlarının yazıları altına döşedikleri yorumlardır!
Biri demiş ki: Bin dokuz yüz bilmem kaçta Fransız askerin ninenin donunu süngüsüne takıp da bayrak diye salladığını unuttun mu?
Arkadaş, bunu hatırlıyorsun da Mustafa Kemal Atatürk'e teşekkür etmeyi unutuyorsun!
Teşekkür etmeyi unutmakla kalmayıp, hain ilan ediyorsun!
Yok etmeye çalışıyorsun!...
******
O bin dokuz yüz bilmem kaçta kaç yabancı kızın ırzına geçildiğini düşünmüyorsun?
Olmaz mı diye düşünüyorsun?
Yahu yıl olmuş 2015, hala her turist kıza potansiyel "verici" gözüyle bakılmıyor mu?
Vermeyince tecavüz ediliyor, olmadı öldürülmüyor mu?
******
Çok uzun yazdım, farkındayım, ama şunu da demeden olmaz:Kendi kardeşini, çocuğunu iktidar için boğduran hükümdarların soyundan geldiğimizi de unutmayalım!
Çuvaldızı başkalarına batırırken iğneyi de kendimize batırmanın bir erdem olduğunu unutmayalım.
(Erdem derken, bir erkek adı olarak bile kullanılmıyor artık! Para, para, para! Ama edep bu ya; Napolyon'un adı bile anılmıyor!)
Mail: gulgun_2006@hotmail.com
https://twitter.com/Gulgunkaraoglu