İsrail! Artık Durmalısın!

Ey İsrail!

Ey soykırıma uğramışın oğlu!

Sen, acıyı yaşadın ama acı vermemeyi öğrenemedin.

Sen, ateşlerde yandın ama yakmamayı belleyemedin.

Sen, düşmanından merhamet bekledin ama düşman bildiğinden merhameti esirgedin.

Sanki acıyı, başkalarına acı vermek için yaşadın.

Sanki zulmü, başkalarına zulmetmek için gördün.

Prangalardan kurtulup kendine geldiğinde; sana yapılanların bedelini, gittin Filistinlilere ödettin.

Yahova seni affetsin İsrail. Sen neden böylesin?

Neden çevreni ateşe veriyorsun? Niçin hem kendine hem de komşularına hayatı zehir ediyorsun?

İbret dolu geçmişin sana hiç bir şey söylemiyor mu?

Ben, esir kamplarında derisi kemiklerine yapışmış atalarını gördüğümde insanlığımdan utanıyor ve yüzümü çeviriyorum. Zehir soluyarak ölmek nicedir bilemem. Fakat gaz odalarında can verenlerin acısını ve çaresizliğini yüreğimde hissediyorum.

Ey İsrail! Tarihinle yüzleştiğinde sen bir şey hissetmiyor musun?

Artık haberlerde Gazze'ye bakamıyorum. Yaralı çocukların feryadına, ana/babaların çaresizliğine dayanamıyorum. Baktıkça içim kanıyor. İnsanlar çaresiz, insanlar perişan... Denizle sınır arasına sıkışıp kalmışlar. Gökten bomba yağıyor, yerde mermiler uçuşuyor ve Gazze yanıyor. Kaçıp saklanacak yer yok. Hastanelerden, okullardan ne istiyorsun İsrail? Yardım merkezlerini niçin bombalıyorsun? Silahla öldüremediklerin açlıktan ölsün diye mi?

Ey İsrail! Üzgünüm ama seni hoş göremiyorum. Batının vicdanları taşlaşmış liderleri sana hak verse de ben veremiyorum.

İsrail! Ölüm, en yalın gerçektir ve bir gün herkes ölecektir. Sen de öleceksin! Eminim Yahova sana, bu yaptıklarının hesabını soracaktır. Olmaz ya, eğer unutursa birileri mutlaka hatırlatacaktır. Kesinlikle inanıyorum ki, savaştan haberi olmayan ve yaşadığı acının sebebini bile bilmeyen kolundan, bacağından olmuş; yüzü parçalanmış masum çocukların şahitliğini yapanlar çıkacaktır. Ve o günahsızların ahı seni tutacaktır.

İsrail! Yemin ederim ki o zaman, bu dünyada yaptığını yapamayacaksın. Medya gücünü kullanamayacaksın. Batılı yöneticilerin desteğini arkana alamayacaksın! Gerçekleri gizleyip, çarpıtamayacaksın. Hesabını tek başına vermek zorunda kalacaksın.

Ey israil! Senin çocukların uygarlığı nasıl tarif eder bilmiyorum. Fakat bir Filistinli çocuğa göre uygarlık, "kan ve ölüm" demektir. Çünkü ikiyüzlü medeniyetin ona bakan tarafı budur. Yani, her çeşit silahla gelen yıkım ve kıyımdır. Yazık ki o, uygarlığın öbür yüzünü hiç görmemiştir.

İsrail! Artık lütfen gökten ölüm yağdırmayı bırak. Çevrenle dostluklar kurmaya bak. Eğer kendine ait olmayan toprakları iade edersen, komşularına yaşama hakkı verirsen, kavgaya zemin hazırlayan gizli elleri boşa çıkaracak bir basiret gösterirsen bu savaş bitecektir.

Şuna inanıyorum ki, barış yapıldıktan sonra kimse sana saldırmayacaktır ve seni rahatsız etmeyecektir. Batılılar öyle görüp gösterse de, müslümanlar sanıldığı kadar zalim ve kan dökücü değildir. Yarım asırı aşan bir süredir savaşıyorsun. Yıllardır ne kendinde, ne de çevrende rahat ve huzur kalmadı. Bir de barışı denesen ne kaybedersin!

haber7