- Kategori
- Dünya
İsrail-Kürdistan/PKK dosyası; Kaos İmparatorluğu'nun yeni oyuncularıTerör Örgütleri midir (3)

Kaos İmparatorluğu yakıt olarak insanı kullanmaktadır. Çözüm; Sistemin dışındakilerin bir araya gelmeleridir.
Kaos İmparatorluğu'nun, eski sömürgelerinin -şeklen de olsa- demokratikleşmesi, efendilerinin onları kontrolünü giderek zorlaştırmaktadır. Bu nedenle artık hedef toplum ve ülkelerde muhatap olarak; diktatörler (Devletleri) değil, Terör Örgütleri alınmaktadır.
Bu noktadaki soru herhalde şu olmalıdır;
-Bu örgütler nasıl oluşmakta;
-Nasıl finanse edilmekte ve silahlanmakta;
-21'nci asır bilgi-iletişim çağında nasıl at koşturabilmekte;
-Bunlara kimler ne amaçla yol vermektedir?
...
Bu bölümde konunun biraz daha açılması adına, Fransız Sosyolog ve Stratejist Alain Joxe ve Kitabı “Kaos İmparatorluğu”ndan alıntılar verilecek, devam edecek bölümde tekrar Ortadoğu’da yaşananlar, İsrail ve Kürdistan Meselesine dönülecektir.
…
Alain Joxe, “Kaos İmparatorlu’ğu isimli kitabında, Hobbes, Makyavelli ve Clausewitz’in devlet anlayışlarından yola çıkarak Amerika Birleşik Devletleri’nin bütün dünya üzerindeki egemenliğini sorguluyor. Bu egemenliğin ne kadar askerî, ne kadar ekonomik olduğunu tartışıyor.
Amerika Birleşik Devletleri terör karşısında, kesintiye uğrayan barış süreçleri karşısında cezalandırıcı gücünü kullanırken bu süreçlerin kesilme sebeplerini yeteri kadar değerlendiriyor mu? Askerî gücünü barışçı bir düzen kurmak yerine düzensizliği yönetmek, kaosu yaymak için mi kullanıyor?
Körfez Savaşı’nın ardından dünyanın birçok bölgesinde ortaya çıkan çatışmalarla ilgili Amerika Birleşik Devletleri’nin stratejisi barışçı bir çözüm bulmaktan ziyade kaosu sürdürmeye yönelik. Alain Joxe bu tehlikeye işaret ediyor ve Avrupalı devletlerin bu olgu karşısında küresel düzeyde örgütlenmeleri gerektiğini belirtiyor.
Çünkü Birleşmiş Milletler artık bu konuda yeterli bir örgüt olarak duramıyor karşımızda. Amerika Birleşik Devletleri’nin dayattığı kuralların üzerinde bir uluslararası kanun koyucu olamıyor.
Yazar, Amerikan egemenliği karşısında uluslararası hukuku koruyacak bir “Avrupa Cumhuriyeti”nden başka bir çözüm kalmadığını ve bu noktada Fransa’nın “genel bir demokratik egemenlik modeli” olarak çok önemli bir rol üstlenebileceğini söylüyor.
*
Yazar, “Amerikan imparatorluğunun geleceği meselesini önemli bir soru sorarak ortaya atıyor: Amerika Birleşik Devletleri'nin gücü her şeyden önce ekonomik midir, yoksa askeri temelli bir iktidar mıdır?
…Devlet, Cumhuriyet ve İmparatorluk" kuramlarına başvuruyor. Ekonomi de dahil olmak üzere iktidarını sağlamak için devlet, silahlı güç tekelini meşrulaştırır ve Ortaçağ'ın sonunda ortaya çıkan doğal durumu, "herkesin herkese karşı savaşı"nı savuştururdu. Ama bugün, özellikle üç büyük dine mensup aşırı sağcı din adamlarının siyasallaştırdığı köktendincilik adı altında yeniden sanki o günlere dönüyoruz.
Yazar 1991'deki Körfez Savaşı'nın ardından Amerikan stratejik doktrinini inceleyerek, dünyanın her tarafında patlak veren "küçük savaşlar"ın derindeki sebeplerine ışık tutuyor.
Amerika Birleşik Devletleri gücüne rağmen ne düzeni ve barışı getirmek için dünyayı ele geçirmeyi, ne de bütün dünya halklarının genel olarak güvenliğinin sorumluluğunu üstlenmeyi düşünüyor.
Sadece, uluslararası hukukun dışında, bölgesel koalisyonlarla düzensizliği yönetmenin peşinde. Umutsuzluk semptomlarını bastırmaya ya da terörizm suçlarını cezalandırmaya çalışıyor; ama dünyanın her yerinde "zarar görmüş barış süreçlerini" yaratan sebeplerle hiç ilgilenmiyor.
Alain Joxe tüm bunların ışığında, bu "imparatorluk kaosu"na karşı Avrupa'daki cumhuriyetlerin küresel düzeyde örgütlenmelerinin önemine işaret ediyor.
*
Fransız sosyolog ve stratejist Alain Joxe, dünya barışını tek başına’ tehdit eden Amerika Birleşik Devletleri egemenliğinin ekonomik, askeri ve siyasî temellerini irdelelerken, tanığı olduğumuz Irak Savaşı’na giden süreci de aydınlatıyor.
1991 Körfez Savaşı’nın ardından oluşturulan Amerikan stratejik doktrinini inceleyen joxe, bir imparatorluk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin barış, dünya düzeni, halkların güvenliği ya da ‘özgürleştirme’ peşinde olmadığını, gerçek amacının bölgesel koalisyonlarla dünyadaki düzensizliği yönetmek olduğunu gözler önüne seriyor.
Kaos imparatorluğu gücünü, mevcut düzensizliği mali ve askerî normlarla yönetmek için kullanıyor. Küreselleşme adı altında, dünya üzerinde öyle hâkimiyet kuruyor ki, zenginlerle yoksullar arasındaki eşitsizliği büyütüyor ve dünyanın her yerinde sonu olmayan savaşlara ebelik ediyor.
Klasik kapitalist tarzların aksine, küreselleştirici neo-liberalizm kaostan çıkar sağlıyor.
Çünkü kuralsızlığın doğurduğu düzensizlikten besleniyor, zenginleşiyor.
…Alain loxe, düzensizliği yöneterek semiren’ bu imparatorluğu tek bir cumhuriyet gibi direnmek zorunda olduğunu vurguluyor..” (1)
…
Yazardan anladığımız, Yeni Dünya Düzeni, “düzensizlik-kaos” üzerinedir. Toplumlar-Devletler, bu strateji ile, “sömürge” olarak korunacak ve daha düşük maliyetle zahmetsizce yönetilecektir.
-Kaos varsa, çatışma vardır.
-Çatışma varsa, bölünme vardır.
-Bölünme varsa, savaş-silah satışı vardır.
Bugün, Amerika, Rusya, Fransa, Çin gibi devletlere baktığımızda en büyük gelir kalemleri arasında silah satışları olduğunu görürürüz.
-10 Milyonluk Yunanistan, 80 Milyonluk Türkiye'ye karşı -hangi akılla!" silahlanarak batmamış mıdır?
- İki Büyük Devlet'ten biri olan Rusya'nın, 1990'lardaki ekonomik çöküşünde, Amerika ile olan uzay (silahlanma) yarışında geri kalmama endişesi yok mudur (2)
Devam edecek
Resim; haber7.com
Kaynak;
(1) Kaos İmparatorluğu, Alain Joxe
(2) Yerküre Manifestom, Mihail Gorbacov